Mavi İçiyorum Semadan

Ne kırbaç gibi şaklayan köpükler
Ne de cilveyle göz kırpan kıpır kıpır yıldızlar…
Yarasalar, cırcırböcekleri, havai fişekler,
Öyküler, türküler, besteler…
Hissetmiyorum hiçbir şey.

 

Karanlığa musallat yıldızlardan ay yaratmayı;
Romantik huzmelerin çılgın dalgalarına
Ve gecenin güçlü kollarına ruhumu terk edip, 
Bir masal ülkesine valsle kanatlanmayı;
Düşler diyarının konfeti yağmurunda ıslanmayı
Ben de bilirim.

 

Bilirim ay ışığının mum ışıltısı tadını,
Yakamozların cilveli kıpırtılarını,
Dalgaların muhteşem senfonisini…
Bilirim de;
Karanlığı parçalayıp boğacak,
Güneşime gebe sabahlara ne derim?

 

Mevsimler kadar upuzun gecelerde
Günbatımı hüznü doldurup kadehime,
Gündoğumu umudu içtim neşeyle.
Bir kırlangıç uçumu
Rehavet soluyor kanatlarım.
Mavi içiyorum semadan,
Gözlerim ufuktaki doğumu beklerken.
 

Gurubun efsun dolu kızıl tonları
Hızla çekerken ruhumu gaibe doğru,
Güneşimi doğuracak lohusa kızıl şafakta aklım.
Kararsızlık diyarında gidip gelirken,  
Çiğnediğim milyarlarca kum tanesi
Biat halindeydi dalgalara ve ayaklarıma.

Dilimden düşen bir çakıl ısırdı o an tabanımı.
Kaçarken asi düşlerimden serabın vahasına,
Kızgın kumlar altına saklanmış meğer.
Çakıl beklerken olmuş ece;
Hatta kim bilir, belki de kem bakışlarda bir cariye…
 

Çöl fırtınası oynatamayınca taşı yerinden,
Çevresindeki kumlar kaçmış rüzgârın şerrinden.
Kendi ağzımdan düşen,
Ayağıma dolaşmış bilmeden…

Binlerce mermiden sıyırıp ruhumu,
İnsanlığa vuslata çırptım kanatlarımı.
Konacak bir yer bulursam okyanustaki adada,
Huzuru bulacağım güneşimin kollarında.

Melek KIRICI
www.kafiye.net