MUHARREM AYI

Muharrem ayı maalesef bütün müslümanların yüreğini yakan Kerbela’dan dolayı acılarla anılan bir ay. Bu ayda cümle-i ehl-i dilan ve dahi dervişan Fuzuli’nin Hadikatü’s-Suada’sı gibi eserleri on günde okurlar ve onuncu günde oruçlu olarak nevha, dua ve niyazlarla kendi akıbetlerine ağlarlarmış. Edebiyatımızda ve musikimizde bir tür olarak muharremiyye bir hayli yaygın görünüyor.

Niyazi-i Mısri’nin 
“Ben anın aline vü evladına kurban olurum” nakaratlı şiiri bir muharremiyedir. Mahalli olarak da bu tür şiirlerin bir hayli yaygın olduğu anlaşılıyor. Kasabalı Nuri Efendi ile Kırkağaçlı Mustafa Remzi’nin bu konuda yazılmış bir hayli şiiri mevcut. Kasabalı Nuri’nin Kazım Paşa’ya tazmin yoluyla yazılmış uzun bir şiiri olduğu gibi, 47 dörtlükten oluşan bir Kerbela Destanı da var. Aşağıda aynı şahsın yazdığı bir muharremiyyesi görülüyor: 

Deşt-i gamda bir gürūh-ı eşkıyā
Nūr-ı çeşm-i Mustafa’ya kıydılar
Şemşîr-i zulmile kavm-i bî-hayā
Verd-i bāğ-ı Murtazā’ya kıydılar

Seng-i zulme çalıp kandîl-i dîni 
Yıkdılar binā-yı dîn-i mübîni
Şehîd edip bunca tıfl-ı güzîni
Şem‘-i kalb-i enbiyāya kıydılar

NūrÎ bu vak‘adan ağladı cihān
Libās-ı māteme girdi āsumān
Müstahakk-ı la‘net olan yezîdān
Şāh-ı deşt-i Kerbelā’ya kıydılar
Kenan ERDOĞAN
www.kafiye.net