Kategoriler

Arşivler


Tarih 6 Eyl 2014 Kategori: Sinem ÖZAŞGIN

Gülümseyin

Sinem Özaşgın – Müzik Güncesi

Gülümseyin

Gülmenin unutulduğu zamanlarda yaşıyoruz sayın canlar. Çehrelere üzgün kıvrımlar hakim olmuş. Her şeyden, herkesten şikayet eden bir toplumun içindeyiz. Gözlerimizin küçük mutlulukları es geçirdiği, küçük sözlere yetinmeyen bireyler olduk hepimiz. Sokaklara hüzünler hakim olmuş. Akıllarda siyah-beyaz düşünceler, ruhumuzu bilerek çürütüyoruz. Peki neden? Neden asık yüzümüz?

Toplumumuz şu aralar bir karmaşanın içinde yaşıyor. Kafa karışıklığının ortasındayız. Yeni sistem, yeni insanlar görüyoruz başlarda. İster istemez bir tepki gösteriyoruz yeni şeylere. Farklılığı benimseyemiyoruz hemen. Bundan dolayı bir asık hava hakim oluyor ister istemez. Çünkü insan yapısı yenilikleri benimseyemez hemen. Normalleşmesini bekleriz. Biraz daha gündemden düşmesini… Ve ilk başlarda bir kabullenememezlilik hakim olur bizde. Bir hırçınlık, öfke… Ve gülemeyiz… Kıvrılmayı unutur dudaklar yukarıya doğru. Gözler parlamayı unutur.

Şu yaşamımızda bizi en çok ayakta tutan şeyin bir tebessüm, bir mutluluk olduğunu biliyoruz. Ve devir öylesine değişti ki artık yetinemiyoruz küçücük mutluluklara. Oysa ki büyük mutluluk küçük mutluluklarla başlar. Neden biz küçük mutluluklarla yetinmeyi unuttuk? Neden hep asık bu çehreler. Neden bahaneler arasında gizleniyoruz? Neden bu maskeler? Neden, neden??

İnsanoğlu bahaneler arasında gizlenmeyi sever. Asıl nedenleri saklamayı, bahaneler uydurmayı, ilgisini kendi üzerine çekmek ister. Çünkü mutlu insanlara özenir, çünkü etrafında ona gülen çehreler görmek ister, çünkü kendisini dünyadaki tek yalnız kendisiymiş gibi hisseder. Evinden dışarı çıkmaz, her gün sosyal ağlarda dolanır, kendine bakamaz, ağız kaslarının yönü hep aşağıda. Hazırdan bir yemekle, sağlıklı olmayan bir içecekle geçiştirir öğününü. Sonra kumandayı alır televizyondaki tüm kanallara milyon kere dönüp bakar.Güneşlikler hep çekilidir, günlerdir ışık soluyamamıştır ev ortamı. Sonra saatine bakar ki gün geçmiş gitmiş, biraz daha yaşlanmış. Gözlerinde ince ince halkalar ve neredeyse mutsuzluktan isyan edip yere düşecek bir ağız vardır aynada bakındığında yüzüne.

Yazın son demlerini içiyoruz içimizde. Eylülün ufuksuz günlerindeyiz. Sarılar hakim ağaçlarda. Dışarıda yer yer yağmur içmiş toprağın kokusundan geçilmiyor. Giden yaz mevsimine bir göz kırpma zamanı şimdi. Hadi şimdi gidip o güneşlikleri atalım bir kenara. Televizyonları, telefonları kapatalım. tüm hazır yiyecekleri kaldıralım. Ellerimizle yaptığımız güzel yiyeceklerimizi koyalım bir sepete, alalım bisikletlerimizi çıkalım dışarı. Eylül kokusunu çekelim ciğerlerimize. Güneşe göz kırpalım sarı ağaçların altında. Sonra… Sonra göreceksiniz mutlulukla tebessümlerinizin parladığını. Hadi bırakın kendinizi, bir kahkaha atın şimdi. Korkmayın Eylül size uzaktan okşayacaktır rüzgarıyla, kahkahalarınızı taşır öteki diyarlara. Sudaki yansımanıza bakın. Gözleriniz parlıyor!

