AĞLIYORUM ÖYLEYSE HİSSEDİYORUM


Günlerden bir gün bir insan ”Benim o kadar çok günahım var ki demiş neden Allah beni cezalandırmıyor acaba?.. Üstüne üstlük hala nimetler gönderiyor bana.” Bu soruya öyle çok kafa yormuş, öyle çok kafa yormuş ki ama ne yapsa mantıklı bir yanıt bulamıyormuş. Bunu gören Allah şöyle seslenmiş ona; “Ben aslında sana en büyük cezayı verdim. Ama sen farketmedin. Senin en değerli hazineni yani gözyaşlarını aldım. Sen artık asla ağlayamayacaksın.” Gözyaşları bize sunulan en büyük lütuf aslında.

Bu kıssadan hisseyi yıllar önce duymuştum. Öyle etkilenmiş olmalıyım ki bir an bile aklımdan çıkarmadım. Kimbilir belki ben de çok sulu gözlü bir insanım da onun için. Bazan gözyaşlarım yanaklarımı ıslatana kadar gülerim, bazan da içimde fırtınalar şaha kalkar, isyanlarımı dizginleyemem, imdadıma yetişir gözyaşlarım. Bazan haksızlıklar bıçak gibi saplanır yüreğimin orta yerine, acır canım, öfke teslim alır tüm benliğimi yine tüm bu zehirli duygulardan kurtarır beni gözyaşlarım. Akar gider tüm zehirleriyle negatif duygular o şeffaf tuzlu gözyaşımdan. Tıpkı
fırtına sonrası güneşin tüm aydınlığını cömertce serivermesi gibi ruhum da kavuşur dinginliğe ve huzura.

Bazan ayrılıklar yaşarız. Nasıl tükenir yaşama sevincimiz. Hiç bir yerde duramaz, hiçbir ortama sığamayız. Dar gelir tüm neşeli mekanlar, nereye olduğunu bilmeden alıp başımızı gitmek isteriz. Tüm bu yalnızlığın ortasında yaşanır ya hani bir mucize misali kavuşmalar, kaybettiğini kabullenmeye çalışırken tekrar kazanmalar  nasıl da heyecanlanır insan. Ve gözler azad eder gözyaşlarını savurur mutluluklara… İşte o zaman, daha da anlamlı olur. Derinlik kazanır yaşanılan heyecanlar.

Ağlamak tüm duyguların en zirvesi, en uç noktası belki. Gözyaşları da o eşsiz yüce duygunun en değerli meyvesi. Dökülürken yaşlar gözünden, dil olmak karşındaki yüreğin sessiz çığlıklarına.  Aynı hislerin ortak dilinden konuşmak. İstekle kucak açmak mutluluğa. Sevgiyi gözyaşı buketleriyle sunmak sevilene.

Tüm bu eşsizliği kabul etmek istemez kimisi, ağlamayı zayıflık görür, reddeder bir duygu çağlaması olduğunu. Başarasızlığın bir yansımasıdır güçsüzlüğün bir göstergesidir gözyaşı
ona göre…

Bu kesinlikle doğru değil bence. Ağlamak bazan korkuların bentlerinden taşmasıdır, bazan hayal
kırıklıklarının çoklu bir çarpımı. Bazan yüzümüze çarpılan kapılar, bazan da yüreğimizi kurşuna dizen beklenmedik vedalar. Ama ağlamak ben de varım, burdayım demektir tüm bunlara rağmen. Yaşıyorum, hissediyorum, duyuyorum yüreğimi, çünkü benim hisseden taptaze bir yüreğim var demektir. Tüm bunlar insanın somutluğunun ötesinde bir ruhu olduğunun en önemli göstergesidir.

Ağlıyorum öyleyse hissediyorum !…
Gülşen EKER
05.06.2010
www.kafiye.net