Şiiri sesli dinlemek için tıklayınız karabatak. (1)

KARABATAK

Unut unut diyorum, etme aşktan şikayet;
Bu kadar büyük hicran sığmaz artık bir kaba.
Önce çok sevdim deyip, sonra ansızın terket
Ne insanlığa sığar, ne de kutsal kitaba..

Yazık oldu harcanan sevgiye ve emeğe;
Asla layık değilmiş, sadakate ilgiye.
Nasıl da minnettarım Onu silen silgiye
Kurban olsun dilerim, ayaktaki türaba..

Yalanlar biteviye ardı arkası yoktu;
Her sözü ayrı bıçak, yüreği delen oktu.
Ne zaman lazım olsa, mazeretleri çoktu
İnanmış gibi yaptım, yalan olan cevaba..

Eline geçen neydi, kanar sandı garibi;
Bitecek elbet hayat göğüsler herkes ipi.
Af etmez asla Mevla yeri cehennem dibi
Layıktır eminim ki en can yakan azaba..

Vefa bilmez gezermiş, elinde mavi boncuk;
Dağıtırmış demeden, kim gonca kim tomurcuk.
Gün olur sona erer biter ya bu yolculuk
Uğrasın dilerim ki en çaresiz gazaba..

Her yalanı taş olup yağsın Arş-ı Alâdan;
Kurtulmasın kederden hiç çıkmasın beladan.
Beter olsun ahvali dertlere müpteladan
Kimse merhem olmasın, çektiği ızdıraba..

Kaç beddua da lânet, okuyorken dik dudak;
Uykuları yitirsin, diken olsun her yatak.
Görünüp kaybolurken, tıpkı bir karabatak
Hayatı dönsün artık çöllerdeki seraba..

Madem saygısı yoktu, ne sevgiye ne aşka;
Niye zarar verdi ki yetim yürekte köşke?
Çıkmasaydı yoluma, tanımasaydım keşke
Yüce divanda elbet, çekilir ya hesaba!

ESRA DEREL
www.kafiye.net