Kaç Davalık Sükût Bu



Gideriz kalp harabe, ruhta tembellik hâli

Yoksulluk sinmiş akla yoksunluğu satarak

Gideriz düşünmeden yığıp gönle melâli

Yitik hazinemizi düşümüze katarak

Gömdüğümüz acıyı taş duvarlar dinlerken

Gideriz ağır ağır, yer ve gökler inlerken

*

Kaç davalık sükût bu, uykuları kaçıran

Hadsiz öfkemiz böyle süreçle tanışıyor

Kaç lisâna hudut bu, güvercini uçuran

Dildeki çözülmeyle minnete dönüşüyor

Mikdar-ı maksadımız amelsiz zarar eyler

Aczimiz ikbâl için gayrete karar eyler

*

Gideriz yalın ayak incinmesin diyerek

Bir gönül erbabının pay katmadan âhına

Gideriz borcumuzu evvelden ödeyerek

Ufku açık gecenin saklanmış sabahına

Göz dahi keşfedemez neler aştığımızı

Kim söyler hayret ile ye’se düştüğümüzü

*

Her sınanış yüzünden dağlanırken sinemiz

Büyümeye giderken büyük imtihan olduk

Kimi ruh ışığına uymazken ananemiz

Meşrebi bozuk özde zehirli sözle solduk

Ayağa kalkmak için bağladık ulakları

Olgunlukla terkettik hatırsız durakları

*

Gideriz çerağ ile ayrı ayrı sebeple

Bin hikmetin bağına, düğüm atıp gideriz

Bir lâlenin göğünde bahar yüzlü edeple

Yûsuf’un kıssasına y’alaz katıp gideriz

Züleyhâ ikliminde ne zorlu med cezir bu

Sîretin, sûretine uymadığı devir bu…



YILDIZÎ

Nezahat Yıldız Kaya
www.kafiye.net