Kategoriler

Arşivler


Tarih 7 Şub 2014 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Ömrü Geçsin Divanenin

Ömrü Geçsin Divanenin

Bu dünyayı seven kullar ne buldular ne buldular
Mevlasını öven kullar nurdan hazine buldular

Sema ışığa dönüyor gafil sahipsiz sanıyor
Âşıklar Rabb’i anıyor insanı ayna buldular

Gizli bir haldir keder kalplerde ibadet eder
Derviş nefsini güder eller divane buldular

Beyaz köşklerinde gönlün vakti geçecek ömrün
Canlar gidecek yarın seyri bahane buldular

Derviş gezer hal içinde Hakk’ı över yol içinde
Kalbi yorgun kül içinde korlar virane buldular…

Hatice Eğilmez KAYA
www.kafiye.net


Tarih 7 Şub 2014 Kategori: Bilgehan EMİRŞANOĞLU

Yar Sende Ki Endam Büyük Heyecan


Yar Sende Ki Endam Büyük Heyecan

Gamda gönül sayfam, yas tutar şems’im! 
Sol yanımda sevdam, buz tutar boran. 
Sanık gönül sayfam, yas tutar şems’im! 
Cihan’da ki; sevdam, büyük Küheylan! 

Sana duygularım, inan ki şayan, 
Senin sevdan gizli, bende ki ayan, 
Korkmam bizi ederim, bil ki beyan! 
Yar sende ki; endam, büyük heyecan! 

Ayna cemaline, değince aynlar, 
Dolunayı görür, gönlümde figan, 
Yarim diye diye, yaş dolar aynlar, 
Ah bende ki; ferman, büyük heyelan! ..

Bilgehan Emirşanoğlu
www.kafiye.net


Tarih 7 Şub 2014 Kategori: Hatice HANTAL

Arkadaşımm

Arkadaşımm

Sevimciğim,arkadaşımm

Kalemi güçlüydü,güzel yürekliydi benim şairem…

Bugün aramızdan ayrılalı tam bir sene oldu.Koskoca bir sene…
…Ve ben hala senin yokluğuna alışamadım.
Bazen,vefat ettiğini unutup gayri ihtiyari seni aramaya, yada mesj yazmaya çalışıyorum.
Sonra irkilip kendime geliyorum ve diyorum ki;
“Vayy, benim arkadaşım artık yok! Benim arkadaşım ölmüştü.”
Artık sana sadece dualarımız ulaşır.
Sevimciğim,arkadaşımm,
Kabrin nur,mekanın cennet olsun.Amin

Bahara ne kaldı az bekle dedim 
Ne tez çekip gittin ayamadım ben 
Gelip hep yanında kalırım dedim 
Arkadaşım sana doyamadım ben 

Sabah akşam bilki senin ardından 
Ağlıyorum matem tutup derdimden 
Sende istedin mi gitmek yurdundan 
Özledim sesini duyamadım ben 

Kur´anlar yolladım aldın mı bacım 
Kabrinde rahatı buldun mu bacım 
Berzah aleminde güldün mü bacım 
Gittin diye senden cayamadım ben 

Binbir türlü dertler eziyet çektin 
Hastalık imtihan çok çabuk çöktün 
Hakkım helal olsun bağrımı yaktın 
İsmini silmeye kıyamadım ben 

Cennet köşküne gir kıskanan baksın 
Huriler saçına inci taç taksın 
Anladım hayatta sen artık yoksun 
Yerine kimseyi koyamadım ben 

Hatice Hantal
www.kafiye.net


Tarih 7 Şub 2014 Kategori: Sevim Çiçek KARADENİZ

EY GENÇLİK!


EY GENÇLİK!

Aç gözünü ey gençlik, bütün ümîdim sende.
Sende var olan kudret, îmân dolu sînende.
Silkin gaflet uykundan, muştula nev-bahârı.
Asr-ı saâdetteki gelsin islâm şiârı.

