KOMŞU KIZI MUHTEŞEM ABLAMIZ!!!



☕

Çocukluğumun muhteşem, çok yönlü sanatçı Ayça ablası ve onun iş dünyasının başarılı Genel Müdür Emeklisi eşi çok kıymetli Necati abimle KOÇAK Kardeşler olarak, 40 yıl aradan sonra İstanbul-Üsküdar’da yıl başı öncesi 20 Aralık 2021 Pazartesi günü bir araya gelmenin verdiği heyecan ve mutluluğu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır. Ben, üç abim ve ablam onları görünce hasretle kucaklaşmayı çok arzulasak da, malum pandemi koşulları gereği bunu. gerçekleştiremedik.


 Ama, özlem dolu gözlerimizle, hoş sohbet eşliğinde çaylarımızı yudumladık… Geçmişteki o çok özel komşuluk anılarımızı tazeledik. Ayça ablamızın, biz Koçak Kardeşlerin gönlündeki değeri bambaşkadır. Memleketteki evlerimiz ve bahçelerimiz yan yana idi. Ben o yıllarda küçük bir çocuk olmama rağmen, ona öyle hayrandım ki…! Çünkü; çok güzeldi, güzel giyinirdi ve her şeyden önce kültürlüydü, üniversitede okuyordu… Ayrıca; çok güzel resim yapardı, şarkı söylerdi. Kısaca; çok yönlü olarak kendini yetiştirmişti. Sadece bahçe ve hayvancılık işleriyle uğraşan babası Eşref Amca ona ne kadar yetebiliyordu ki!…


İnsanın annesi olmayınca hem öksüz, hem de sol yanı hep eksik sayılırdı. Benim Canım Ayça Ablam, güçlü bir kişilikti zaten. Babasını ve kendini idare etmeyi çok iyi başarıyordu. Onun takdire şayan bu özelliklerini, o zamanlar ilkokula giden küçük bir çocuk gözüyle gözlemliyor, ablamdan ve annemden duyduklarımla sentezliyordum. Elif Ablam’la samimi dostluklarından dolayı sık sık görüşürlerdi. Annem de ona, bir anne şefkatiyle yaklaşır ve pişirdiği leziz yemeklerden bahçe duvarından bir tepsiyle uzatarak mukakkak tatmalarını isterdi. Ya da bizim eve çağırıp, soframızda ona da bir tabak ayırırdı.


Ablamla sohbetleri; kah bizim kerpiçten yapılmış damı kış aylarında yağan kar ya da yağmurun etkisiyle arada bir akan eski evimizde, kah onların yine aynı özellikteki kerpiç evlerinde geç saatlere kadar devam ederdi. Ben de erkenden uykum gelmezse eğer, onların kız kıza bu hoş sohbetlerini dinlemekten kendimi alamazdım. Radyodan müzik açararak hem söyler, hem de oynarlardı. Bazen de, Radyoda her gün çıkan “Arkası Yarın” diye Radyo Tiyatrosunu dinlerlerdi. Ne eşi bulunmaz, eğlenceli dostlukları vardı onların. Ayça Abla’nın annesini küçük yaşlarda kaybetmiş olması, onun hayat mücadelesini erken başlatmıştı. Ve anlayacağınız erken yaşlarda olgunlaştırmıştı onu. Nasıl bu kadar özel bir bayana, çok kültürlü, yetenekli Türk Kadını’na hayranlık duyulmaz ki…!!!



Yıllar sonra tekrar karşılaşmak; anılarımızı gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçirdi. Yıllar yıllar öncesine alıp götürdü. Meğer o zamanlar, ne kadar özel ve kıymetliymiş. Geçmiş yıllarımızın ve dostluklarımızın değeri bambaşkaymış. Yalansız, çıkarsız ve sevgi dolu yıllar nerdesiniz? Şimdilerde çok aranır oldunuz. Ah gençlik, ah eski dostluklar…!!!

Eski yılları özleyeniniz var mı aranızda?



Geçmişimize saygı duyararak, geleceğimize dair umutlarımızı hep taze tutarak, yarınlarımızı aydınlığa kavuşturalım lütfen…!!!




Kezban KOÇAK-İstanbul/ 13.01.2022

www.kafiye.net