Kategoriler

Arşivler


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Melek KIRICI

Irmak Serenadında Küheylan Serzenişleri


Irmak Serenadında Küheylan Serzenişleri

Zehir çeşmesinden zakkum içeli,
İçemedi seni damarlarındaki sıvının kiri.
Yuttu anafor; yolcu yolunda gerek…
Gidilen yol zindanın dibi.
Oradan kendine pencere sandın beni,
Oysa gördüğün şey kuyunun kiri…
Sarmaşığa sarılma; cinsi zehirli.
Gidişi kolay da, dönüşü engelli…
Bu sokak çıkmaz;
Görmedin mi?
Bunca günler rüzgârı yedin de teknenin dibinde,
Melteme mi teslimsin ağaç gölgesinde?
Işık hızında akıp gitti zaman.
Durdurabildin mi?
Vals ederken gözler gecenin romantizminde,
Duygularını dil ucuyla bile
Raks ettirebildin mi?
İçtin aşkın şarabını dert çektin,
Çileye çilem dedin, kanadı ruhun;
Gönlün huzuru yudum yudum içerken
Kalabildin mi?
Terk etmişti umudun yüreğini.
Ebemkuşağının duygu taşkınlarında
Yenilemedin mi?
Uzandı yolum bağa, bahçeye.
Şükreden göze, seven yüreğe…
Kokla, çek derinden içine;
Senet yok sonrasına.
Bilemedin mi?
Çıkar tadını ey kadın!
Gün senin, gül senin, güzel senin…
“Uzanınca dokun, diril, yenilen.” demedim mi?
Bu sabah da bir şeyler dolandı kalemimin ucuna.
“Çözeyim” desem de;
Cevabı “Yuvalandım, rahatımı bozma!”
Oturdum kıyıda, izlerim seni.
Çünkü raks ediyor ay suda…
Kulağımda, gecenin sabaha giden ayak sesleri…
Güneşi karşılamaya gidiyorum martılarla.
Açtım kanatlarımı, rüzgâr hızıma çarpmakta.
Gözüm kapalı, yeni doğan ışıklar girdi kanıma.
“İç kana kana sabahı, geceyi ayır” demedim mi?
Zakkumun dibinden çıkıp,
Güneşin doğum çatlaklarındayız şimdi.
Gök yarıldı, kuşattı renklerinde,
Buluta sarıldı, aklandı beyazında.
Kanımı çekse de bu yükseklik,
Daldım çivileme,
Lacivert efsuna…
İçimdeki kiri, köpüren beyaza akıttığında,
Topuğumdan sarmaladı açık denizler.
Gecenin, gündüze açtığı düğmelerinden düştüm.
Katre katre aktım ukbaya,
Göz çukurunda özümlendim.
Cansiperane bu dirilişte
Yer gök uyum içinde…

Melek Kırıcı
www.kafiye.net


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Melek KIRICI

DUDAKLARIM


DUDAKLARIM

Dudaklarım diyorum,
Bana varlığının anlamını yüklediğin.
Dal kımıldayıp, yaprak düşse üşüyor.
Oysa hiç böyle değildi.
Dudağında,
Titremeyi öğrenmeden önce,

Bir naz bir cilve ki görme!
Kalbime sözünü geçiriyor.
Birlik oldular.
Biri titremek,
Diğeri hızla çarpmak istiyor.
Garip bir yarış,
Bir telaş içindeler..

Deniz lacivert,
Midye kadehim bu gece.
Sahil sensiz..
Sen yine bende,
Ben dudağıma değen nefeste.

