şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Ah Nila…
Gülümseyen mevsimlerin rengini
Bereketli toprak kokusunu muştular gibi
Gözlerindeki sevinç tufanlarına yasla
Med cezirler döverken kıyılarını
Zambaklarda soludum seni nila…
İdrakine vararak sevincin, kederin
Ufkunda dolaştım sonsuzluğunun;
Ölümsüzlük şerbeti gibi
Güneşi çaldım kor yerinden
Saman alevi öfkelerimi asarak düşlerime
Kehribar bakışlar sürüyorum gözlerine
Sevdanın küllerine ateş basarak
Yüreğimi hapsediyorum yüreğine
Ah Nila…
Dalgaların sessiz çığlıklarında
Şiirlere yüreğimi gebe bırakmak için
Adının tek harfi yeter
Nilüfer Sarp
mayıs.2014
www.kafiye.net
Bekliyorum can özüm gelen varsa buyursun
Aşk şerbeti içelim ne zaman gelirsen gel
Kulakları çınlasın bülbül güle duyursun
Gülizarda açalım ne zaman gelirsen gel
Sanki bir zatı huri o samur kaşlarıyla
Aşıka çok naz eder pelikan yaşlarıyla
Bize selam getiren ebabil kuşlarıyla
Semalarda uçalım ne zaman gelirsen gel
Gündüzlere yükleriz gecelerin suçunu
Gel alalım yıllardan ayrılığın öcünü
Hangi kervan taşırki aşkımızın göçünü
Muhabbeti saçalım ne zaman gelirsen gel
Yüreğini bir kurşun sıkılacak elbette
Hem saltanat hem tahtın yıkılacak elbette
Sanada uzaklardan bakılacak elbette
Mübtelanım kaçalım ne zaman gelirsen gel
İster dikeni olsun ister güllere inat Yanağına dokunan yağmur sellere inat
Leyla ile mecnunun yeri çöllere inat
Kendimizden geçelim ne zaman gelirsen gel
HARUN YILDIRIM
10/09/2014
www.kafiye.net
Davulcu çomağında zaman vuslata vurdu
Bir yarım aklım vardı örsün üstünde durdu
Çekiç sanki muhabir önce hal hatır sordu
Zaman delirmiş bir tay haydi yükle sırtına
Her yerde piranalar koptu büyük fırtına
Hayat bir rüya imiş içtim billur şişeden
Sanki sen çıkacaktın baktığım her köşeden
Aşk’hüsran kahır güldüm el içinde neşeden
Gökkubbe gerdanında iki nazarlık varmış
Nere istersen gömül bir tek mezarlık varmış
Eser tan yeli yaprak dalında hayram eder
Baharda esen meltem son güzde seyran eder
Dalgalarım susunca köpükler bayram eder
Yağmurdan bulutların aşınmış ayakları
Şimşeklere sorsunlar yedigim dayakları
Rüzgar iteledikçe gelen var izimizden
Ay yıldız şikayetci güneşe ikimizden
Son güzün hırçın yeli es şimdi dizimizden
Yakacaksan yak artık söndürdüğün ateşi
Yüzünde mehtap gördüm gözlerinde güneşi
Benmi ters görüyorum dağların kaşı eğri
Karanlıklar küflenmiş sol gözüm,de bir ağrı
Akbabaların sesi baykuşlara bu çağrı
İhtiyar bir ağaçtan bir arabaya bindik
Veda ettik dostlara en son durakta indik
Harun Yıldırım
www.kafiye.net
Türlü türlü hilelere,
Maruz kaldım çilelere,
Taş doldurdum filelere,
Ümidimi yitirmedim!
Saltanatlar gözümde hiç,
Haklı mısın sendeyse güç?
Kapım kırık, evim kerpiç,
Ümidimi yitirmedim!
Yenilmez ki benim etim,
Hem garibim hemi yetim,
Ülkeme hizmet niyetim,
Ümidimi yitirmedim!