Küçük mutluluklara ihtiyacımız var. Gülmeye özellikle, hayatın griliğine inat. Bugün, yarın ve diğer tüm günler kullanın gülme hakkınızı. Gülün hadi. Yaşanacak daha çok günler var canlar.

Siz ki gülemeyen insanlara inat gülmelisiniz. Farkınız olsun…

Sevgi ve saygıyla, kahkahalı günler dilerim sayın canlar…

E F T E L Y A…
(Akdenizi cebinde taşıyan kız… )
Sinem Özaşgın
www.kafiye.net


Tarih 6 Eyl 2014 Kategori: Sinem Özaşgın

Deli Köşem 3


Deli Köşem 3

Eylül soluğu alıyor tüm ağaçlar şimdi
Kirpiklerine aşk yayılıyor… Görüyorum…
Gözlerine ben kokusu sinmiş
Mutluluğun kıvrımında çehren
Sen beni eylülde seversin çok bilirim
O sarı Afyon kıyılarında
Göçmen kuşlara aşkımızı anlatırdın sen
Diyarlara götürürdün aşkımızı
Yazın güneşine göz kırpıyoruz …
Gidiyoruz mevsimimizden
Eylül soluğu alıyor tüm ağaçlar şimdi…

Ağlıyorsun kalbinin derininde
Çünkü aşktan ölüyor gibi ruhun
Seni sevmekteyim ben, sevmeler bizdenmiş
Eylül bize güzel masallar getirmiş
Sımsıkı bir sevgiyle dinliyoruz beraber
Saçlarımın tuz kokusunu alıyorsun
Öyle bir seviyor ki beni gözlerin
Ağlıyorsun kalbinin derininde…

Sen benim yarınlarımın sarı başağısın deli köşem
Güneşlerin ışıltısını almış gözlerin
Dudaklarında tatlı bir gülümseme var biliyorum
Ah… Gülüşlerinden öpmek vardı seni
Burnuna dudaklarımı kondurmak isterdim
Gözlerin yıldız olsun diye
Sarı yapraklar bize renk katmış
Ki
Sen benim yarınlarımın sarı başağısın deli köşem…

Hiç ayrı kalmayacaksın yüreğimden… Biliyorum…
Çünkü adın dudaklarıma mıhlanmış
Dokunmaya kıyamazmışım sana
Tüm şiirlerin ebediliğini verecekmişim sana
Gözlerimi vereceğim, gözlerin beni yener çünkü
Senin kadar sevemem ben kendimi
Eylül bizi aşk eylemiş çünkü
Hiç ayrı kalmayacaksın yüreğimden biliyorum…

Deli köşem
Aşkların en güzeli
Adımı mıhladığım dudaklarıma
Sözlerin canı cehenneme
Sen benim ruhumda varsın…
Deli Köşem…

E F T E L Y A…
(Akdenizi cebinde taşıyan kız… )
Sinem Özaşgın
www.kafiye.net


Tarih 6 Eyl 2014 Kategori: Zülfiye DÖNMEZ

Olmaz Mı Sevgili?


Olmaz Mı Sevgili?

Mutluyum, yerimde duramıyorum,
Kuş olmak isterdim;
Yerde, gökte her yerde.
Yıldızlara kadar yükselmek.
Tüm evrenin görünmeyen
Güzelliklerini yaşayarak!

İçimde bir ateşsin sen hiç sönmeyen!
Seveni yanıltamayan,
Sevince unutulmayan.
Hatırladıkça gözümün yaşını akıtan,
Yanımdayken doyamadığımsın!
Yokluğunda dayanamadığımsın,
Sen işte benim gönlümün,
Asla vazgeçilmezisin!