Sarhoşum bu gün.
Hoş bir şehvet düşmüş nem diye her yere..
Sahilde yine sensiz,
Yıldızlar hapsetmiş geceyi.
Dudaklarım diyorum …

Melek Kırıcı
www.kafiye.net


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Hanife KÜÇÜK

GÖZ BEBEĞİM


GÖZ BEBEĞİM

Umulmadık anlarda, ne fırtınalar esti
Sıradan sevda değil, yıllara sabrı biçti
Şeker bildiğim diller, hançeri teğet geçti
Her şeyi unutturur, o masumca hallerin

Gönüller şen olursa, doyulur mu tadına
Damarımdan akan kan, aşk sarhoşu olursa
Gönlümün şen bülbülü, senle hayat bulunca
Gözümden silinmiyor, çocukça şen hallerin

Dilden düşürmediğim, tatlı dilli çiçeğim
Rüyalarımı süsler, seninle gecelerim
İçimi titretiyor, aşkının esiriyim
Aklımdan hiç gitmiyor, mahcup güzel hallerin

Hanife küçük
28/02/2014
www.kafiye.net


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Hanife KÜÇÜK

PES ETME BABAM


PES ETME BABAM

O bir koca çınar o benim babam
Gördüğüm sevdiğim sendin ilk adam
Yıkılmaz bilirim Kökleri sağlam
Kalk artık ayağa vurma canımdan

Dilleri lal olmuş konuşamıyor
Gözünden akan yaş yürek yakıyor
Bu hastalık sana hiç yakışmıyor
Kalk artık ayağa pes etme babam

Duaları gönder el diyarına
Diyorum kalk git sarıl boynuna
Kurbanın olayım senin uğruna
Kalk artık ayağa pes etme babam

Biz yedi kardeşiz hepsi ayrı dert
Bizi incitmedin hakkın helal et
Biz sana muhtacız hep bizi gözet
Kalk artık ayağa pes etme babam

Anılarda kaldı bizde çocuktuk
Sevgiyle büyüdük gurbete daldık
Torunlar çevrende Bizde yaşlandık
Kalk artık ayağa pes etme babam

Hanife Küçük
21/03/2014
www.kafiye.net


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Hanife KÜÇÜK

LİMON ÇİÇEKLERİ


LİMON ÇİÇEKLERİ

BURAM BURAM SARARIYOR HER DÖRT BİR YANI
CADDE BOYU AĞAÇLAR MİS Kİ AMBER KOKULAR
ALTINDA SIRALANMIŞ SANDALYELER MASALAR
DÖKÜLÜR BAŞIMIZA MİS KOKULU YILDIZLAR

ATILIR ŞEN KAHKAHA DOSTLAR KAHVE YUDUMLAR
KİMİ KADEHTE MEYLER KİMİNDE SICAK ÇAYLAR
DÜŞER LİMON ÇİÇEĞİ KOKUSUNDA DUYGULAR
DÖKÜLÜR BAŞIMIZA MİS KOKULU YILDIZLAR

BASMAYA KIYAMAZSIN KARDAN BEYAZ YAPRAKLAR
KISACIK BİR ZAMANDIR DALINDAKİ YAŞAMLAR
AŞKA YELKEN AÇTIRIR HİSSEDİLEN KOKULAR
DÜŞER LİMON ÇİÇEĞİ KAPLAR HÜZÜN CADDEYİ

MONOPOLY KAFEDEN AŞK NAĞMELERİ ÇALAR
GENÇLER KADEH KALDIRIR AŞKA AÇILIR FALLAR
GELEN TOPUK SESLERİ KALDIRIMDA YOSMALAR
DÜŞER LİMON ÇİÇEĞİ KAPLAR HÜZÜN CADDEYİ

HANİFE KÜÇÜK
www.kafiye.net


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Elvan USUL

NEDİR DİLİNDEKİ TAŞLAR?


NEDİR DİLİNDEKİ TAŞLAR?

Nefesim çürüdü, kalem isyanda,
İncittiğin kalbim, ölüyor kanda.
Nasıl kıydın ey yar, neydi ki suçum?
Sevdim, demedin mi sıcak zamanda.