Ceddinin pâk rûhları inan senin yanında.
Bil ki sendeki kudret , temîz asîl kanında.
Uyan eyy asil gençlik, bütün ümîdim sende.
İstersen neler olur, nûr dolar yer yüzünde

Ey gençlik bu milleti kaldıracaktın güyâ
Nasıl da dalıverdin o kanılmaz uykuya.
Var ol ey şanlı gençlik, yaşa ey nurlu nesil, 
Sensin edecek ancak,o kızıl küfrü rezil 

Ecdadın kemiğini sızlatma mezârında.
Başını öne eğip, utandırma ârında.
Davran ey asil gençlik, bütün ümidim sende 
İstersen bahar gelir, şenlik olur ülkende 

Sevim Çiçek Karadeniz 

18.1. 2014
Saat: 03:00
www.kafiye.net


Tarih 7 Şub 2014 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Pervanenin Duası Makbul Olsa Gerek

Pervanenin Duası Makbul Olsa Gerek

Hatice Eğilmez Kaya
“Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez”
Meşhur bir teşbihtir. Âşıklar pervaneye, sevdikleri ışığa benzetilir. Bu yüzden ben ne anlatırsam bu yazıda, hangi hâlden söz edersem bilinsin ki her biri pervaneye değil âşığa dairdir.
 Pervane acz içinde ışığa baktı. Onu aciz kılan içindeki, sonsuz bir ateşe benzeyen aşktı. Pervane dışındaki ateşten değil içindeki ateşten yanmaktaydı. Eğer bu kadar âşık olmasaydı öylesine aciz, öylesine hayran kalmayacaktı. Acziyeti ve hayranlığı onu divane kılmayacaktı. Geçmişini unutarak, gelecek hayallerine gözlerini kör ederek pervane, sevdiğini yakından görme sevdasına râm olmayacaktı.
Kimilerince pervane acınacak bir varlık zannolunsa da aslında kâinatın belki de en şanslı mahlûkudur. Yandığı için acıyınız ona. Fakat kendisine, daha değerli bir nesnenin yaratılmadığından emin olduğumuz aşk bahşedildiği için gıpta ediniz. Hangi sevabı işledi bu zavallı fakat aynı zamanda mucize varlık? Hangi başarıya imza attı? Ki gelince cümle dertlerin son bulduğu aşka layık görüldü.
Şairlerin “şeyda” dedikleri bülbülden daha da çılgındır pervane. Dikenden çok daha tehlikeli bir katili olduğu halde vuslattan kaçınmadığı için. Üstelik bu katil aynı zamanda sevgilisi, sebepsizce gönül verdiği varlık olduğu halde, yanacağını göre göre, öleceğini bile bile attığı için kendisini sevgilisinin mahalline. Son bir kez yaşamasının ve ölmesinin tek sebebi olan ışığa baktığında, pişmanlıktan eser olmamalı onun maddeten küçük manada kocaman olan kalbinde. Budur çılgınlığın tam olarak tarifi.
Bülbül gibi feryat etmez pervane. Sessizce çeker çilesini, sessizce keyfini sürer pahasız aşkının. Ölmeden önce ölebilmek yeteneğine sahip olduğundan daima susar. Yanarken bile “Yandım!” demez. Sağlıklı her göz onun hâlini görür, işleyen her akıl onun küle dönüşüne şahitlik eder de o söylemez hiç kimseye yandığını. “Yandım!” deyip figan eylemek ancak şairlere ve bülbüllere mahsustur.
Şu âlemde yaşayıp her dem sefa sürmüş birçok insan var. Sefası çok cefası yok bir hayat nimet kabilinden gelebilir belki de bizlere. Oysa “Ol mahîler ki derya içredir deryayı bilmezler.” misali sefada pişmeyi bilmeyenler bir ömür boyu çiğ kalırlar. Pervane öyle midir ya? Cefası onun hem mürşididir hem de ocağı. Bu mürşitle pişer ha, pişer, pişer… Bu ocakta yanar ha, yanar, yanar… Yandıkça susar, sustukça yanar. Sonra da kendi nefsinden başkasıyla zoru olmayan muhteşem ve mübarek bir varlığa dönüşür. İşte bu yüzden pervanenin duası makbul olsa gerek. Hatası, cürümü bulunsa bile.
Cesur bir varlık olarak görürüm pervaneyi. Cesaret kimde olur? Hem cahilde, hem ârifte hem de aklını esen yele terk etmiş bir pervanede. Cahil, ateşten korkmaz çünkü tehlikesinden bihaberdir. Yaklaşırsa yanacağını bilmez. Zehirli bir yılanı oyuncak sanıp eline alan çocuk gibi… Ârif, ateşten korkmaz çünkü ancak ateşte pişebileceği hakikatine vakıftır. Pişmek uğruna yanmayı göze alır. Fedakârlık yapmadan nimete kavuşamayacağını fark eder. Peki ya pervane? Hangi akla hizmet ateşe atar tatlı canını? Oysa o, ne cahil gibi habersizdir olacaklardan ne de ârif gibi hesabını kitabını yapmıştır yanmanın. Sadece âşıktır o. Âşık olduğu için de divane.
