KAYBETTİKLERİM Mİ KAZANDIKLARIM MI?

Erit beni kaybolanları olmamış say, kırık bir saz için kopardığın yaygarayı beni kaybettiğinde de tekrarla, böylece ederim ortaya çıksın. Hasbel kader bulduklarını sana armağan sayma, bu gün seni bulanlar yarın beni de görmezden gelmezler elbet.Yitik zamanlar sensiz gecelerden biri daha yalnızlığı yaşıyorum. Kıştayım penceremden görünen manzara bahara gebe olsa da.

Zaman sessiz, kimsesiz bensiz zaman. Dolunay var karşımda, gül kurusu bir akşam ve ben dolunayda ağlayamıyorum. Ayışığım olacaktı sevgim ama o gücü ve sevgiyi bulamıyorum. Neden herkes gibi bende sevemiyorum, hayal bile edemiyorum. Gül kurusu akşamlar denizin üzerinde karanlıklara bırakıyor kendini, olan ümitlerimde onunla birlikte iniyor dibe. Buzdan yangınlar körüklüyor sessizliğimi, mevsimler gittiğin zamanlarda kalmış, rüzgar eteklerine fırtınaları doldurup, inadına esiyor sırtıma. Kışa inat, ayaza inat sende üşümemeliyim. Yalnızlığa demirlenmiş gemiler gibi sensizliğin, sessizliğin limanında gönül teknem. Ben özlemleri yüreğimle denerim. Bir sabah uykusuz gözlerime güneş sıcaklığınla gel.Sen kuru ayazla savrulmadan kahve gözlerimle düşeceğim baharının avuçlarına. Sana birgün aşkın keskin bıçak gibi yüreğini acıtabileceğini, kırık kanatlarını ve yamalı kalbini yalnızlığın taşlarıyla örebileceğini anlatmıştım.Hasretin ipi kopmuş bir inci kolyenin incileri gibi dağılıyor şimdi. Seni çok aradım güneşin sıcak alnında, ellerini aradım yağmurun ıslak dudaklarında sensizlikte esrarkeş yangınları boynuma alıp, yüreğimde közledim yalnızlığın mahrem çığlıklarını…
Fahriye HAMZAÇEBİ
www.kafiye.net