Tuğba Aras

FESLEĞEN1

Gel güzel fesleğenim sohbet edelim biraz seninle. Sence niçin insanlar böyle aptallar? Niçin yalana ihtiyaç duyarlar ve niçin her çeşit iğrençliği yaparlar. Ama sen hep böyle sessizce duracak mısın? O halde ben istediğim cevapları alayım dallarından. Çünkü aptallık da, yalanda, iğrençlik de işlerine gelir. Yolun sonu lehlerine ise yapmayacakları sapkınlık kalmaz. Halbuki ne acınası, zavallı hale gelirler. Bilmezler tabi. Bilmezler değil çünkü bilmemeyi kendileri seçiyorlar. Öyle insanlarla hiç kalamadım aynı ortamda. Hep bıraktım. Ancak kelimeleri var ki onları kandırmak zorundayım hayatımda. Aldığım en önemli karardı onlardan ayrılma durumu. Yoksa onlar gibi beyin belki de ahlak yoksunu olup çıkardım. Ama ben bence uygun değilim bu sıfatlara layık görülmeye. Bilgiye ihtiyacı olduğunu bilen, nazik, anlayışlı. Fazlasıyla sakinim ve iyice olgunlaşıyor bu tavırlarım farkındayım. İyi ki böyle düşünerek büyümüşüm. Ama sana şunu söylemeliyim fesleğenim, kimse beni bu kalıba koymadı. Tamamıyla ben buldum bu kapıyı. Kendimi övdüğümü düşünme ama bunu bilmen önemli. Kimse bu iyi hallerime ortak olmak için hiçbir şey yapmadı. 6. Sınıfımın ilk döneminde teşekkür aldığımda, ikinci döneminde iftihar belgesini kimse sayesinde kazanmadım. Ben yaptım, ben elde ettim onu. Yani kimseler sonradan çıkıp da bu insanı bu hale ben getirdim demesinler, zavallının teki olmasınlar ricam.

Ya onlara ne demeliyim güzel kokulum. Cahillere… Cahilden dostum okuma-yazma bilmeyen; teyzeler, cep telefonu kullanmayı bilmeyen amcalar değil. Kastettiğim cahillik, sığ düşünceler. O fikirler öyle boş ve yardıma muhtaçlar ki, duyunca “ bu insan nasıl hayatını idame ettiriyor “ sorusu takılır aklına. Öyle bir cahillik. Cinsiyet, tür ayırt etmeksizin taciz edip de “ dikkatimi çekti , o yüzden yaptım” diyen değil burada cahil. Asıl cahil onu bu gerekçeyle serbest bırakan hakimdir. O, okumuş ancak cahillikte sınır tanımayan ve hakimlik gibi önemli bir vazife için geri kalmış; insan demek için binden fazla şahit gerektiren organizmayı serbest bırakıyorsa bu ne demektir söyleyeyim sana: “ Ben de yaparım, serbest kalmak hakkımdır.” demek. Başka hiçbir şey değil. Esasında buraya yazmam gereken ancak yazamayacağım bir çok cahillik var. Yazamam çünkü bazı şeylerin gerçekten bedeli var. Tabi edebe göz diken değil bu bedel. Şiddetin her türlüsünü her şeye yapana da değil. Adalet ancak saygın bir insana hakaret edince çıkar ortaya. Bir de böyle geçinmeye çalışmamız yok mu? Çok acınası…

Konuşma çirkinleşiyor sanki fesleğenim değil mi? Boş ver. Ben bu sayfalara ne yazarsam yazayım onlardan ne eksilir, ne de artar! Kendimi deli eder otururum köşeme sonunda..

Gelelim güzelliklere, aşka, sevgiye… Mesela fesleğen, sana bakınca şairliğim nüksediyor.  İçimden Edip Cansever çıkıyor sanki. O yüzden güzelsin. Ya o mis kokun ayrıca güzel. Bana göre güzel nedir anlamış olmalısın ama netçe söyleyeyim yine de. Bende yazı, şiir yazma isteği uyandırıyorsa o güzeldir bana göre. Ama her açıdan öyle olmalı. Yani güzel ama bir şeyini beğenmediysem beğenmemişimdir. Şiir yazmaya gerek de duymam. Ya da bir yasemin. Ne güzel, zarif görünüşlü. Kokusunun cennette bulunduğuna eminim. Mimoza, sümbül, orkide… Bunlar bana şairliğimi hatırlatıyor. Ya da kitaplar: İzmir Saat Üç, Kiralık Hayaller, Yalnızlık Paylaşılmaz. Bunlarda aynı hissi veriyor bana. Ya şiirler ve şarkılar: Denizi Özleyenler İçin, Endamın Yeter, Dedikodu, Sıcak Serap, Anlatamıyorum… Çok fazla güzeller. Ya aynadakinin badem gözleriyle, Müjganların Birlikteliği. Onlar zaten güzel.

Tuğba Aras
24.05.2023 / Çarşamba / Karabağlar
www.kafiye.net