Fazlasıyla akıllı insanlar âşık olamazlar gibi geliyor bana. Bu aşk ister ilahi olsun    – ki ne kutsaldır o- ister beşeri. Fark etmez. Hassas ve yabani bir kuşa benzer aşk, her gönle konmaz. Üstelik öyle büyük, öyle ağır bir histir ki her gönle sığmaz. Bazı gönüllerde yer bulsa bile kendisine aşk, akıl onu kovalar. “Başka diyarlara git. Burada ben varım. İkimiz bir yerde eylenemeyiz” der.  Kurdu düşünün bir kez. Kurnazlığıyla tanınır. Güzeller güzeli kuzuya âşık olur mu hiç? Eğer âşık olursa kuzuya, onu kıyıp da yiyebilir mi?
Çaresizliğine ağlarım bazen pervanenin, darda kalmışlığına. Işığın cazibesine kapıldığı için çaresizdir o. Ölüme ve yanmaya koşarken çaresizlerin en çaresizidir. Farklı bir ihtimal gelmez aklına yanmaktan başka. Kavuşabilmek için yanmak, sevdiğiyle aynı varlık olabilmek için ölmek yegâne tercihtir pervaneye sunulan.
Pervane yanar yanmasına ya aşkın gerçek anlamını ve değerini ancak o bilir. Gösterdiği fedakârlık onun gözlerini bambaşka renklere karşı duyarlı kılar. Bambaşka diyarları görmesini sağlar gözlerinin. Bizim ağladıklarımıza ağlamaz pervane, bizim güldüklerimize gülmez artık. Gündelik meraklarımız onun gönlünün kapısını çalmaz. Yaralanmaz bizim yaralandıklarımızla, sağlık bulmaz bizim şifa bulduklarımızda.
Pervane için vuslat ve ölüm eş anlamlıdır. Bu yüzden ölümü bir son olarak görmez. Bu yüzden ölümden korkmaz. Ölüm gecesini Şeb-i Aruz diye adlandıran Mevlana pervaneliğini ispat eder bu tespitiyle. Pervane ölmekten tarifi imkânsız bir haz alır. Hasret de güzeldir onun için kavuşmak da. Tahammül etmeyi de sever o, yâre doğru yürümeyi de. Bulmanın hikmetini de kavramıştır aramanın da.  Aksi takdirde bu kadar gözü pek, bu kadar kararsız ve bu kadar boş vermiş olabilir miydi ölümün karşısında?
Sabrın, şükrün ve zikrin timsali olmak için cihana gelmiş pervane. Severken ve sevdiğinin etrafında dönerken sabreder o. Sabrettikçe olgunlaşır. Etrafa bambaşka bir pencereden bakmayı öğrenir. Onun penceresinden bakıldığında düşmanlık yoktur. Sadece sevmek vardır hem de karşılık beklemeden. Kanatları havada pır pır ettikçe, yüreği göğsünde dalgalı bir deniz gibi kabardıkça sevdiğini zikreder pervane. Böylelikle onu gören herkes sevdiği varlığı hatırlar. Yangına düştüğünde ise şükreder pervane. Başkaları için felaket olarak bilinen son, onun için hasretle beklenilen, ulaşmak hayalleri kurulan bir menzildir.
Aşkı maddede arayanların değil, manada arayanların dostudur pervane. Onun fedakârlığı, bedenden uzak bir diyarın meyvesi olan müptelalığı, kendinden geçmişliği tuhaf görünür dünyaya madde penceresinden bakanlara. Bu yüzden olsa gerek ancak tasavvufla bir parça da olsa yakınlık kuran şairler pervane teşbihinden yararlanırlar şiirlerinde.
Kainatta değişmez hakikatlerden birisi de aşkın hudut tanımaz değeri.  Yunus’un “Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun” derken sözünü ettiği bal ilahi aşkın ta kendisidir. Zira Hakk’a âşık olan kullar  “Hu” deyip dönerler. Hak aşkıyla yanıp, Hak aşkıyla sönerler. Dünyanın nimetlerine dönüp bakmadıkları gibi ötelerdeki vaatler için de çaba sarf etmezler. Onların tek bir emeli vardır. Yâr’e kavuşmak.
Işığın ne olduğunu tam olarak bilmek için daha da çok yaklaşmak gerekir ona. Pervane misali ışığın içine kendini atmak, onda yok olmak gerekir. Hakikati bulabilmenin birinci koşulu yanmak olmalı. Bu yüzden yanmak pervanenin alnına ezelde yazılmış. Yazılanın tecelli etmesinden ibarettir onun için vuslatın halesiyle tutuşmak. Kavuşmak hasret çekmekten daha zor geliyor olmalı ona.
 Pervanenin zerre kadar bedenine hapsolup kalmış kürelere eş bir telaşı var Bu telaş ince bir sızı bırakır benim yüreğimde. Oradan oraya vurur kendisini pervane, ışığın etrafında döner durur ölmeden biraz önce. Acele bir işi varmış gibi hızlı, kavuşamamaktan korkuyormuşçasına endişelidir son anlarında. Duadan ve sevdiğini zikirden vaz geçmeden hem de. Bu yüzden her pervanenin önünde selam durmak gerekir belki de.

