Bir 1 kişi ve ayakta görseli olabilir


NEZAHAT YILDIZ KAYA


Aslen Rize-Çamlıhemşin doğumludur. İlk ve orta öğrenimini Rize Pazar’da bitirdikten sonra hemşirelik mesleğini Zonguldak’ta tamamlamıştır. Bingöl Devlet Hastahanesi ve Rize Devlet Hastahanesinde kısa bir süre çalıştıktan sonra evlilik nedeniyle Hollanda Rotterdam’a yerleşmiş, evli ve 3 çocuk annesidir.

İlk yıllarında yabancı dilini geliştirmiş bu surede yaklaşık beş sene anaokulu öğretmenliği ve bir dönem iş yeri sahipliği yapmış, onsekiz yıldız bir sağlık merkezinin fizik tedavi bölümünde Nörolojik hastalıklar üzerine mesleğini uzman hemşire olarak sürdürmektedir.

Öte yandan eğitim bitmez diyerek baba mesleği olan ilahiyat eğitimini Avrupa İslam Üniversitesi’nde tamamlamıştır.

Eskişehir Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunudur. Antropoloji Master eğitimine uzaktan devam ettiği Moldova State Universitesindeki yaşanan olumsuzluklardan dolayı yarıda kesmiştir.

‘’ Söz ince-Derince’’ adlı ilk şiir kitabını iki bin on dokuz yılında yayınlamıştır. Şiirleriyle bir çok edebiyat sitelerinde, edebiyat dergilerinde, antoloji dergi ve kitaplarında, sosyal medyada, köşe yazılarında yer almıştır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Halk Şairi olan şairimiz ‘’Bırakın Kızlar Okusun, ‘’Çocuklar Ölüyor Dünya Utansın’’ , ‘’Kadınlar Ölüyor Dünya Utansın’’, ‘’İnsanlık Ölüyor Dünya Utansın’’ isimli sosyal projelerine katılmış, ‘’ Yaren Sofrası- Güldeste 2019’’ , ‘’GÜLDESTE 2020’’, ile Çukurova Edebiyatçılar Derneğinin çıkartmış olduğu “Şairlerden Bir Demet” adlı antolojilerde şiirleri yer almıştır.

Şairimiz aynı zamanda İlesam üyesi olup edebiyatla ilgili şiir ve sanat sitelerinde, internet ve yerel bir çok köşe yazılarında aktif yer almaktadır. Hâlen Hollanda Rotterdam şehrinde yaşamaktadır.


İNADINA SEVDASIN



Sükûtuna razıyım ey gönlümün varisi

Sen ki sine içinde bana benden yakınsın
Şu göğsüme yüklenen veda denilen hissi
Gömdüğünde derine hangi tavrı takınsın
Ya da bu gönül en zor yaman dille yakınsın



Sen ki gülşen içinde bülbülün abidesi
Sen ki narin büyüyen nazlı gülün fidesi
Sen ki güle bal döken zambağın akidesi
Senden sonra orada tek dahi köşk istemem
Senden sonra düşümde yârensiz meşk istemem



Ey sevgili mümkün mü sana etmek intizar
Lisanımda çoğalır dualar azar azar
Hâlinden incinsem de yine ruhum bahtiyar
Darağacında canı asıp dursan nafile
Son arzumu sormadan sehpa kursan nafile



Gözlerinin halesi oynaşırken şafakta
Hazanı yaşayamam ağırlaşan afakta
Kalbini muammada nefsini koyma hakta
Silk üstünden uykuyu toplanıp usul usul
Hamasetlik adına tutsan kendini mesul



Rabıtamı gösteren alnımdaki tüm çizgi
Her zerreme yerleşen kendinden emin sezgi
Ömrüme mühürlenmiş öyle diyorsa yazgı
İnadına sen varsın tutulan nefesimde
İnadına sevdasın yutulan nefesimde.



