ÇOCUK OLMAK VAR

Henüz 11 yaşındaydım. Babamla beraber kasabaya gittik. İlk defa babam ve ben kasabaya gitmiştik. Köyün görünümü, sessizliği ile kasabanın gürültüsü arasındaki fark beni şaşırttı. Şaşkın ve şaşkın bakışlarım devam ederken babamın sesiyle irkildim.

– Sabah kahvaltısı yapmadık. Seninle şu lokantaya girelim. Güzel bir kelle paça çorbası içelim. Sonra işlerimize bakarız.

– Baba, kelle paça çorbası ne olaki?

– Sabret, içeri girelim, içince merakın gider.

– Tamam babacığım .

Ben yine şaşkın bir vaziyette babamla birlikte lokantaya girdik. Bir masaya oturduk. Masalar küçüktü, karşımda da bir amca oturuyordu. Babam bizim çorbaları söyledi. Lokantacı kaşık,çatal ve ekmek getirdi. Biz beklemeye devam ederken ben hala kelle paça çorbasını hayal ederken karşımdaki amcanın önüne bir tas kondu. Amca da kendisine kelle paça ismarlamis.

Köyde biz aile olarak sofrada oturur ve ortaya konan büyük çanaklara veya tabaklara kaşık sallardık. Ben de hemen ağzıma bir yudum ekmek attım. Kaşığımı da amcanın çorba tasına deldırdım ve çorba içmeye başlıyordum ki babamın sesiyle durdum.

– Oğlum, amanha, o çorba bizim değil. Bizim çorbalar biraz sonra gelecek.

– Baba, ben ne bileyim. Köyde biz sofrada aynı tasa kaşık salladigimiz için, bu taşı da aynı yiyeceğiz sandım.

Babam bana durumu anlattı. Ben de kaşık elimde beklemeye başladım. Ayrıca benim için ayrı bir çorba tası gelecek. Birinci taşla duymazsın sana ikinciyi de söylerim dedi. Tam bu sırada karşımdaki amca kahkaha atarak:

– Çocuğu serbest bırakın. Bu davranış beni çok mutlu etti. Uzun zamandır böyle bir paylaşım yapmadım. Sevgili küçüğüm sen devam. Sizin çorba gelince bende sana eşlik edeceğim.

– Baba, bak amca kızmadı.

– Tamam yavrum. Amcaya teşekkür eder misin?

– Teşekkür ederim amca.

– Sağ olasın, bir şey değil.

Bu arada benim çorba tasım da önüme konudu. Amca gülümseyerek benim çorba tasımdan bir kaşık alıp içti. Afiyet olsun diyerek masadan ayrıldı karşımdaki amca.

Çocukluk işte, oradan kendi kendime İlk önce görgü kurallarını öğrenmeliyim. Kasabanın, köyün görgüleri ve insan ilişkileri benim için çok ama çok önemliydi. Çocukluk işte.

23.04.2023 Cumartesi Karabağlar

Hüseyin Durmuş

Emekli edebiyat öğretmeni

Şair yazar

www.kafiye.net