Kategoriler

Arşivler


Tarih 29 May 2014 Kategori: Sema SEZER

SENİ ANARIM……..


SENİ ANARIM……..

Gökyüzü kızıla büründüğü an
Buğulu gözlerime hayalin gelir
Yaşarken yetim duygularım
Maziye döner seni anarım

Uykularım kaçar umarsızca
Bir ah gelir dile derinden
Özlemin çöreklenir yüreğime
Maziye döner seni anarım

Kaldırımlar aşkıma şahit
Ayrılık zor amma ölüm basit
Ayın şafakla bittiği vakit 
Maziye döner seni anarım

Aşkına dem vurur her hece
Yüreğim kan ağlar sessizçe
Hasretin kapımı çaldığı gece
Maziye döner seni anarım

SEMA SEZER
www.kafiye.net


Tarih 29 May 2014 Kategori: Safiye SAMYELİ

VURGUN


VURGUN

Varlığına sevinip yokluğuna yandığım
Yetim gibi boynumu nasıl büker gidersin
Her sözüne inanıp gülüşüne kandığım
Söyle ruhu bedenden nasıl söker gidersin

Hiç mi düşünmedin sen sevdiğim ağlar diye 
Yokluğumun acısı serini dağlar diye
Azgın Fırat olurda köpürür çağlar diye
Kor alevi sineme nasıl döker gidersin

Ey uğrunda aylarca kanlı yaşlar döktüğüm
Ah ettikçe göğsümden ciğerimi söktüğüm
Şu gencecik yaşımda hasretinden çöktüğüm 
Küllerimi semaya nasıl eker gidersin

Kısa günde kırk defa resminiı yokladığım
Ürkek ceylanlar gibi korkarak kokladığım
Kaburgamın altında ellerden sakladığım
Gönül otaklarımdan nasıl çıkar gidersin

Çakırdiken mi dürdüm söyle yerin mi dardı
Aramızda hasretten öte sorun mu vardı
Yoksa yoluna bakan başka yârin mi vardı
Senli umutlarımı nasıl yıkar gidersin

Ben gündüze geceyi ilmek ilmek eklerken
Derdimi sigaramın dumanına yüklerken
Sanki oruçlu gibi iftar vakti beklerken
Sen üç günde sevdamdan nasıl bıkar gidersin

Sayende harabede kırık kerpiç gibiyim
Yol üstünde kurumuş koca ardıç gibiyim
Bir damla suya hasret yıkık sarnıç gibiyim
Sen ki yaban ellere nasıl akar gidersin

Desen ki gidiyorum çevirmezdim yolundan 
Arsız kediler gibi tutunmazdım kolundan
Ayırmazdım ki seni goncalar dan gülünden
Böyle sessiz sedasız nasıl çeker gidersin
S.SAMYELİ
691…04.07.2012
www.kafiye.net


Tarih 29 May 2014 Kategori: Esra DEREL

Kaç Kalbin Vardı Senin?

Kaç Kalbin Vardı Senin?

Kaç fırtına kimbilir yeşerip soldu sende? 
Kaç sevgiyle yüreğin boşalıp doldu sende? 
Biri kapansın boş ver kapılar boldu sende 
Bazalt taşları kadar, siyah yastadır kalbim 
Ölümüme tek sebep, olacak yürek harbim.

Hangi matem yapışır, yokluğumda yakana? 
Mendiller kâr etmedi gözlerimden akana. 
Prangayı görürdün dönüp baksan arkana 
Hangi rüzgâr esip de savurur seni bilmem? 
Kurusa da o nehir bekleme geri gelmem.

Yoldaşım oldu keder, dinmez gözümde yaşlar 
Bu efkarın sonu yok bittiği yerde başlar 
Özlemleri taşımaz kanadı kırık kuşlar .
Göçmedi sürgündedir dönmezler artık geri 
Sitem ederler sana gittiğim günden beri..