Nezahat YILDIZ KAYA



KALBE SIZIDIR



Nasipten ötesi yokmuş dediler

Boşa kahır çekilmiyor can sızım

İnsan narin, telaş çokmuş dediler

Sadağımda darmadağın cansızım



Bir ankanın öyküsünde hudutum

Lisanımda acze düşer sükûtum

Bazen yağar bazen dolar bulutum

Devasında sevgi yoksa kansızım



Gölgesinde yer bulmayan müzmine

Ahvalimle yayıldığı zemine

Kalbe sızıp inildikçe derine

Girdabında kaybolan dermansızım



Geçmiş ziyan umut vermez hediye

Yorgun gönle sorma halin ne diye

Kötülüğü yorduk ise iyiye

Peşi sıra demlenen emansızım



Kimde görse özü sende yüz olur

Üşüyorken yürek yanar buz olur

Zirvesine dokundukça toz olur

Ara sıra soluksuz dumansızım



Kadim gönlün, çıkar yüksek nidası

Korda saklı, külündedir sılası

Topyekün hislerde vakit molası

Zaman; zaman içinde, zamansızım…



Nezahat YILDIZ KAYA



SENİ SEVMEK GÜZEL ŞEY



Kuşattığın sineme şu dünyanın ışığı

Bakışınla doluyor seni sevmek güzel şey

Görmediğim gün zindan gönlümün alışığı

Aklım sende kalıyor seni sevmek güzel şey



Ruhum bulmuşsa sükût dilinden dökülenle

En azade duyguda art arda sökülenle

Halim Çalab’a ayan, ufkuma çekilenle

Âlemine dalıyor seni sevmek güzel şey



Bu hâl ile sarhoşum kapıldım akışına

Sözlerim ifşadır hep özlemin nakışına

İkliminde demlenip cemre saklı kışına

Baharları salıyor seni sevmek güzel şey



Gayrı türlü umutla dal budak filizleyip

Varlığını ısrarla niyazımda gizleyip

Seyre dalan göz ile hissimi temizleyip

Benden beni alıyor seni sevmek güzel şey



Yolum yoluna düşüp koşuyorsam bahtiyar

Avazımda adanış nefesim senledir yar

Yakamozlar denizde, gökte yıldızlar diyar

Saçlarından çalıyor seni sevmek güzel şey.



Nezahat YILDIZ KAYA



EŞİK



Sinede koşturmanın diğer adı izdiham

Seyr-i sülük ederken isteniyor selamet

İki kaş arasında nükte sükut, insan ham

Mihmanın arandığı hüsnedir istikamet



Taşınır zülüfte ter gamla dolu gamzeler

Gülşendeki kuşlardan bitmiyor dilde heves

Cana bakan pencere gayri gözetir neler

İçindeki iklimden ruh bezgin yol mukavves



Katre katre susuzluk ademde koma hali

Viraneye çevirip sarhoş akla cevreder

Yalınız hisler fakir zorluyorken hayali

Mumla aranan refik nerde gönlü devreder



Maha gölge düşüren ağyarın sözü aksi

Gafletin ocağında ehil olmak ne zor şey

Her sabah eşiklere vururken günün aksi

Griftah seherlere boşa yüklenir heyhey.




Nezahat YILDIZ KAYA




GİDİYORUM




Say ki son nefesteyim derinden iç çekerek

Son payımı dünyadan alarak gidiyorum

Düşe kalka sessizce sona doğru akarak

Yol bulup deryasına dalarak gidiyorum



Eklenirken ömrüme gayrı yılların âh’ı

Can esir olmuş ten’e, neydi suçu günahı ?

Huzura zaman koyar çilelerin dergâhı

Nefsimi cepkenimden çalarak gidiyorum



Dar gelirken hırpalar, esner eni kumaşın

Muktedir imkânıyla imtihan olan başın

İş işten geçtiğinde, gözetilmeyen yaş’ın

Ertelenmiş hakkıyla kalarak gidiyorum



İniş çıkış yaşarken, bitmez yaşam niyazı

Yürek bu! Sancı çeker, ister ferahı, hazı

Neyleyim ki geçirdim… Gaflet; inkârda yazı

Umudumun güzünde solarak gidiyorum



Keşkeler hayra yorsa! Beden olsa vesile

Nasırlı ayasıyla Hakk’a kul olmuş el’e

Göz teşhirle sözleri çelimsiz döker dile

Nidâmı sonsuzluğa salarak gidiyorum.



Nezahat YILDIZ KAYA




DEM BU




Meşrebi kadirşinas bir nefeslik âdem bu

Kibar omuzlarına hak verilmiş kıdem bu

Can ömrüne amade sessiz dansı ten ile

İkili dostluklara istenilen kadem bu



Tüm yolların bir olup kesiştiği gönülde

Tek göz ucu sevgiye çanak tutan dirhem bu

Aklı hâline ayan kitap gibi kapalı

Hatmi zor bir sayfadan fire düşen sitem bu



Cereyanlı kalbinde hisleri sarmaş dolaş

Gülü yakmış gülüşe en etkili merhem bu

Aşk gergefine işli adı kıdemsiz nefer

Kapıldığı deryada boynu bükük çiğdem bu



Avuç avuç bağrında dağıttığı gözyaşı

Saklanmış bucağında, isyan eden elem bu

Bir yunusun karnında gizlemişken yarını

Kesat duygu ardında niye gizli matem bu



Yakışır mı üzülüp cürmü bitmiş zamanla

Vara yoğa yakınmak.. Ne gereksiz elzem bu

Bu geçici hayatta gün güneşe yakınsa

En aydınlık yerinde beklemek demse; dem bu…



Nezahat YILDIZ KAYA




AKLIMI ZORLAMA EY




Ah insan tarafıma ağır gelen misafir

Usul erkan bilmeden gamı yükleme bana

İki gözlü hanemde, dünya benden de fakir

Kaf dağının ardından düşler ekleme bana



Güvercin kanadında gökten inen zembili

Bir gönül kuyusuna salmak değildir ikna

Başı eğik çavdarın olsaydı başka dili

’Söz ile değil’ derdi ’öze gerek’, amenna



Salıncaklar ülkesi bağrıma köşk kurmuşken

Cebirle göç etmeye haceti horlama ey

Bin cefada bir vefa iliğe meşk kurmuşken

Özensiz tavrın ile aklımı zorlama ey



Yüreği, yürek ile beklemek ayak bağı

Bir ümidin yıkımı sadrımda kıyamettir

Herkes yâriyle yoklar şükür denen durağı

Sendeki ben değerse sabredip kıyam ettir.




