ROMANDAN ′′ AKS-SADA ′′-3 kitap

Bestelenmiş. (Altıncı gönderi)

********************


Birden agali geldi herkes bunları konuşuyor –

Rahmi dinliyorum. İçine tek tek bak –

Başından geçti. Herkes kendi işindeydi. Ama biraz şişman ve alçak adam dibinden aşağıya yanındadır –

Fısıldadı ve bazen onlara baktı. Şüphem şu

Evet, Agali ‘ nin röportajından bahsediyordu…

— Yeğenim,- adam neredeyse fısıldadı, –

Rüya görmeden önce bana öyle geldi. Öyle bir rüya ki felçlisin. Dilin tutuldu, dilsizsin. Da-Da –

sıkışıp kalamazsın, hareketten inersin. Sen herkesten birisin

sen görsen de onlar seni görmüyor. Peşinden koşuyorlar ama sen kaçamıyorsun bacakların yerde titriyor. Eğer uzatırsan

sen de yırtamazsın. Seni dışarı çıkaracak kadar yakın –

Sıcakta. Seni yakalayacak… Firuza – ben –

nim yaramaz kız beşiğinde sessizce uyuyor –

Uzun zaman oldu. O her şeyden habersiz… Karım Manasa

Bir erkeğin kollarındaydı ikimiz de bir gece geçirdik

Yatakta. Ve çok sarılmışlar, uyumuşlar gibi

Dünya yıkılsada uyanmazlar. İkisi de

O da çıplaktı. Adam başını karımınkine koydu

Pedlerde. Mana ‘ nın saçları döküldü

yüzüne karşı. Böyle uyudular. Onlarda da hiçbir şey yok. ′′ Romeyo ve Juliet ′′ filminde

İşte böyleydi Adam köşedeki sandalyedeydi

Kıyafetleri dağınık. Aha!.. Peki bu nedir!..

Öyle mi? .. Tabanca… evet tabanca!.. Kendiliğinden dur dedim –

Çok mutluyum. Belki hırsızdır, hırsızlardandır, eve sokulmuştur?

Manan ‘ ı döv ve öldür, sonra uzan ve yan –

Sen de mi? Sen de mi? Tabii ki öyle!.. Neticede Manya diğer şekilde ol –

maz… Peki bu ne?.. Şampanya şişeleri, yanında

İki büyük kurşun da… Tebrikler Manya!

Ne de olsa içmiyordun. Böyle miydin? Ne izleyici ama

Beni bunlara sen zorladın?..

(Dur, Ağali, dur! Bu titreme, bu esneme

Nedir bu, ya sen? Sanırım bu adamın ′′ seyircisi ′′

Yine de seni tuttu. Yine o kolkhoz lalesi düştü

unutma.” Bic ′′ inancının yanı sıra annesi Lami

ve belki de kel Amrah ‘ ı hatırladın. Onlar da

lanetlendiler, eksiktiler… İnancın seni oraya götürüyor –

Hayatının sebebini bilemeyeceksin, o kadar

Kendi yerinde. Ama o zaman ikiniz de çocuktunuz.

O ′′ filmi ′′ çocuk gözüyle izliyordunuz… Bu adam

Bu onun izlediği ′′ film ′′ değildi. Bu ′′ filme ′′ bir çocuk

Hayır, bir koca izliyordu. Anladın mı? Onu bununla yakalayın

Rahatsız olma, seni oraya götüren İnanç ‘ ın görüşleriyle, y –

ni bu adamın o taule hakkındaki görüşleri ile görüşleri

aralarındaki benzerlik farklı…)

— Ve birden bana dünyanın en çok olduğu geldi

En zayıf, en kötü insanım. Ne yüzükteyim

Hayatımda, ne de korkunç rakiplerle kavga etti –

bir mum. Ne altın ne de başka bir şey asla kazanmadım

Madalya bile almadım… Aklıma gelmedi.

Beynimi çıkardı ve üzerine demir attı sanki –

Sop yerine sops olduk. Ayaklarının üzerinde duruyor, çok iyi

Çıtır çıtır biriyim. Ne kadar dayandığımı bile bilmiyordum…

sonra benim varlığımla kesilen bir duygu beni Firuza sarısına götürdü. Yüzünden öpücük

Sadece haklıyım. Kulaklarıma fısıldayan bir ses gibiydi,

Kızını son gördüğünde. Dolu olduğunda şimdi bak!

Ben de izledim. Ellerimde çiçekler de bebek de

Yanına koydum. Sonra tekrar izledim… Eh be kardeşim –

oğlum sen şimdi bu adamın ne dediğini düşün, asla

Orda durmak olurmu ki koklayıp çocuğu andırmak Sen öyle düşünüyorsun yeğenim. O zaman gücü hissetmediğimi söylemiştim… İşte bu

Şu anda, tabanca yine gözlerime takıldı. Şuna bak –

Ben öyle bir insandım. Ve şu anda gözlerini açtı.

Beni görmedi. Mana ‘ yı öpmeye başladım. Bu tıpkı

Kalbime ısıtılmış şişlik koydular. Çığlık attım ve bağırdım

Bu haykırışla dairenin ışığını yaktım. O piç

Söz çıplaklığa atladı ayağa kalktı. Şey, bu bir –

zim tərəflərin sahə müvəkkilidir…Manya da sıç-

ışınla dikiş atıldı. Malafanı sardı cıngılını çıkarmadı Gözleri o kadar büyümüş ki sanki

çıkar ve yere düşerdi. Şaşırtıcı bir şekilde ben ve tekrar

Ayaklarındaki adama baktı. Ve sonra başladı

Havlamaya. Elleri olan meleklerin güçlü göğsü –

Sıkıp çevirdiğine bakıyordu. Ax!.. O biliyor –

Nasıl göründün? Boğazında kan olmayan bir adam –

Rafta bıçaklı ama bahçeli bir adam

bakardı. Ah, Manya!.. Eh, yeğenim, o piç

tabanca ayağa kalkıp gözlerine bakıyordu –

Aman tanrım. Onu giymek için işaretledim. Pantolonunu korkuttum

Onu aldı. Hızlıca yıprandı ve sallanmaya başladı. Sorgula –

Nasıl öleceğimi bilmiyorum. O sustu.

