Kategoriler

Arşivler


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Hatice Eğilmez KAYA

Âşıklar Hakk’a Vardılar


Âşıklar Hakk’a Vardılar

Hakk’ın ocağına vasıl olanlar,
Kanmayıp çiğlere pişip gittiler.
Cihana şahitlik için gelenler,
Seyredip âlemi şaşıp gittiler.

Gördüler ki dünya kocaman bir han.
İmarı vakt-i Âdem’e dayanan.
El etek çekip bütün masivâdan
Fenadan bekâya koşup gittiler.

Hasîdi mekânın büyüsü sardı.
Gurbete “Bu benim vatanım!” derdi.
Âlem-i Bekâ’yı âşıklar gördü.
Ovaları, dağları aşıp gittiler.

Gönül erleri Rab od’una yanar.
Ateşe düşse de yaşayanlar var.
Külden ötelere yol bulan onlar.
Nebi’nin peşine düşüp gittiler.

Gafiller onları garip bilmişti.
Eller sağ sandılar, onlar ölmüştü.
Vuslatın müjdesi çoktan gelmişti.
Halk içre bir dem dolaşıp gittiler

Hatice Eğilmez Kaya
www.kafiye.net


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Gülbahar KOÇAK

SENELER


SENELER

Yükledim sırtıma derdin yükünü
Doldurdum bohçama hayat öykümü
Anlamadan daha dünü bugünü
Farkinda olmadan geçti seneler.

Yüzümde belirdi derin çizgiler
Sonbahara döndü gülen çehreler
Artık yeşermiyor soldu bahçeler
Saçlarıma aklar saçtı seneler.

Verenler tekrar almayı bekledi
Neşemin üstüne hüzün yükledi
Yetmez diye biraz daha ekledi
Kaşlarını bana çattı seneler.

Agustos ayinda buza döndürdü
Rüzgarın önünde toza döndürdü
Rengimi soldurdu boza döndürdü
Sonunda terkedip kaçtı seneler.

Ayırdı canandan çöle savurdu
Hasret ateşinde yaktı kavurdu
En son terkeyledim vatanı yurdu
Beni gurbet ele attı seneler.

Gülbahar Fidan. 24 08 2014
www.kafiye.net


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Güleser Yorulmaz

HÜNKARIM


HÜNKARIM

Güneş ayağında secdeye durdu
Önünde ufuklar battı Hünkarım
Nevşehir nebiler veliler yurdu
Seni toprağına kattı Hünkarım

Karanlığa ışık tuttun nur saçtın
Yetmiş bin aleme kapını açtın
Elin belin dilin bağladın geçtin
Ömrün çilehane yattı Hünkarım

Benim kabem insan insandır derdin
Kara düşünceye nurunu serdin
Beş taşa şahitlik türlü dil verdin
Adem sustu taşlar öttü Hünkarım

Adalet terazin sevgi tartıyor
Eşiğinde Balım Sultan yatıyor
Turnalar semahta arşı yırtıyor
Şah Merdana yolu tuttu Hünkarım

Hak bendedir dedim sözün üstüne
Nasihatın başım gözüm üstüne
Başka sevdam yoktur hazın üstüne
Aşkı meşki sildim bitti Hünkarım

İlimden gitmeyen yol kalır geri
Kucağında ceylan Pirlerin Piri
Esirgeme benden bir avuç yeri
Özüm nefis söküp attı Hünkarım

Güleser Yorulmaz
www.kafiye.net


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Güleser Yorulmaz

SANA DEMEDİM


SANA DEMEDİM

Her dem Leyla Aslı Şirin misali
Ölüme ulaştım sana demedim
Yediğim vurgunun yoktur emsali
Ölmeye çalıştım sana demedim

Gönlüme saplandı sayısız oklar
Çektiğime şahit saçımda aklar
Yiğit bir sevdayı yiğitler saklar
Ömrümü bölüştüm sana demedim

Zehir zemberekti aldığım nefes
Divane dolaştım şaşırdı herkes
Bağrımda bir pençe ensemde bir ses
Yaralı dolaştım sana demedim

Yüreğime başka sevda sarmadım
Direndim onurdan ödün vermedim
Duvak taktım murat yüzü görmedim
Hasrete alıştım sana demedim

Her kaptan aşk ummanını boylamaz
Her yürek bir düşle gönül eylemez
Ölüme yürüyen yalan söylemez
Ecelle dalaştım sana demedim

Güleser YORULMAZ
www.kafiye.net


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Güleser Yorulmaz

SİTEM


SİTEM

Sitem dolamış selama
Yar eline almış beni
Kahır yağdırmış kelama
Yerden yere çalmış beni