Nezahat YILDIZ KAYA




AŞK-I BEKA




Can evine yolu düşen sevdanın ayak telaşı

Koşar sır katına doğru, zorda sınar; fani başı

Kâmil olan gönüllerde öze süzülürken handan

Rıza kapısında duran yüze küsüp, yıkmaz kaşı

Aklını ölçer hesapla tuşa gelir dağı taşı

Mihrap eteğinde maşuk ömrü boyunca seferi

Hacetiyle sağda, solda arar; güzide neferi

Lisanında yetmezse an, vesveseyi siler candan



Minnetini kâr sayarak, takıp saadet miğferi

Yürür, dar-ı dünyasında; bekasından dönmez geri

Aşkla sınanan zerrenin hali içinden dolaşık

Visale gün almak için bir mucize diler aşık



Kimi zaman feryat figân; sabrı; sabırsızdır ondan

İşgal edilmiş yüreği; ölümle, yaşam sarmaşık;

Nabza zerkettiği emi, azar azar verir kaşık

Ne de olsa insanoğlu; ruhu yorar mazbatası



Muhtaç olur gölgesine sanmam; kasdidir hatası

Sevmek, sevilmek uğruna etrafına tutar şamdan

Tebdil-i mekanda tedbir; dosta liyakat satası,

Hiç süphesiz vefasının yüksek oluyor çıtası



Mümkün değil fıtratında; saklı istekler ezeli

Nefsi bozguncu anarşist, hacetinde fark sezeli;

Var gücüyle bedenine hayatı etse de zindan

Tasarruf eden duanın her biri aşka bezeli



Ciddi olan rüyasında, cemali görür; güzeli

Ebedi vadiye doğru ne velidir ne de deli.




Nezahat YILDIZ KAYA




GÖZLERİN




Kurşun hızına hacet yola çıkan gözlerin

Nefessiz kalışımda apaçık ahtır bana

Tek vuruşluk hamlede tabu yıkan gözlerin

Onikiden hedefi alan silahtır bana



Vakitsiz gelişlerin teslim almış sancağı

Fire veren nefeste yoklar kıyı bucağı

Hüsnümün karşısında sineme salıncağı;

Kuran, destursuz halin bil ki mübahtır bana



İstiğfar hanesinde, tesbih mi tevbe midir

Günü, gölgeden çalan nurlanmış kubbe midir

Ya da buzlu ayazda nemlenmiş habbe midir

Uğradığı diyarda her yer sabahtır bana



Ondandır gözyaşının akışı bile sakar;

’Vakit beraat vakti ’ deyip uğruna akar

Destursuz gülüşlerde kalbe yaslanmış vakar

Hâl dilinde gönlümü yakan eyvahtır bana



Bu yüzden bir çok şeyde sükût ettiysem biraz

Terennümlü dilimde bitmek bilmiyor niyaz

Sırrına mail olsam hiç görmesem itiraz

O bakışa bürünen sırlar ervahtır bana



Haddim değilse bile şimdi gelmişken yeri

Nasılsa, an bu andır, duyup alsan haberi

Gözünü, gözlerimden tövbe; alamam beri

Bakmadığım her günüm farzet günahtır bana




Nezahat YILDIZ KAYA




YÜREĞİMDESİN




Benliğimde bitmek bilmez fırtına

Tesellisi sensin dileğimdesin

Savrulup dururum gelişim sana

Her yolun sonunda yüreğimdesin



Gözlerin çağırır uzaktan beni

Aranır ümidim ’kalk, gel’ diyeni

Çorak topraklardan sorarım seni

Her yolun sonunda yüreğimdesin



Kanımdan kanına kaçak akışta

Bağrımda çoğalan senli nakışta

Aklımı başımdan alan bakışta

Her yolun sonunda yüreğimdesin



Dilimde şükrümle bin bir hevesle

Ruhumu gezdiren sırlı kafesle

Genzimi yalayıp geçen nefesle

Her yolun sonunda yüreğimdesin



Uçuk dudağımda tebessüm dolu

Arada hüsnüme yağsa da dolu

Dualarımdasın Allah’ın kulu

Her yolun sonunda yüreğimdesin



Günbegün artarken sevgin eksilmez

Neden diye sorma gönül de bilmez

Hiç bir şey sinemden ismini silmez

Her yolun sonunda yüreğimdesin.




Nezahat YILDIZ KAYA

www.kafiye.net