Hayatımda bir masal.


Kitap okumayı her zaman sevmişimdir ama son zamanlarda sosyal medya, ev işleri ve tabii ki şiirleri daha çok yiyor. Ama her zaman kolay ve stressiz yazılırlar. Çocukluğuma geri dönersem ilk sevdiğim kitaplar masallardı. G.H. Andersen ‘ in en sevilen ′′ deniz kızı ′′ ama bu masalın sonunu gerçekten sevmedim. Onu ruhumda yeniden yazmak istedim. Çocukların kalbi için ne kadar deneyimler var. Denizkızı ‘ nın prensi sevmesi, kurtarması adil değildi. Ve o ona çok kolay sırtını döndü, çok duygusuz bir pislik, prens değil!

Kimsenin memnun edemediği Prenses ‘ le ilgili ′′ Drozdoborot Kral ′′ masalını da sevdim, ona doğru koşan tüm denizci prensleri takma isimler ve dalga geçiyordu. Ve kral baba onu ilk karşılaştığı dilenci olarak tanıtmaya karar verdi. Bu da Drowback Kral tarafından gizlenen bir dilenciydi. Bu masal, kılık değiştirme ve serserilik dolandırıcılığı yapmak için sevilmesi gerektiği kadar eğitici. Bu aşk adına bir feat. Etrafta birçok güzel ve eğitilmiş prenses vardı. Aşk kötüdür, prensesin etrafındakini toparlaması, akıllı olması ve takdir etmesi iyi olur.

Muhtemelen bu montajlar beni etkiliyordur. Denizkızı gibi sağır dilsiz bir aşk vardı, duygularını şiirlerde ifade etme ihtiyacı duydu.

Ve kocam da bir kral gibi. Aşık oldum ve yakın olmak için her şeyi yaptım. Ben bu prenses gibi değildim. Ama hayattaki her şey boşuna olmuyor çünkü bilinçaltında benzer insanlar ya da durumları hayatımıza çekiyoruz.

Гульмира Джумагалиева
www.kafiye.net