Rüzgâr kasırga ise suçu ne dam saçağın? 
Biri sönse ne olur tüter üç beş ocağın? 
Kaç oynaşına açık kahrolası kucağın? 
Kaç dudakta izi var bilmem kirli busenin? 
Her sevene vermişsen kaç kalbin vardı senin?

Yedi rengin ahengi verdi sevdama ışık;
Leyla oldum izinde bendim vefalı aşık. 
Suçlu olamazsın sen, sütten çıkmış ak kaşık 
Yaşadığın her şehri kendime sevda bildim; 
Eğilmezdim kimseye yalnız sana yenildim. 

ESRA DEREL
www.kafiye.net


Tarih 29 May 2014 Kategori: Sema SEZER

VEDASIZ GİDİYORSUN


VEDASIZ GİDİYORSUN

Gidiyorsun……
Arkanda gözü yaşlı bırakıp
Kalbimin kapısın mühürlüyerek
Çok uzaklara gidişinle vedasızça
Çiğ düşürdün tüm umutlarıma

Özlem
Hergece karanlıkla yağdı düşlerime
Ruhum yaralı gönlüm duyarsız çıplak
Hayallerim solmuş küf kokuyor artık
Kalbim boş dilim sukunette donuk

Gidiyorsun
Bakmadan ardına hesaba katmadan
Sana açılmış yaralara melhem olmadan
Pençerede güller ağlıyor içini çeke çeke
Yapraklar düşüyor yerlere göz yaşlarımla

Hasret
Ilgıt ılgıt rüzgar getirir kokunu buralara
Senden kalan bir kuraklık gönlümde
Hangi yağmur ıslatabilir gülüşlerimi
Gelen sen olmadıktan sonra anlamsız, düşer bu iklime tüm sevgiler………

SEMA SEZER
www.kafiye.net


Tarih 28 May 2014 Kategori: Safiye SAMYELİ

ÖYLE GEL


ÖYLE GEL

Sözlerin çok manâlı bakışların manidar.
Yüreğini ortaya koyacaksan öyle gel.
Üç günlük gemilere yer yok burda liman dar.
Bir ömür boyu burada kalacaksan öyle gel.

Tamahım yoktur benim yukarıya bakamam.
Ben bir yörük kızıyım tek taş beş taş takamam.
Özüm sözsüm hep birdir riyakârlık yapamam.
Kalp gözü ile bakıp göreceksen öyle gel.

Aklım ermez her şeye az birazcık cahilim.
Param pulum yok benim cebi delik fakirim.
Cahilim dedim ise zannetme ki gafilim.
Yaradan hatrı için seveceksen öyle gel.

Yıllar çok yordu beni ağır yaralar aldım.
Acılarım dinmedi çoğu gece ağladım.
Yinede pes etmedim dimdik ayakta kaldım.
Kapanmaz bu yaramı saracaksan öyle gel.

Ufak tefeğim ama yüküm biraz ağırdır.
Riyakârlık edersen vereceğim kahırdır.
Duymam sitemlerini kulaklarım sağırdır.
Sırtımda ki bu yükü alacaksan öyle gel.

Bir dilim ekmeğimi böler sana veririm.
Çalışır didinirim birini bin ederim.
Zoru gördüğüm zaman sanma çeker giderim.
Yumruk üstüne yumruk vuracaksan öyle gel.


Birlikten kuvvet doğar doğru olanı budur.
Sen ben diye itişmek çileye giden yoldur.
Evrakların önünde ister yırt ister doldur.
Bu deftere imzayı atacaksan öyle gel.

Safiye SAMYELİ
www.kafiye.net

 


Tarih 28 May 2014 Kategori: Nazlı Saraç ORAK

KANADIĞIN KADAR ACIRSIN


KANADIĞIN KADAR ACIRSIN

Kanadığın kadar acırsın sancıların koynunda
Bir yol geçer yüreğinin tam ortasından
Ayrılık aranı açsa da sevdiğinle acımasızca
Hissettiğin ayak sesleridir yola vuran hasretinin

Ötesi yoktur merak etme,yapacağı tam da bu kadar
Kanadığın yerde durakladın bir kere acılarınla
Yarına dair elinde olmayanlarla kaldığın gibi
Bugünden sonrasını yok ettin ellerinle