Manya ellerinin kefenini diledi ve kanadı ve

O da gözlerime baktı. Yüzünde kan yokmuş gibi. Ölü bir adam gibiydi. Ve içimdeki ben

Bundan bahsediyordum. Eh, Manya, buna nasıl inandım?

Bu nedir? Eve her geldiğimde bana nasıl atardın?

Bu ne böyle? Ama sen böyleydin… Nasıl hissettin…

Boynuma dolanan kolların soğuğundan mutluyum –

Bugün, gözlerimi yalayan dudakları duymadım –

larln riyakarlığın? Kor olmuşam.Öldürdün məni

bu ihanet ile. Böyle ölenler farklı…

Ben de herkes gibi ölsem ne olur? Sen de böyle oldun,

Manya!.. içimde bunları söyledim yeğenim. Aynen böyle

Bu anda o piçin dili açıldı ne açıldı Yüzü temel

Ayaklarımın altına düştüm. Ağlıyor ve ağlıyor, ayrıca –

Vardı :” Alik, zafer yaptım, şeytana itaat et –

dum, birden oldu, – dedi, – afedersiniz, ben bir alçakım!

Öğrendim!.. Bize gitmek istiyorsan, sana gidelim!..

Karımla yalnız bırakmama izin ver. O güzel, genç, onun yerine geç

Nasıl istersen öyle al bana. Beni tek başıma öldürme,

Çocuklarım var…”. Daha fazla konuşmama izin verme –

Doğrudan ona. Ayağımla kenara ittim. Dedim ki :” Bu

Yıldızlarını aldın mı ay nakışını? Ay ar

Vadinin şerefini sokağa döken mi? İşte bu

Erkekliğim hala karısına göz dikiyor –

Pis misin? Dediğin gibi bir adamdan intikam al –

Maz. Karını hiç görmedim. Halbuki o bu

Dünyanın en sefil insanı çünkü senin gibi

Kocası var…”. Sonra Mania ‘ yı izledim. Özüm özüm

O bir mahkumdu. Ona dedim ki, ′′ Manya, bu tür adamlar mı?

Karısının yerine bir avuç kan koymasını isteyin

Vermeyi kabul eder mi? Bunları sor?.. Hangisinden hoşlandın? Yanındayken hissettin mi?

Shi ‘ de uyuduğunu mu? Onu kendi tabancasıyla susturabilir –

Çağm şimdi gözlerinin önünde…”. Manya –

Aptal gibiydi. Konuşmazdı. Titremeye – titremeye

Bana ve o sürtüğe bakıyordu. Nasıl bir şey olduğunu beğen

Henüz olmadığını bilmiyormuş gibi dondu ve

Ba-hükmünü yerine getirmeye hazırlanan celladına

Direk gözlerime bakıyordu. Aman tanrım

Tanrım, nasıl bakıyormuş!.. Sonrasında o bakışlarla

Rüyamda da gördüm. Elajan ‘ a bakıyordu ve sustu. Ve şimdi gözlerime öyle geliyor.

Bunu sen de gördün sandım yeğenim

Siz de gördünüz mü?

— Hayır, elbette hayır!- Dedi ve düşündü

Muhtemelen içkinin etkisinden dolayı.

— Ve gördüm!- dedi adam, – Evet, diyordum

Meğerse o piç de hileyi biliyormuş. Ayağıyla

Silahı vurdu ve ellerimden yere koydu. Şu anda

Mucize de gerçekleşmedi mi? Tabanca yere düştü –

ellerim neşeli bir şekilde açık. Ringde olduğumu düşünmüştüm ve bu çok korkutucu bir rakip. Öyle bir rakip ki topal

Hatamdan yayınlanacak buda final gö –

yangın… Ayağımla vurdum ve silahı ittim –

Senin payının altında. Ve bu yüzük… Kollarım ne zaman

açtı, bilmiyordum. Eh, işte orada bir yer inşa etti!.. Nerede?

emekliyor?.. Finale nasıl çıktı, ben daha

Patlamadım!.. Ama bu golle ne oldu?

ri?.. vay canına, bu bayıldın! Bir… iki… üç…

Ayağa kalktı… Tek kaşı nerede?.. Ağzından ne çıkıyor

Kan değil ama nedir? Yargıç burada nerede? Dört…

Beş… Altı… Dişleri var mı, merak ediyorum?.. Kal –

chir… evet, yükseldi… Hakim nerede?.. Ne yapmalı, Alik?.. Yap –

Yağmur devam ediyor, görüyorsunuz!.. Sol elle… sağ elle… ye –

Ne sol el ama… Can veren bu! Yedi… sekiz… dokuz –

kuzu… İşe bak, bu nereye gidiyor? Ringden kaçıyorum

Sorun yok mu? Ayıptır!.. Balkonda ne işi var

Onunkini mi? Acaba kime sesleniyor?.. Ringde de aramak mümkün?.. Vakit bitmedi devam!.. Evet devam

Savaşçı!.. Ne oldu, burayı o mu yaptı?.. Nerede kayboldu –

Bu göze görünmüyor değil mi…


(Devam filmi var)


Mazahir Isgandar

www.kafiye.net