Arada bir habersizce kahkahalarımla,
Aşkımın omuzuna konup; işte geldim
Buradayım demek isterdim!
Bu biliyorum hiç bir zaman olmayacak,
Amma işte her zaman;
Hayalimde gerçekleşecek.
Sensizlikte mutlu edecek,
Olmaz mı sevgili?

Zülfiye Dönmez
www.kafiye.net


Tarih 6 Eyl 2014 Kategori: Gülsüm Hicran ÇAÇUR

BİLİYOR MUSUN BÜTÜN DOĞA SEVDALI?


BİLİYOR MUSUN BÜTÜN DOĞA SEVDALI?

Gökyüzünün hayali, denizle buluşmak
Dağların amacı, gökyüzü dokunmak.
Kayaların derdi, dağlardan kopmamak
Biliyor musun bütün doğa sevdalı?

Çılgın dalgaların feryadı;
Dağlardaki kayaların inadını kırmak.
Kır çiçeklerinin hedefi;
Denize aşık gökyüzünün,
İmkansız sevdasına ortak olmak…

Yıldızlar ayın loş ışığına hayran,
Geceler yıldızlar için karartır dünyasını.
Bulutlar toprak için bırakır gözyaşlarını
Biliyor musun bütün doğa sevdalı?

Çimenlerin derdi;
Bulutlardan saklamak toprağı.
Toprak bağrında uyumuş;
İnsan ruhların sevdasında
İmkansızlık aşk peşinde;
Aşk umudun derdinde!
Biliyor musun bütün doğa sevdalı?

Doğa kendi rüyasında;
Kim kime aşık bilinmez!
Seven sevildiğini anlamaz,
Sevilen başka sevdalarda
Gizli aşklar olmazsa, doğar mı?
Güneş her gün ışıl ışıl!

Yağar mı yağmur sence;
Aşık olmasa toprağına?
Çarpar mı dalgalar her gün;
Kayalara sevdalı olmasa?
Biliyor musun bütün doğa sevdalı!
GİZLİ SEVDA OLMASA DÖNER Mİ SENCE DÜNYA…

Gülsüm Hicran Çaçur-06/09/2014
www.kafiye.net


Tarih 5 Eyl 2014 Kategori: Gülcan KORKMAZ

GÜLÜMSERİM BAZEN


GÜLÜMSERİM BAZEN

Bir yer biliyorum gözyaşlarının güldüğü,
Oraya yürüyorum ve evler gülümsüyor,
Gri duvarlara yazılan hüzünler,
Gözlerden süzülüyor.
Bir şey söylüyorum dereler boyunca,
Sevin diyorum herkesi ömür boyunca,
Ne kin olsun ne de nefret defterinde,
Sen tebessümü eksik etme yüzünde…
Herkesin aynaya gösterdiği bir yüzü var,
Karşında sakladığı oyunları,
Çocuklar oyunları seviyor ama,
Büyükler daha çok yalanları.
Gülümserim bulutların yanından geçerken,
Kim bilir neleri gördüler!
El sallarım evlerinin önünden,
Kimse anlamaz onların dillerini,
Kim bilir kaç gözyaşını duvarları sildi?

GÜLCAN KORKMAZ
www.kafiye.net


Tarih 5 Eyl 2014 Kategori: Gülsüm Hicran ÇAÇUR

BEN OLAYIM KUCAĞINDA


BEN OLAYIM KUCAĞINDA

Elimde resmin, maziye tutsak olmuş geleceğim.
Nöbet tutar gölgem, gelip geçtiğin yollarda
Beni değil seni seven yüreğime acı,
Bekletme yarınlarımızı
sensizlik son bulsun. Geliver bu gece
Özlemler bitsin. Bu hasret dinsin

Çalıver kapımı bayram yapsın sensiz kalan bedenim
Yüreğim en ıssız yerinde fırtılar kopar mı
Bendeki yanan sevdanın ışığında; yıldızlar bile sönük .
sensizlik son bulsun.Geliver bu gece
Özlemler bitsin. Bu hasret dinsin.

