GİDEMEZSİN

Ne çok ayrılır olduk son zamanlarda, 
Ne çok yalan girdi temiz sevdamıza, 
Ne çok suskun saatler eşlik etti geceye, 
Sabaha ne çok ihanetler kaldı geceden.

Ne garipmiş sevdayı ölümüne yaşamak..Ne garip aşk ateşi için kendi kendinle tezatlara düşmek..An gelir kapıyı çarpıp dönmemecesine meçhule gitmen gerekirken… Sevda seni hapsetmiştir bir kere istesen de eşikten geçemezsin… Gidemezsin… Yüreğinde ihanetin kemirici diş izleri… Yüzünde kızgınlığın kor ateşi…… Beynin içinde gitmekle kalmak arası, sevdayla ihanetin muhakemesi… Kızgınlık anlarında yüzünden sertçe süzülen masum gözyaşları… Mantıkla yürek arası… Gitmekle kalmak çabası… Acı verse de ihanetin belgesi, yaşarken öldürse de gördüğün gerçek olmasını istemediğin gerçekler… Küçük yürek bir daha suskun kabullenir sevdasını… Unutmaya çalışır kendini kanatan acısını… Başaramaz unutmayı ve dört elle sarılır kaybettiğine… Belki bir umut kazanırım diye mutsuz sevdasını… Kurak yürekte belki kalmıştır kökten bir parça sarmıştır onu terk etmemecesine cılız bir dal… Dışarıda hep rüyalar…Hayal alemleri…Seraplar…Süslü dilden çıkan kelimeler.. İçerde gerçeğin kalp atışı… Sade içten kelimeler… Mum misali dibine ışık vermiyor cılız ışık… Katran karası geceyi aydınlatıyor ama titrek mum alevi… Kabullenmek beklide sevda adına gerçekleri görmemek… 
Yürek sesine inanmak… 
Göz kapakların kapandığı zaman gece uykuya kâbus dolu anlar seans seans o anlarda… 
Zoraki gülmeler… 
Gitmekle kalmak arası ince bir köprü… 
Bir ucunda sevdan…. 
Bir ucunda sevdana duyacağın özlem…
Gürhan Olcaytürkan
www.kafiye.net