Hüzün dolu her satırı
Çiğnemiş gönül hatırı
Sıralamış dert katarı
Sora sora bulmuş beni

Okudukça kan ağladım
Can böldüm yürek dağladım
Elim koynuma bağladım
Yüreğinden silmiş beni

Bin öldüm bin kez dirildim
Geçen yıllara sürüldüm
Gönül bağında bir güldüm
Dallarından yolmuş beni

Ayrı düştük aldırmadım
Harama el daldırmadım
Acı çektim bildirmedim
Hançer vurup dilmiş beni

Yardı her yürek atışım
Gün doğuşu gün batışım
Onsuz olmadı yatışım
Öldü diye bilmiş beni

Güleser YORULMAZ
www.kafiye.net


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Safiye SAMYELİ

SANA OLAN SEVDAM ŞİRKTEN SAYILIR


SANA OLAN SEVDAM ŞİRKTEN SAYILIR

Ne olur
Gücenme sözlerime,
Ben senin kadar gün görmedim
Yaldızlı sözlerle süsleyip,
Aşkın nuru ile
Boyayamam gözlerini

Söyleyemem seni ne çok sevdigimi
Çatlar vişne çürüğü dudaklarım
Kurur boğazım nutkum tutulur
Olur ya Mehtap duyar ay kıskanır
Olur ya Samanyolu duyar da
Yıldızlar tek tek dağılır

Söyleyemem seni ne çok beklediğimi
Olur ya yıllar duyar da mevsimler kıskanır
Olur ya günler duyarda, haftalara darılır
Günler bir bir takvim den düşmekten bıkar usanır

Söyleyemem seni ne çok özlediğimi
Olur ya martılar duyarda denizler dalgalanır
Olur ya rıhtımdaki gemiler yan gelir
Tusunamiye yakalanır

Söyleyememem sana nasıl taptığımı
Olur ya Rabbim duyarda kuluna gücenir.
Olur ya omuzumda ki defterler incelenir
Sana olan sevdam şirkten sayılır….

Safiye  SAMYELİ
www.kafiye.net


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Hakan KURTARAN

Dost Uzakta Olsa Da


Dost Uzakta Olsa da

DOST dedik mi bir kere, akan sular dururdu,
Kilitlenmiş yürekler, fitne fesat kururdu…
El birliği içinde, uçan kuşu vururdu,
Unutmayız onları, Dost uzakta olsada!

Çelik gibi irade, oluşur dost bağında,
Sağlamdır can gönüller, zalim çıkar çağında
Huzur mutluluk vardır, güçlü bir dost ağında
Unutmayız onları, Dost uzakta olsada!

Bunalıp ta sıkılsan, o dost gelir anında,
Uzak yakın demeden, zor günlerde yanında
Taşır seni yok olmaz, gerekirse canında,
Unutmayız onları, Dost uzakta olsada!

Sarsılmaz tam güvenler, dost alanında lider,
Sırlarımız onunla, mezara kadar gider…
Ağrımaz başın asla, yoktur onunla keder,
Unutmayız onları, Dost uzakta olsada!

Karanlıklar ışıldar, güvenli sözleriyle,
Sıcaklık verir sesi, kalbinin közleriyle
Art niyet görünmez hiç, bakarken gözleriyle,
Unutmayız onları, Dost uzakta olsada!

İkiyüzlü değildir, kırıcı da hiç olmaz,
En nadide çiçekler, onun yanında solmaz.
Her zaman sağlam dürüst, insan saçını yolmaz,
Unutmayız onları, Dost uzakta olsada!

Hakan KURTARAN
19.05.2008- Aydın
www.kafiye.net


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Hakan KURTARAN

Bir Haziran Sabahı


Bir Haziran Sabahı

Bir sevdanın içinde, hiç durmadan yanarken,
Acıkmışım bu aşka, suya ekmek banarken…
Bir Haziran sabahı, yaralarım kanarken,
Olsam elinde KADER, kötü der atar mısın?

Aşk yuvası sıcaktır, harcı oldum yapında,
Ağırladım sevdanı, şu ruhumun çapında…
Kırık dökük kalbimi, köle diye kapında,
Olsam elinde ESİR, hücrede tutar mısın?

Bitmez ki ahu zarım, seni böyle beklerken,
Senden başka sevdam yok, yalnız kalbim teklerken.
Kahrolan gecelerde, Izdıraplar eklerken,
Olsam elinde KÜREK, toprağı kazar mısın?