Mesafeler engel olmasın sana;
Sen kalbimdesin, ela gözlerimde
Dudaklarının ateşi, hala ıslak dudaklar
Yollarına gül döktük.çaresizliğime şahit bülbüller
sensizlik son bulsun. Geliver bu gece,
özlemler bitsin bu hasret dinsin.

Bu dönemde aşklar bile modern olmuş
Bir politikacının oyunu gibi aşk tuzakları
Yazan yazana.sohbet kanallarında
Yalan aşk sözleri….
Gel aldanma karalık gönüllere,
Sensizlik son bulsun.Geliver bu gece,
Özlemler bitsin. Bu hasret dinsin

Sevinçten on köşe olayım
Güzellikler içinde dönsün başım
İmkansızlığa giden düğümler çözülsün
Beni sarıp sarmala ben olayım kucağında.

Gülsüm Hicran Çaçur-01/09/2014
www.kafiye.net


Tarih 5 Eyl 2014 Kategori: Sinem Özaşgın

Eylül ‘e


Eylül  ‘e

Elleri çilek kokan düşlere
Sarımsı bir sandalla biraz
Hüznü kucaklayıp gelen
Bir ay parçası gibi
Dök yapraklarını göğsüme
Eylül…

Badem gözlerin,
Ne şiirler anlatır
Öpülesi çiçeklerin

Ada vapurlarının üstünden uçan çığlık çığlığa martılar
Ve sen ne çok severdin çikolatalı dondurma…
Martıların sesinde çikolatalı dondurma
Aşk; sarı başak kokan kirpiklerinde…

Ah Eylül…

Değirmen yamacında, ekmek kokusu sevdaların
Sesler akışır berrak güzel sesinden
Senin yüzünden
Ne olur, Eylül öldürme düşlerimi
Düşler ki sezeryan zayıf bir bebek
Yapay mı sevdalar şimdi
Her mevsim yapraklar sararmaya mahkûm mu Eylül…

Bir rüzgârmış hayat
Canımdan c/an alırken
Ölüp ölüp dirilmişim yokluğunda Eylül

Ne olur merhamet eyle
Dua et her aşkın arkasından
Bağlanma ağaç kovuğuna bir bez paçavrasıyla
Sokaklar oyun oynayan çocuğa benzer
Sokakları öksüz bırakma Eylül…

Etme!…

Dudak ucumda
Kazınmışken adın,
Bir yâr’e, bir yarına
Gidip de yapraklarımı düşürme toprağa
Kimseye bakma ben gibi…
Gözlerindeki “ben” ağlamasın…

Eylül Bana beyaz giydir
Hayatın karalığına ışık olsun
Saçlarımın bam teli Eylül…
Biraz sen olayım…

Günleri çıkarayım dedim
Akdeniz dolmuş cebime
Sensiz günleri sayacaktım biraz
Ceplerim delik
Çiçeklerim delik deşik
Fitne bakışlarında sokma başımı belaya
Sakın ağlama, bakma bana sararmış gözlerle
Ağlama kalbimin içinde…

Etme Eylül…
Zaten ağlayarak doğmuşum,
Anamın ninnileriyle uyumuşum bir müddet
Biraz yeşil kokla benim için
Biraz aşk biraz kırmızı
Mutlu neşeli aşklar için

Eylül…
Bir sır vereceğim sana;
Seviyorum…
Sararmış yapraklarını başak saçlarını aslında
‘Eylül’de aşk başka güzel,, imiş
Oysa her mevsim aşk güzel…