Sonunu sonsuzluğuna bağladığın gibi
Dünün hep yanında acıtan sancılarında 
Ve sen tam yüreğinin ortasındaki kuytuda
Sevdiğinin seni attığı uzaklıktasın şimdi..
Nazlı Saraç Orak  (Naz’ca)
www.kafiye.net


Tarih 28 May 2014 Kategori: Melek KIRICI

BU GÜN O’NA SÜSLENDİM


BU GÜN O’NA SÜSLENDİM

Uzun zaman kolladım, bu günü bekledim.
Dünlerimi bu günün hayaliyle geçirdim.
Aç kapıyı gardiyan geldi çattı o günüm.
Bu gün onun için süslendim.

 

Yosun kokan taş duvara bakmaktan bıktım.
Yayları kopmuş gıcırdıyor yatağım,
Kokusunu içime çekmek için günü bu güne ekledim.
Nergisler senin olsun al, vallahi al
Ben bugün O’na süslendim.

 

“Ayşe abla bak,” mavi umuttur” derdin.
Ben bugün mavi elbisemi seçtim.
Dumanı içinden tüten yakası “V” olan hani,
Etek fırfırı diz hizası..
Gün güzel, ben güzelim,
Bu gün ona süslendim.

Kulaklarımda yankılanır hayali sözlerin,
Dokunuyor yüreğime derin gözlerin,
Ellerin değerse bilmem ne olur hallerim,
Bu gün onun için süslendim.

 

/On yıl oldu tıktınız beni bu deliğe,
Ben mi dedim namusum kirlensin daha on yedimde.
Gözü dönmüş adamın beni seçmesi kaderse,
Deşmeyip de döşünü aferim mi çekeydim?/

 

Karanlığa aydınlık bakmaktan usandım.
Umudumu koğuştan cenazesi çıkan Ayşe anayla yolladım.
Çocukluğum, gençliğim, heyecanım, bir de gelinliğim
İşte ne varsa boşa çıktı düşlerim.
Aç kapıyı gardiyan, bugün onun için süslendim.

Gelinlik seçmiştik Ali ile, ben girmeden daha içeri,
Anasının iki gözlü evinde avluya bakan odası bizimdi..
Öp diye uzattığım dudaklarımı, “namusumsun, beklerim” demişti.
Öptürmedim Ali’m,” dudaklarımı öptürmedim vallahi”

Koğuşa gelen en güzel kokular benim,
Bugün süründüm mis koktum Ali’m.
Temiz ak ise ben ak ile pak oldum.
Bugün Melek indi koğuşa ona süründüm.
Bugün tertemizim Ali’m sana hazırım.

 

Gardiyan aç kapıyı,
Hadi be, aç, aç kapıyı gardiyan!
Bu güncük olsun aç Ali’me gideyim.
Bu gün en güzel sözleri çizdim yüzüme..
Hiç olmazsa sen merhamet eyle
Kavuştur beni Ali’me
           — Geldin mi gardiyan?
           –Gardiyan?

Melek Kırıcı
www.kafiye.net


Tarih 28 May 2014 Kategori: Melek KIRICI

Sevgili


Sevgili

Önce neden bu kadar geç kaldığımı soracaksın..
Masum bir bakış sonrası,
Eğileceğim,
Yaklaşacağım,
Ve yanağına dokunacağım,
Diyeceğim ki;
Biraz kirlenmem,
Biraz eskimem,
Biraz akıllanmam,
Anlamam gerekiyordu bazı şeyleri..
Yine bakacaksın gözlerime,
Özlemle..
Cevabını anlasan da
Soracaksın..
Benim dilimden duymak istercesine
Niye?
Bu kez
Elimle dokunmak isteyeceğim
Sesin çıktığı yere,
Ve daha iyi anlayabilmen için
Daha yaklaşacağım duyan yerine
Bu yol artık bizim,
İkimizin sevgili ikimizin..
Melek Kırıcı
www.kafiye.net