Beyninin çılgınlığı, hayale daldığında,
Bir avuç ışık olup, kapımı çaldığında
Cehennem azabında, bensiz de kaldığında,
Olsam elinde BULUT, sürekli yağar mısın?

Mehtabın ışığında, duygular okunurken,
Cebimde mendil gibi, incecik dokunurken,
Sevda çatışmasında, hep zora sokulurken,
Olsam elinde KALEM, alır da yazar mısın?

Gam işlemez ruhunda, kaya gibi bir taşsın,
Güllerimi kuruttum, fidanıma bir başsın.
Koyu mavi geceler, bunları zaman aşsın,
Olsam elinde GECE, gündüze koşar mısın?

Kirpiklerim yapışır, kâbuslarım taşarken,
Bitmez ki bu ayrılık, burda yalnız yaşarken.
Bir akşamüstü sakin, Güneş Ufku aşarken,
Olsam elinde DÜNYA, hayatı sarar mısın?

Hakan KURTARAN
01.06.2008-Aydın
www.kafiye.net


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Hakan KURTARAN

Bin Yıldız’dan Vazgeçtim


Bin Yıldız’dan Vazgeçtim

Bu hasrete dayanmaz, olsa da yürek demir,
Zindanda kalmış beden, durdur zamanı kemir.
Aşk mahkûmuna af var, verilince son emir,
Bir parlak güneş için, bin yıldızdan vazgeçtim.

Duvarlar kale olur, savunmasız bağrıma,
Devadır o bakışın, bütün yürek ağrıma.
Aşk yolunda son kere, yaptığım bu çağrıma
Hep seni sevmek için, bin yıldızdan vazgeçtim.

Seninle el ele, pembe bulutlara çıksak,
Aşkı yasaklayan, bütün engelleri yıksak,
Ayrılıkları toplayıp, derhal içeriye atsak,
Yolunda gitmek için, bin yıldızdan vazgeçtim.

Bu günlerim hep seni, sayıklamakla geçer,
Her akşam oluşunda, içime hüzün çöker.
Kurumuş tüm çiçekler, dirilir birer birer,
Elinden tutmak için, bin yıldızdan vazgeçtim.

Tüm şarkılar, türküler artık seni anlatır,
Her gülün özündesin, gül esansı damlatır.
Can melekler beklerken, şimdi bitti son satır,
Kaderim olman için, bin yıldızdan vazgeçtim.

Hakan KURTARAN
30.12.2007-Aydın
www.kafiye.net


Tarih 24 Ağu 2014 Kategori: Hakan KURTARAN

Asla Sana Kırılmam


Asla Sana Kırılmam

Dondurduğum özlemin, merhemiyle karılır,
Taşkın hasret gergindir, ortasından yarılır,
Derdimizin devası, aşk bandıyla sarılır,
___Gidersen üzülürüm, ama asla kırılmam,
___Ellerin ellerimde, istemezsen sarılmam!

Göllenmiş bu gözyaşım, nefesimi boğuyor,
Yakıcı bir tutkuyla, aşk-ı hasret doğuyor,
Yüreğim seni sevdi, bak iklimler soğuyor.
___Uzakta üzülürüm, asla sana kırılmam,
___Bir araya gelirsek, istemezsen sarılmam!

Başlangıcın bedeli, yüreğime atlamış,
Ayrılık hüznü derin, üst üstüne katlamış,
Pençesine düştüğüm, buz dağları patlamış,
___Sevmezsen üzülürüm, asla sana kırılmam,
___İlaç gibi gelse de, istemezsen sarılmam!

Aşkın aşkla çarpımı, görünmeyen giziyle,
Beynimize kazınmış, yol gösteren iziyle,
Başlayacak son şarkı, sesindeki tiziyle,
___Gurbette üzülürüm, asla sana kırılmam,
___Yangın yeri olmuşken, istemezsen sarılmam!

Göklere yükselirken, turna gibi süzülür,
Sanki göller bölgesi, gözlerinde yüzülür.
Fısıldayan sesiyle, aşk şifresi çözülür,
___Git dersen üzülürüm, ama asla kırılmam,
___Buzdan sabit heykelim, istemezsen sarılmam!

Ayrılık rüzgârları, çarptığında serindir,
Gönüllü mahkûmunum, acısı çok derindir.
Aşkınla dolu kalbim, Dünyadaki yerindir,
___Görmezsem üzülürüm, asla sana kırılmam,
___Son söz sana aittir, istemezsen sarılmam!

H.Hakan KURTARAN
www.kafiye.net