BARIŞ ELÇİSİ

Şimdi baş başayız Tanrım.
Düşlerimi, hayallerimi ve sanırım kâbuslarımı arka odada ki sandığa kilitledim. Kâbuslarım düşlerimi yer mi Tanrım? Onları korkutur mu?
Beni çok korkutuyorlar da…
Bu gece annemin boğazını kestim Tanrım. Cesedini farelerle dolu bir kuyuya attım. Kızgın değildi bana. Bende pişman değilim zaten. Ama sen özür dile ondan.
En başında paslı bir hançer veripte rahminden düşürmediğin için beni.
Bu gece diğerlerinden daha uzun olsun Tanrım. Hazırlamam gereken çok bomba, öldürmem gereken çok bebek var. Sen duymadın mı yoksa barış elçisi seçtiler beni.
Bu yüzden buradayım. Gün doğmadan petrol yağdırırsan eğer yetimliği öğrenmez her çocuk. Belki inanmayacaksın ama Şeytan bile önümde eğildi Tanrım. Çocukların kucaklarına misket bombası bıraktım diye.
Ben aslında iyi biriyim. Annem öyle söylerdi. Bu yüzden Afrika’ya ilaç gönderdim. Üzerinde “Tok karınla içiniz” yazanlardan.
Unutmadan Eros’a selamımı söyle. Uzak dursun benden. Son sevgiliyi 16.yüzyıl Avrupa’sına gönderdim. Diri diri yaktılar cadı diye. Zevkliydi izlemesi inan!
Her neyse çok uzattım. Gidiyorum ben. Ortadoğu’ya biraz demokrasi biraz da barış götüreceğim.

A.Tuğçe Bakkal
www.kafiye.net