Hiç anlamam siyasetten,
Hayır gelmez mundar etten,
Çok kovdular beni setten,
Ümidimi yitirmedim!
Ölür zalim zulmü ile,
Kim kaybetmiş ilmi ile,
Sonumuzu bile bile,
Ümidimi yitirmedim!
İslamiyet en doğru yol,
Üstümüze geliyor bol,
Haksızlıklar gezer kol kol,
Ümidimi yitirmedim!
Hak yoldadır benim neslim,
Hakkı hakka ettim teslim,
Münafıkı sandım müslim,
Ümidimi yitirmedim!
Düsturumuz Hak olacak,
Kötülükler yok olacak,
Fakirimiz tok olacak,
Ümidimi yitirmedim!
Zalimlere dar vicdanım,
Mazlumlara yar vicdanım,
Hala Vatan der vicdanım,
Ümidimi yitirmedim!
Nesli Asım dirilecek,
Mahkemeler kurulacak,
Şeytan yere serilecek,
Ümidimi yitirmedim!
Ankara-24.07.2001
Ümit Zeki SOYUDURU
www.kafiye.net
Sakladım seni en mahrem sayfamda;
Kalbimin en derinliklerinde,
İsmini yazdığım zaman,
Sakladım seni,
Tuşlara vuran titrek parmaklarımdan,
Boynu bükük Kalemimden sakladım.
Yakasından tutup getirdiğin,
Şafaklardan sakladım.
Ömrümü çalıp götüren,
Yıllardan sakladım.
Mahkumlar gibi yürüdüm.
Seni getirmeyen o zalim
Yollardan sakladım.
O dağlardan koparıp getirdiğim,
Gönül bahçemde sakladım.
Kök verdin damar, damar yüreğimde,
Kalbimin en derinliklerinde sakladım.
Kimsenin ruhu bile duymadı,
Cennetten çaldığım sevgileri sana getirirken,
Aç yüreğimden sakladım seni.
Fakir bahçemin en cennet köşesinde,
Sakladım seni.
Karanlıklara kurşun sıkıp,
Gölgemde sakladım seni.
Ölümüne cesaretle…
Bilinmeyen ufuklara, Yelken açıp
Seni alıp kaçıp
Okyanuslarım da sakladım seni.
Damarlarımda dolaşırken sen ılık, ılık
Hücrelerimde sakladım seni.
O ilk telefonda o yaban ellerde,
Sesin beyin duvarlarımda yankılanırken,
İlk karşılaşmamızda,
Gözlerimde sakladım seni,
Kimseler duymasın diye.
Sana açılamadım.
Sakladım seni bilmeyesin diye,
Ben sana asla kıyamam;
Seni senden sakladım.
SAFFET ÇAKIR
www.kafiye.net
Mutsuz Arayış İçindeyim
“Mutsuzum arayış içindeyim” diyorsun ya;
Aradığın bir gül resminde karşına çıkacak.
Gördüğün her resmi beğenerek,
Hatta nasihat babın da,
Sana şiirler bile yazdıracak.
“Şansın döndü sarışın kız, kara kız”
Çok büyük hayaller kurup,
Öncekilerde oldugu gibi,
Son umudun diyeceksin.
Yetinmeyeceksin!
Arsız medcezir duyguların;
Denizin koylarına sığmayan sevdanı,
Deryalar da yüzdürmeye çalışacaksın.
Rast gele dinlediğin her hangi bir radyoda,
Şarkılardan fal tutup,maviş maviş,
Bam telinden vuralacaksın.
Onlarla da güzel günlerin olacak.
Yüzünde kocaman gülücükler oluşacak,
Ve hatta alınlarına minik minik,
Buse konduracaksın en helalinden.
Gökkuşağının bütün renklerini arkana alıp,
Mutluluğa yelken açtığını sanacaksın.
Kelebek ömrü sevdalar da!
Payına düşenin sadece
Kırıntılar olduğunu anladığında
Gerçekle yüzleşeceksin.
Her geçen gün azalarak,
Ne kadar yalnız olduğunu,
Taş duvarlarla konuştuğunda,
Fark edeceksin.
