Tuğba Aras

FATİME GÜLEÇ’E MEKTUP

Sevgili Fatime Hocam;
Yıllar geçti. Yıllar önce son kez gördüm sizi. Yine yıllardır, şiirlerimi, yazılarımı size ulaştırma heyecanı ile yaşıyorum. 15 yaşımda hep istediğim, o hayallerle uyuyamadığım zamanlarda düşlediğim gibi. Farkında değildim o yılların ne kadar yaşanmaya değer olduğunun. Her sabah uyanırken gözümü açtığım son sabah olmasını dinledim. O kadar özlüyorum ki o günleri… sıramı, üstüne yazdıklarımı, beni en zor zamanımda terk eden dostumu, ruhumun iki aynasını… Mimozamı. Onu bir başka özlüyorum. Sadece özlem hissetmiyorum çünkü. Kırgınlık, yarım kalmışlığı da hissediyorum. Belki bıktınız şiirlerimin duygusallığından. Evet bazen çok sıkıldınız. En azından hayallerime yalnız bırakmadınız beni. Ne kadar teşekkür etsem az kalır.

Güleyim şu Mimozaya. Deniz dalgalı saçları, toprak gözleri olan çiçeğime. O Salih’ti hocam. Ben aylarca onu taşladım kalbimde. Hafifler diye onu yazdım kağıtlara. Hep oydu. Hepsi, her şey onundu. “Mimozam’a mektup” yazımı yazdığımda onu sevdiğimi biliyordu. Mimozayı tanıyordu. Çok şanslıydı. Biliyordu, bilmesiyle kaldı sanmıştım. Yanılmışım, çok sevmiştim. Her şeyden, herkesten çok. Bir gün geleceği hakkında konuşuyorduk. Sıra bana geldi sonra.
“ Şair ve ya yazar olursun” demişti. Bende ona “ Mimozam hep benimle olmayacak ki nasıl yazacağım? Yazamayacağım” demişti. Olur, olurum deyip söz vermişti bana. Hep Mimozam olacaktı. Olmadı, olamadı belki de. Şimdi kim bilir nerede, ne yapıyor, evli mi, çocuğu var mı ya da yaşıyor mu? Hiç bilmiyorum. Onunla ilgili bildiğim tek şey gerçekten çok sevdiğim.

Sandığınız kadar kolay olmadı ona Mimoza demekten vazgeçmem. Hiç kolay olmadı hem de. Hayatımda ilk kez oldu. İlk kez aşkı tattım. Onunla, sıcak şaraba benzeyen gözleriyle. Tek damlası bile haramken dibini görmek isteyeceğimi nereden bilebilirdim ki? 10 yılım onunla bir yerde karşılaşma umuduyla sürüp gitti. Çok özledim gerçekten. Sesini, isminde seslenişini özledim. Ne garip. Bana aşkı veren insan nerede bilmiyorum. Böylesine önemli, değerli birinin nasıl olduğunu bilmiyorum. Üzgün mü, mutlu mu, aşık mı, yıllar önceki gibi duygusuz mu bilmiyorum. Kendimi onunla buldum. Oysa şimdi sadece şiirlerimde. Beni sevdi mi hiçbir zaman anlamadım, öğrenemedim ya da istemedim bilmeyi. O belki de gayet net göstermişti olmayan sevgisini. Düşünün ki: 15 yaşında genç bir kızsınız. Aşkı ilk kez deneyimliyorsunuz. O sizin her şeyiniz ama siz onun için sadece bir arkadaşsınız. Siz olsanız bunun hüznünü taşıya bilir misiniz? Size de fala gelmez miydi bu acı. Şiirlerimin duygusallığa acı çekmek istemediğimden. Benim gibi aşık olmadınız sanıyorum. Olsaydınız şiirlerimi gözyaşlarıyla okurdunuz. Bu abartı olsa olsa bile bir şimşek çakardı beyninizde çoktan. Sizde Salih gibi aşka gerek duymadınız mı yoksa? Çok şaşırırım öyleyse eğer.

Mektubumu Mimozamın kim olduğunu öğrenmeniz için yazdım. Artık bilmemenizi gerektirecek bir sebep yok. Kendinize iyi bakın hocam, hoşça kalın.

Tuğba Aras   20.05.2022  Karabağlar
www.kafiye.net