GEÇMİŞİM GELECEĞİM SON DEMLERİM

Dev dalgaları, ürküten yakamozu, gönül çelen göz kamaştıran, bir zaman zembereğinde çevrilip duran bir acaip olgu ah şu zaman. Dev bir silndir gibi acımadan ezip geçerken üstümüzden, ağartır saçları, büker belleri , çukura sokar bir ayakları ah bu alamet-İ zaman .

Sulusepken , ahmak ıslatan bir yaz yağmuru gibi gelip geçer bir tadımlık, tek kullanımllık şu ömür denen. Takıllır zamanın dikenli tellerine. Bazen, yırtılır etekleri .Bazen ötelere uzanan güzergâhında yürürken düşe kalka , kan revân olur, yara bere içinde kalır yüzü gözü dizleri ,şu nazenin , sınırlı ömrümüzün..

Son demlere kurulmuş yaşam saatimiz, acaba ne zaman irkilterek, o dehşet çınlamasıyla uyandıracak bizi.. “Heeyy bu debdebeli dünyanın son durağına geldin, yallah in artık” dercesine ..

Yunus ne güzel demiş
” Ana rahminden geldik pazara,
Bir kefen aldık döndük mezara.

Ana rahminden yaşamın girizgahına ayak bastık bir kere ve ne kadar istemesek ve ürpersek de düşe kalka kabir güzergâhına doğru ilerliyoruz . Ne zaman ki kabir kapısını tıklatacağız korka korka, ardına kadar açılacak bize bu gizemli kapı ve vuracak kafamız taakk diye tavanına, işte o zaman “eyvaahh ben ölmüşüm” diyeceğiz.

Aman Ya Rabbii neler düşündüm ben , korkutma , ürkütme, son limanda yaşam gemisinden indirirken bizi.

. Geçmişim, geleceğim, son demlerim. Öte aleme uğrladığımız ,bir gün bizim de kavuşacağımız sevdiklerimiz,.. Ne parayla ne sırayla arkadaş, evedkilerin yat borusu dğil bu çalan.Kudret-i ilâhî’nin “Her nefis bir gün ölümü tadıcıdır, hadi şimdi sen de ölümü tat borusu” 
Öyle sıcacık yataklarda döne döne keyifle yatmak tatlı rüyalara mışıl mışıl gözlerimizi yummak değil, Devrilip uzanacağız vakti zamanı gelince el-mahkum topraktan yatağmıza , sımsıkı örtünecek topraktan yorganınımz üstümüze.

Hüzünlü ama tokat gibi vurucu bir gerçek bu , Aman Allahım hem de ne büyük bir gerçek .. Uvv Ruhum üşüdü birden ya , Korktum irkildim.

Ama bir de şu var Allahın merhamet kucağında onun şefkatli bûselerinin rehâvetinde. Can Muhammedin(a.s) tatlı sohbetinde, doyulmaz tebessümünde , sevdiklerimizle birlikte olunca, ölümü Yaratan da güzel, Ölüm meleği de , ölüm de güzel, mahşer de ..Ölmek güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber…

“Ahh şu ömür dediğin daldan düşen bir yaprak.
Ne kadar kaçarsan kaç , âkıbet kara toprak. “

Derken kalemim duygularıma bedel, Rabbine iman ile kalbini ziynetlendirmiş tüm şuurlu canlara hayırlı verimli bir yaşam ve hayırlı bir akıbet, Cennet ve rü’yeti Cemâl ve İnşaallahü Teâlâ cümlemizin, Firdevsü’l-Cennet’in İrem bağlarında sevinçle buluşturmasını diliyorum Ulu Allah’ımızdan.

Sevim Çiçek Karadeniz  (Sevo Can Çiçek)
www.kafiye.net