Hepsinde o’nu arayacaksın!
Çığ gibi büyüyecek pişmanlığın;
Dinmek bilmeyen sancılarda,
Ne kadar çok sevdiğini ,özlediğini.
Darağacında asılı kalacak yüreğin.
Nuray Çakmak / 9.Ağustos.2014
www.kafiye.net
Ruhumun öznesi , gönlümün bağlacı
Düşüncemin tümleci
Aklımın zarfı, beynimin sıfatı
Kalbimin yüklemi
Tek cümlelik kelimem!. ..
Heceye böldüm ismini
Ateş çıktı içinden
Birde yetmeyen zaman
Başına çiçek koydum
Birde yaşam ağacı
Kazıdım yüreğime sonsuz kalasın diye
Bu can tende oldukça
Sevgim sana hediye
Gözlerin aşk pınarı, leblerin bal peteği
Gül bahçesi yanağın
Saçların amber kokar
Derya saklı dilinde
Koklayarak öpeceksen
Saklanayım mendilinde
Özleyince iç çekerim
Göğsüm sıkışır sanki
Gülümsemen, birde hani anlarsın ya
Ceylan gibi giyinişin
Kare kare gitmez serden
Turna gibi kanat takar
Akşamüstü el sallarım günün battığı yerden
Hem dünyevi, hem uhrevi
Çift merkezli sevdim seni
Hasret koyma günde bir kez
Duyur bana hoş sesini
Sonbaharda içirdin sen
Aşk meyinin şişesini
ALİ BİLECEN / OZANMERDAN
www.kafiye.net
Bu ceylanı yaralar, fütursuzca her okun;
Kader dediler bana, ne çıkarsa bahtına;
Bu akşam bir çıkmaz kaldırım başındayım
Yüreğimin ilaç kabul etmeyen sızısı
Saplanıyorsun bütün benliğime hançer gibi
Ve ömrümün sevda belası
Bahar cemresi olsan bu yağan giz yağmurda
Sukuta bürülü gönlüme düşüversen
Nereye sakladın ki kendini
Kurşun yarası gibi kapansanda sızlıyorsun
Ümitlerimi yok edip soldurmadan
Hayatıma geç kalmadan
Geleçeksen gel artık
Gittin bir bilinmezliğe
Benide götürdün farkında olmadan
Kendinide bıraktın emanet gibi
Gönlümüzün kırılmıyan köşesimi kaldı
Çok şey beklemem
Bir buruk selamın yeter
Gözyaşlarımı silmeye
Ey yetime bürülü gönlümün
Bahara durgun sılası
Hangi bilmediğim çiçeklerdesin
Kır bayır kokumu verirmi gittiğin yere
Yoksa güneş yanığımısın
Her açmaya durduğunda
Kökleri sevda otağım
Bu ateşten kururmusun
Vuslatına can adadığım sevgi
Düşler yetmiyor bana
Gönlüm göcebe
Hergece senin sevgine
Artık bir yerde durmalısın
Bil yeter hem kendini hem beni
Etme sevdana heder…..
SEMA SEZER
10/09/2014
www.kafiye.net
Bir Yılan Gibi
Hani o sevdiğine yalan söyleyip de
Bir gün mutlu olanlar var ya,
Zamanla söyledikleri yalan;
Ayaklarına dolanmıyor mu ?
Bir yılan gibi
Sokmuyor mu en derinden gelen damarlarını?
Salmıyor mu zehrini?
Gebertmiyor mu yalan söyleyeni?
İşte o zaman çıkıyor benim ağzımdan
Küfür, bazı sözler!
Başlıyorum ta en baştan,
Sonuna kadar,
Başına iş gelirse
Bil ki benden gelir!
Sevdiğinden gelir!
Hani insan sevdiğine kıyamazdı?
Sen bana nasıl kıydın deme sakın!
Sen bana nasıl kıydın onu de önce…..
Hatun Yılmaz
10.09.2014
www.kafiye.net