Hatice Eğilmez KAYA
www.kafiye.net


Tarih 5 Şub 2014 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Yola Çıkanlar İçin

Yola Çıkanlar İçin

Zaman bizden gün devşirir, eser gider yücelere.
Gönül yad olandan bezmiş, küser gider yücelere.

Her dil bir şey söyler burda, Hak için “Hak” diyen kârda.
Nefsi ona “Konuş” der de, susar gider yücelere.

Gafil kopmaz bilir önce, ömür ipi gayet ince.
Âbid menzile varınca, keser gider yücelere.

Maddenin özü manâ, garip gelir bilmeyene.
Yolcu veda eder hana, basar gider yücelere.

Âşık olan sağken ölür, salını kendisi bulur.
Kefen ona kaftan gelir, asar gider yücelere.

Hatice Eğilmez KAYA
www.kafiye.net

 

 


Tarih 5 Şub 2014 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Menzile Doğru

Menzile Doğru

Dağlar taşlar dile geldi, dile geldi: “Hu” dedi.
“İnsanoğlu yolun kısa, menzil işte bu!” dedi. 

Dalda kuşlar dile geldi, dile geldi: “Hak” dedi.
“Yaşamak bir güzel düştür, uyan artık, kalk!” dedi.

Topraktaki karıncalar, dile geldi: “Rab” dedi.
“Başka ilah yok âlemde, yalnız O’na tap!” dedi.

Kundakta yatan bebekler, dile geldi: “Hu” dedi.
“İman gönülde saklıdır, tertemiz bir su.” dedi.

Semaya açılan eller, dile geldi: “Hak” dedi.
“Ben şahitlik için geldim, varlık birdir, tek!” dedi.

