Kad ponoć otkucava



Kađ ponoć otkucava

na starom drvenom satu,

otvaram oči u mraku

uprte u daljinu

i čujem kako teku

slani potoci neki,

njihov se žubor čuje

daleko kroz tišinu.




Kad ponoć otkucava

na starom drvenom satu,

ja vidim oči tvoje

uprtre pravo u mene,

na zido

vima trepti

mesecev odsjaj bledi,

jos uvek se dve grle

davno razišle sene.




Kad ponoć otkucava

na starom drvenom satu.,

pod jastuk krijem glavu,

u sebi prebrojavam

koliko mi vremena

do zore da prodje treba




I praznog srca i duše

pokušavam da spavam.


Miljana Ignjatovic Knezevic




Gece yarısı saatini çaldığında



Gece yarısı saatleri vurduğunda

eski ahşap bir saatin üzerinde,

karanlıkta gözlerimi açıyorum

mesafede yukarı

ve koştuklarını duyuyorum

bazı tuzlu su dereleri,

Boncukları duyuldu

Sessizliğin içinden uzun bir yol.




Gece yarısı saatini çaldığında

eski ahşap bir saatin üzerinde,

Gözlerini görüyorum

içimdeki hakkı çiğniyorlar,

duvarda

wiima merdivenlerde titriyor

Aylardır parıltı soluyor,

hala ikisi birbirine sarılıyor

Uzun zaman önce öyleydiler.




Gece yarısı saatini çaldığında

eski ahşap bir saat üzerinde.

Yastığın altında başımı saklıyorum,

Kendimde sayıyorum

Ne kadar zamanımız var

Şafağa kadar gitmiş olmalı

Boş bir kalp ve ruh ile

uyumaya çalışıyorum.



Miljana Ignjatovic Knezevic

www.kafiye.net

Fotoğraf açıklaması yok.