şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
PENDİK ANILARIM…
Biz 1974 yılında geldik Pendik balıkçı köyüne..O tarihe kadar doğduğum Şişli-Çağlayanda yaşıyorduk.Babam kağıthanedeki benimde yıllar sonra ilk iş tecrübem olarak 5 yıl çalıştığım firmada çalışıyordu.İşi Pendiğe taşındığı için bizde Pendiğe taşınmıştık. İlkokul 5.sınıfı Pendik Merkez okulunda okuyup bitirmiştim.
Pendik balıkçı köyü…Evet o zamanlar ilçe değildi. Küçük bir balıkçı köyü idi. Hoş biz geldiğimiz zaman bile modern bir yer olmuştu. Ama yinede denizi, kumsalı ve balıkçı barınakları ile harika bir balıkçı köyü idi.Ve o zamanlar deniz tertemizdi. Pek çok plajımız nefis kumsalımız sahilimiz vardı.Ihlamur kokularının sardığı bahçe içinde evlerin arasından yürürdük Yazın deniz kenarındaki dizili çay bahçelerinde otururduk keyifle..Güzelim sahilimizde dolaşır, çekirdek çıtlatır, dondurma yerdik. O zamanlar sahilimize metrelerce beton atılıp denizimizi metrelerce uzağa da taşımamışlardı. Yosunun kokusunu duyardık buram buram, her lodos estiğinde..Akrabalarımız hafta sonları denize girmek için bizim evimize akın ederdi. Annem canım benim, aniden gelen misafirlere yemekler hazırlardı. Onları hakkı ile ağırlamak için.
Evimizin karşısında Palmiye plajı vardı. Misafirlerimiz oraya denize giderdi. Annem öğle saatlerinde pişirdiği yemekleri kaplara doldurur, plajın kapısına gelirdi. Plaj kantininden dünyanın parasını verip abur cubur yemesinler ağız tadı ile ev yemeği yesinler diye. Plajın sahibi İsmet abi annemden giriş parası almazdı. Hatta mayonu giyde gel, geldiğinde gir denize serinle biraz derdi. Annem misafirlerimizi doyurur, bazen denize girer biraz serinler boş yemek kaplarını tabaklarını alıp eve dönerdi..
Pendiğimizin denizi kirlenip kumsallarımız artık kalmadığında hafta sonu misafirlerimizde azaldı. Pendiğimizin denizi gibi oda bitti gitti işte..
Ama bugün televizyonda seyrettiğim bir dizi bana bunları ve o günleri hatırlattı yeniden.
Lösemiye yakalanmış kızı ile bir baba deniz kabukları toplamıştı sahilde. Kızına tek tek o kabukların ne olduğunu anlatmıştı..Ve kızına mikrop bulaşmasın diye çamaşır suları ile yıkamıştı o kabukları..Bir fanusa doldurmuştu evinde.
Her bir deniz kabuğu önce bana çocukluğumu ve babamı hatırlattı..Canım babamı….
Sonra….
Yıllar önce kuzenim Atilla ile kumsaldan tek tek topladığımız deniz kabuklarını aklıma getirdi. Evimizin koca bir balkonu vardı. Leğenlere sular doldurup o deniz kabuklarını yıkardık. Hatta çocukluk aklı işte canlımı cansızmı anlamadan her bir kabuğu toplayıp gelmişiz eve. Leğene suyun içine koyduğumuzda o kabukların birinin içinden kırmızı bir canlı çıktı ortaya. Ben korktum. Atilla o canlıyı kabuktan ayırıp balkondan aşağı attı. Şimdi olsa o canlıya zarar vermez, o deniz kabuğu ile birlikte kumsala geri götürürdük eminim.
Yıllar geçti üstünden..Ve ben o kabukları neden topladığımızı hatırlayamadım işte..Hemen telefona sarılıp kuzenime sordum..Onca kabuğu zevk için toplamış olamayız dedim. Eminim bir sebebi olmalı..Önce oda hatırlayamadı..Sonra düşündü..düşündü.. Eniştem akvaryum hazırlıyordu. Balık besliyordu..Eminim akvaryuma koymak için, eniştem için toplamışızdır dedi..Bunu söylediği an içim burkuldu, hüzünlendim..Ve babamın akvaryumu balıkları ve ellerimizle beslediğimiz melek ve Japon balıklarını hatırladım..
Babam için toplamıştık o kabukları…Babamın akvaryumu için…
Canım babam…Balık besleyen, köpek besleyen hayvansever melek babam..
Hala bir kutu içinde o deniz kabuklarını saklıyorum evimde..Geçmişin hatıraları ile birlikte..
Ve senin içimde hiç bitmeyecek sevginle….
Şule AKAR
04.03.2008
Saat:21:45
www.kafiye.net
www.kahvemolasi.net
marc by marc jacobs väska rea
Ocak 15th, 2014 16:09
Wow! This can be one particular of the most beneficial blogs We’ve ever arrive across on this subject. Actually Magnificent. I am also an expert in this topic so I can understand your hard work.
marc jacobs online shop
Ocak 15th, 2014 18:16
Excellent read, I just passed this onto a colleague who was doing a little research on that. And he actually bought me lunch because I found it for him smile So let me rephrase that: Thanks for lunch! “A thing is not necessarily true because a man dies for it.” by Oscar Fingall O’Flahertie Wills Wilde.
mulberry sale bags genuine
Ocak 19th, 2014 16:19
I reckon something truly special in this website.
hermes handtasche
Ocak 19th, 2014 18:28
You can certainly see your skills within the paintings you write. The sector hopes for even more passionate writers like you who aren’t afraid to say how they believe. Always follow your heart. “A simple fact that is hard to learn is that the time to save money is when you have some.” by Joe Moore.
casse dr dre
Ocak 23rd, 2014 23:09
Thank you, I have just been looking for information approximately this topic for a long time and yours is the best I have discovered so far. However, what in regards to the conclusion? Are you sure concerning the source?
marc jacobs väskor
Ocak 28th, 2014 07:47
I went over this internet site and I think you have a lot of great info, saved to my bookmarks (:.
cuffie beats dr dre prezzo
Şubat 6th, 2014 06:36
I have recently started a website, the information you provide on this website has helped me greatly. Thank you for all of your time & work.
beets by dr dre
Şubat 7th, 2014 06:03
You have remarked very interesting points ! ps nice web site . “I’m going to a special place when I die, but I want to make sure my life is special while I’m here.” by Payne Stewart.
nike free run dam svart
Mart 14th, 2014 00:12
Dead sammansatt skriftliga innehåll , thankyou för Information .
hogan junior
Mart 20th, 2014 18:17
Mi piace quello che voi ragazzi siete troppo up anche. Tale clever intelligente lavoro e relazioni! Continuate di superbo | incorporati voi al mio blogroll ragazzi ho ho funziona. Penso che si migliorare il valore del mio website :).