Gözlerden dökülen yaşlar, dile geldi: “Rab” dedi.
“Gerçek aşk nurdandır elbet, Hak’tan yağar, hep.” dedi…

Hatice Eğilmez KAYA
www.kafiye.net


Tarih 5 Şub 2014 Kategori: Aylin AKGÜN

KARA BİR BULUT GİBİYDİ HAYAT

KARA BİR BULUT GİBİYDİ HAYAT

Kara bir bulut gibiydi hayat; 
Acımasızca çöreklenirken
gülen gözlerime yağmur yağdı
Ben inatla tebessüm ettim ve,
Acıtsa bile başardım işte,

Ben üzmedim hayatımdakileri
Kimsenin de üzmeye hakkı yok.

Sağırlaşan kulak çınlaması 
gibiydi beynime dolan sesler,
Gideceğim yeri kestirmeden
yürüdüm yoruluncaya kadar
Ayaklarım kan revan içinde
Acıtsa bile başardım işte…

Denize attım artık dertleri
Dalgalar alıp götürsün diye.

Çok imtihandan geçti bu yürek,
Savaştım, zorlandım ama yendim.
Bir çok insan şaşırdı olana,
Anlatmadım, sakladım sırları,
İçimden geçenleri yazdım..

Benim yazdıklarım şiir değil,
Yaşadıklarımdı, satır satır.

Her insanın bir kaderi vardır,
Elinde değildir tüm olanlar,
Artık sonuna gelsek de aşkın,
Pes etmek yok hayata, umuda,
Yeniden yaşama sevincini
Hissedebileceğimiz günler
Elbette gelecektir, unutma.

Aylin AKGÜN
www.kafiye.net


Tarih 5 Şub 2014 Kategori: Aylin AKGÜN

SABAHA KADAR

SABAHA KADAR

Korkuyorum Tanrım ne olur koru,
Muhtaç etme beni, şaşırtma yolu,
Dertlerin de bir gün gelecek sonu,
El açıp yalvardım sabaha kadar.

Sen Hay sın duyarsın, ayandır halim,
Yeni bir acıya yok ki mecalim,
Gönül yakarışta sensin merhemim,
El açıp yalvardım sabaha kadar.

Evlat dan ayrılmak ölümdür bana, 
Anne olan bilir, düştüm hicrana,
Feryadım sessizce yetişir Hak ka
El açıp yalvardım sabaha kadar.

Sel olup akıyor gözyaşım benim,
Ne olur sonumuz Allah ım Kerim,
O benim her şeyim ömür tükettim,
El açıp yalvardım sabaha kadar.

Yüzünü görmezsem deli olurum,
Sarılamaz isem yanar dururum,
Kokusu cennettir hasret kalırım,
El açıp yalvardım sabaha kadar.

Yarabbim ayırma ana oğulu,
Emanetin senin, kolla yavrumu,
Sen bilirsin benim ancak sonumu,
El açıp yalvardım sabaha kadar.

Aylin AKGÜN
www.kafiye.net


Tarih 5 Şub 2014 Kategori: Zülfiye DÖNMEZ

CESARETSİZİM BEN İŞTE

CESARETSİZİM BEN İŞTE 

Nedir bu çaresizlik üstümde 
Şaşıyorum kendime 
Galiba biliyorumda 
Anlamazdıktan geliyorum 
Nasılda senı gördüm 
Sevdim biyendim hoşlandım
Görür görmez işte bu dedim 
Sana hayranlıkla baktım
Kıvır kıvır sarı saçlar
O yeşıl mavı gözler
O incecik bel 
Asil bir duruş 
Sütün gibi bacaklar
Kendimi alamadim
Kamaştı gözler
Dil sustu 
Gönül bir kere daha 
İşte bu dedi 
Cesaretsızım işte ben 
Okadar yaklaşmışken 
Sana uzatıp bir demet 
Gül bile veremedim 
Aşkımı ilan edecektım 
Durguracaktı zaman 
Nerde o cesaret bende 
Yine beceremedim işte 
Nasıl düştüm bu hale
Şimdi yine gülecksin bana 

Zülfiye  Dömünmez
www.kafiye.net