Hadi bana
Aşk masallarını dök
Biraz sen kokayım
Eylül…

Biraz sen …

Sinem Özaşgın  E F T E L Y A…
(Akdenizi cebinde taşıyan kız… )
www.kafiye.net


Tarih 5 Eyl 2014 Kategori: Sinem Özaşgın

ZAMANIN KISKACINDAN…


ZAMANIN KISKACINDAN…
Biraz bıktığım doğrudur
Zamanın tuz kokan akşamından
Yamaçlarımdan seyirsizce döndüğüm
Ellerimden düşerken tüm kuş tüyleri
Ve aklım arka taraftaki molozlarda ağlarken…
Birazda düşünüyordum oysa
Şimdi parketmiştim bedenimi
Kaç santim kaldı hatırlamam
Falezlerdeki serinliği
Bilhassaki unutamam yamaç atlayışı gibi
Cesaret, gurur ve ölüm…
Suratsız idi denizin kabarcığında
Kıvırcık düşlerinin arasında
Bıktığım doğrudur evet
Çok sevemiyorum seni
Hani,
Rahmetle ıslanan semazenler gibi…
Biraz bıktığım doğrudur
Yeşillerin karasında
Kor ateşin buz kestiğini
Kustuğumu tüm akıl çıkarlarını
Çıplak olduğumu son kez daha
Tüm duygulara soyunduğumu
Yalancı gerçeklere
Diş soyupta giydirmek seni…
Sen ki
Kaybettiğime kavuşur gibi
Sarıldığım…
Sevda dövmelerimin arasında
Seninde yerin az-biraz geçiyordu bilirim…
Bıktığım doğru ama….
Ben seni öyle sevdim ki
Geceye gün doğdurur
Gündüze ay çıkarırdım…

E F T E L Y A  Sinem Özaşgın

(akdenizi cebinde taşıyan kız… )
www.kafiye.net

Tarih 5 Eyl 2014 Kategori: Yegane Sercuvarlı

ZALIM


ZALIM

VURMAM ÇOK ŞEYİ YÜZE,
SERMEREM DAĞA,DÜZE.
KEDERİMLE GÖZ-GÖZE,
DURDUM ŞEKERİM,BALIM,
DÜNYA ZALIMDI-ZALIM.

YÜRÜMEZ KEHER ATIM,
YANIBDI YEDDİ KATIM.
NERDE BAŞIMI QATIM,
NERDE UYKUYA DALIM ?
DÜNYA ZALIMDI-ZALIM.

HASRET ÖYLE ACIDI,
DERTLERİMİN TACIDI.
ELLER BANA ACIDI,
ÇOK PERİŞANDI HALIM,
DÜNYA ZALIMDI-ZALIM.

Yegane  SERCUVARLI
www.kafiye.net


Tarih 5 Eyl 2014 Kategori: Gizem YEL

BİR YOKSULLUK MASALIYDI BU


BİR YOKSULLUK MASALIYDI BU

Gece her yattığında,
Yarını düşünmekti çocukluğumuz,
Yiyeceğin belki bir dilim kuru ekmekti.
Ama düşünmekti işte…
Küçük yaşta tutumlu olmayı öğrenmekti belki de…

Anı yaşamayı öğrenenlerden olamadık biz,
Bugünü yaşamadan yarını düşünüyorduk.
Belki de lapa lapa yağan karlar altında,
Ayakkabılarımıza poşet bağlamamız gerektiğini…

Gözlerimizi, yeni güne yaşlarla açan çocuklardık biz,
Dünümüzü unutmayan çocuklardan olmalıydık.
Geçmişini unutanın geleceği olmaz,
Laflarıyla büyüyen çocuklardık.
Geçmişini yaşayıp bugününü unutan,
Yarınlarını düşünen çocuklardık biz…

Çocukluk neydi, bilemedik.
Gülmek mi?
Oynamak mı?
Ya da düştüğünde,
Yarana annenin bir öpücük kondurması mıydı?
Bilemedik…

Çocukluk belki,
Çok güzeldi ama yaşayamadık…
Bir yoksulluk masalında;
Çocukluğunu kaybeden çocuklardık biz…

Gizem YEL
www.kafiye.net