HAYATA İNAT

İki dudağından düşen her cümleye beni kat. Ekmeğinden bir parça, kana kana içtiğin sudan bir yudum ve aldığın her nefesten bir umut yolla. Sen doldur yüreğimin boşluklarını. Sahibim, ömür sebebim, gönül güzelliğim ol. Islat beni sevda sözcüklerinle… Sonra ıslattığın her damlayı gözlerindeki sevda güneşiyle kurut. Bana yakıştırdığın renkleri giydir üzerime, gözlerinin rengi ile boya yüreğimin gökyüzünü. Doldur yüreğindeki nehirleri, dudakları çatlamış topraklarıma. Meçhul acılarıma inat, acılarımı sevginle erit. Sokaklarını bilmediğin şehrimde yabancı gibi etrafa bakma, bilmesen de adresimi yüreğinin sesini dinle. Beni kokumdan izlerimden tanı. Baktığın aynada, açtığın her kapı ardın da ve hayatını devam ettiren kalp atışlarının sıcaklığındayım. Avuçlarının ateşinde, dudağının titreyişinde olacağım. Aç mutlulukların yegâne adresini, ayak izlerinin mührü kalsın senli coğrafyalarda. Bana gelirken nefes nefese kaldın, gözlerini gözlerimde dinlendir. Usulca kıvrıl “ yüreğin” miktarı boşluk bıraktığım yatağımın kenarında. Fırtınalı bir zamanda, ölüm ile hayat arasında kalan bir geminin sığındığı küçük koya demirlediği gibi, yüreğini yüreğime emanet et.
İç beni suyu içer gibi… Sev beni Ekmeği sever gibi… Avuçlarında ter olduğum, nefesinde hayat bulduğum, varlığınla yüreğime mutluluk dolduransın.
Fahriye HAMZAÇEBİ
www.kafiye.net