Tarih 28 May 2014 Kategori: Öyküler

Bir Garip Yusuf


Bir Garip Yusuf

Belli ki karanlıkta bir ışık bulacağım
Dipsiz bir kuyudayım soğuk suda bedenim
Doğruluk ve aşk için burada kalacağım
Bağlandım bir güzele, benim varlık nedenim

Yaşamın çilesini bana diye ördüler
Haykırdım duyulmadı ölümü hak gördüler
Adı kardeşmiş ama kanım yere sürdüler
Döndüm kuru gazele, sanki çürür bedenim

Ölümler çalmış iken, sanki gönül kapımı
Yolumdaki bir güzel ölçüverdi çapımı
Adı Züleyha imiş, aşkla kurdu yapımı
Sen gerçek bir güzelsin, aşkı görür bedenim

Çileleri katladı söylenen onca yalan
Bana acısı kaldı, yürek eylendi talan
Acı ,gözyaşı oldu bize bu aşktan kalan
Şimdi tüm aşıklara ilham verir bedenim

Bir garip Yusuf idim, çok şey geçti başımdan
Bir derya olur idi, saklasam gözyaşımdan
Milyonlar murad aldı benim bahar , kışımdan
Bazen de zindanlarda boşa erir bedenim

Gün gelir bir aşk için yanar köze dönerim
Kışları tüketirim, bahar yaza dönerim
Dillerden düşmeyecek tatlı söze dönerim
Azgın dalgalar gibi, arşa vurur bedenim

O eşsiz Züleyha’nın aradığı aşk bendim
Aşk idi ağır yüküm, benliği yendi fendim
Yüreğimde bir coşku olmuş iken menendim
Beni tüm kem gözlerden, elbet korur bedenim

Belki ibret olurum, milyonlarca insana
Verdiği bu aşk için, şükreylerim hep O’na
Bin kere vezir olsam, bu can bağlıdır sana
Yokluğunu görürsem, Hakk’a yürür bedenim

Elbette bir gün gelir vuslat gelir sonunda
Aşığın gönlü Yusuf, aşka aşık onun da
İnsanın özü aşktır dününde, bugününde
Durması gerekirse orda durur bedenim

Emine ÖZTÜRK(Balım Sultan)06.08.2012
www.kafiye.net


Tarih 28 May 2014 Kategori: Hüseyin DURMUŞ

Sevdanın Kulu Oldum

Sevdanın Kulu Oldum  şiirini sesli olarak dinlemek için tıklayınız.Sevdanın Kulu Oldum 
Sevdanın Kulu Oldum
 
 
 

 

Güneşin kızgınlığını içinde hisseder misin?
Sevdanın yakışını kalbinde hisseder misin?
Tüm güzellikleri ruhunda hisseder misin?
Ben sevdanın kulu oldum bu seher vaktinde.


Güneş mutluluk için ışık saçarken pencerene,

Aşk ile yanması için dolar şimdi yüreğine.
Gönül gözüyle seversen bu güzel yerde,
Ben sevdanın kulu oldum bu seher vaktinde.


Güneş odama bahçemdeki güllerin kokusunu salar,

Aşkın huzmesi gönül bahçeme ışık saçar,
Gönül gözüm durmaksızın sevdasını arar,
Ben sevdanın kulu oldum bu seher vaktinde.


Aşkın rengi olur mu bu gecenin sabahında?

Yürek yanar durur aşk bahçesinin odunda!
Aşka suyunu vermezsen solar odada,
Ben sevdanın kulu oldum bu seher vaktinde.


Duygu selinde ebem kuşağıdır bana ışık,

Gönül bahçesindeki güle olmuşum aşık,
Gül bülbüle, ben ruhuna olmazsam aşık,
Ben sevdanın kulu oldum bu seher vaktinde

Hüseyin DURMUŞ İzmir/ 25.05.2014
Emekli Edebiyat Öğretmeni
Şair Yazar
www.kafiye.net

 

        
 
 

 

YAŞAMIN ÖZÜ