Seven adam gitmez, bırakmaz keder,
Kendini düşünüp düşürmez beter.
Vicdanın sesini biraz bende duy,
Bu kadar çaresiz elemim yeter.

Çağlayana döndü gözümde yaşlar,
Hiç mi sevmedin ki, dilinde taşlar?
Bu gönlün muradı bir çift tatlı söz,
Ne oldu ki sana, bükülür başlar?

Çok sev beni dedim, bir sarıl bana,
İstemem kopmanı haneden yana.
Masum bir sevdayla gülümse yeter,
Ne yükün olurum ne eza sana.

Elvan USUL
www.kafiye.net


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Elvan USUL

KISKANACAKSIN


KISKANACAKSIN

Âşıksan kıskanacaksın arkadaş.
Deli gibi, çıldırmış gibi kıskanacaksın.
Belki giydiği ayakkabıdan değil ama
Ayağının gittiği yoldan kıskanacaksın.

Kıskanacaksın arkadaş.
Deli gibi, çıldırmış gibi kıskanacaksın.
Belki giydiği elbiseyi değil ama
Elbisede gizlenen teni kıskanacaksın.

Elvan USUL
Aralık 2013
www.kafiye.net


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Elvan USUL

YALNIZLIĞIM ÖLÜMÜM


YALNIZLIĞIM ÖLÜMÜM

Sükûnetin kestiği kadınım ben,
Kimsesiz, yağmurların arasında…
Baharım mevta, ben mevta,
Başucumda Yasin okuyan,
Yok, mezar taşımdan başka
Kuşlar bile toprağımı didikler,
Daha nem kaldı bende acaba,
Kuru cismime mi göz diktiler?
Bir ben mi varım bu dünyada?


Elvan USUL Ekim 2013
www.kafiye.net


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Elvan USUL

VE BİR GÜN


VE BİR GÜN

Ve bir gün zaman fısıldadı.

” haydi bakalım, gidiyoruz”
Nereye, demeye bile mecal kalmadan, tuttuğu gibi alıp götürdü, çilekeş rüzgarın tohum saçtığı kalabalık şehirlere.
Yüzlerde manasız gülüşler, alında verevli kaşlar, gözlerde binbir replik, mimikler donuk, jest uzanan işaret parmağındaki tehdit ve sanal bir bütündü insanlar. Kimi “hoşgeldin” dedi, sağ yumruğunu solumda bırakarak, kimi ” hoşbulduk” dedi, tümden gelip parcalayarak.
Insanlar işte;
Kurup bırakılan oyuncak arabalar gibi, kurup kurup saldıkları ve sonunda mutlaka bitip durduğun yada bir yere çarpıp takla attığın yerde izlerler seni.

Ve bir gün zaman fısıldadı.
” haydi bakalım, gidiyoruz”
Daha vahim senaryolara başrol kahramanı olmaya.
Belki de mutlu sona varır bu tren bu rayda. Kimbilir, zaman bu, hiç sormadı ki; “nereye abla?”

Elvan Usul
www.kafiye.net


Tarih 17 Ağu 2014 Kategori: Karacakız Elif AKTAN

BEDEL SORULUR


BEDEL SORULUR

Git! uzak diyara gurbet ele git,
Yüreğini alıp susuz çöle git,
Gözlerini kaçır esen yele git,
Unutma terazi mizan kurulur,
Unutma mahşerde hesap sorulur…

Ahiretten korkma,kuldan ar duyma,
Masumları ağlat,insandan sayma,
Yetimi,öksüzü yakmaktan cayma,
Unutma terazi mizan kurulur,
Unutma mahşerde hesap sorulur…

Beddua edemem,sevdim bilmedin,
Son nefes göğsümde hala gelmedin,
KARACA sevdanla helalleşmedin,
Unutma terazi mizan kurulur,
Unutma mahşerde hesap sorulur…

Karacakız  Elif  AKTAN
www.kafiye.net