YOK OLSUN

Yalnızlık denilen acı ızdırap,
Bu yaz gününde olmuşum harap
Sarhoş gibiyim, içmedim şarap!
Yanıma gel; sen saz ol, ben mızrap!

Dağ başında bir ev düşün şimdi;
Kervan geçmez, dağın en yüksek tepesi.
Ve bir insan düşün, hiç çıkmıyor sesi.
Tamir görmemiş evin ne damı, ne penceresi

Yollar dikenli ve taşlıklı yavrum,
Ayaklarım yarılmış, ağır yürüyorum!
Bir umut, bir ışık, durmadan arıyorum
Issız dağın başında şimdi korkuyorum.

Engin denizde bir gemi düşün!
Batmak üzere, yolcusu olmuş düşkün,
Mahsur kalanların hepsi küskün!
Kurtuluş ümitleri yok, nereden gülsün!

Bir toprak düşün şerha şerha,
Yalnızlığa itilmiş, şimdi çok tenha
Yağmuru bekliyor, bulut da yok ha!
Ölümü beklemekte, dikkat et ha!

Küçük bir köy düşün dağ başında,
suyu yok, yolu yok, sıcak havada
Kurtuluş için umut kalmadı obada,
Hep birlikte bekliyorlar azraili orada!

Bir şehir düşün şimdi gördüğün bu yerde,
İnsanların yaşayışları tamamen pejmurde,
İnsaf denen duygu kalmamış hiç kimsede,
Vurdukça garip inliyor şimdi sokak köşesinde!

Ağlamak istiyor garip sokak köşesinde,
Gözleri dolu dolu olmuş; yok ona müsaade!
Mahsur kalmış şu köhnemiş şehirde,
Vurun garibe vurun şimdi öldürürcesine!

Kalmamış kimsesi horlanıyor durmadan,
Fayda yok, kendini hor gören toplumdan!
Hele üstünde yürüdüğü kaldırımlardan!
Gözyaşı kalmış şimdi, bir de gariban.

Düşün yavrum düşün ki bulasın,
Yardım elini uzat ki o da kalksın,
Bir dayanağı var şimdi o da yıkılmasın!
Kurtar onu, biraz daha yaşasın!

Uzat elini uzat ki kurtulsun,
Bütün acıları bir anda son bulsun,
Topluma karşı olan kini yok olsun,
Yardımına koş ki, bir hayat doğsun!

İşte yavrum insanların yaşantısı,
Şimdiye dek kalmamış kimsenin ahı,
Sen olmasan da belki olur başkası
Yürü güzel yürü şimdi, olma katı!

Didim / 17.07.1977
Hüseyin DURMUŞ
www.kafiye.net