ŞERİT TAKAN KIZ

İlkbaharda her gün kırmızı kurdeleli bir kız kıyı boyunca bazen denizin gürültüsünde, bazen de yavaş dalgalarda yürürdü. Nadiren kimse onu görür: bu sefer fabrikaya, ofise veya fırına gitmek için acele ediyorlardı.

Hafta sonları hemen hemen herkes sabah altıda uyanır ve böyle günlerde, sahilde uzun açık renkli bir pelerinle elinde altın bir sopayla yürüyen bu kızı kimse umursamıyor. Kurdele rüzgarda sallandı, yükselen güneş altın rengi saçlarını aydınlattı, onu kısa bir ana ve bir dalgaya dönüştürdü, sonsuz mavi denize yapışan altın rengi kırmızı bir su akıntısına dönüştü.

Güzel!

Kız bu sahnenin ne kadar güzel olduğunu hiç görmemişti ama biliyordu.

Bir gün değil, sevgilisinin görebilmesi için kurdelesiyle sahilde yürüyordu ve güneş ışığında parıldayan kırmızı bir yama ile parıldayan bir iplik şeridi örüyordu.

Deniz kestanesinin görülebileceği bir yolda yolculuk yapıyordu. Kız, sabah ilk kez tanıştıkları sahilde onu bekliyordu. Kumsalda uzun kurdeleli bir kız görürseniz, kalbinin denize, hayata ve onu bekleyen kişiye sevgiyle dolu olduğunu bilin.



Henry  Dick



Yayına Hazırlayanlar
Gülzira Sharipova /Yusuf Aslan
www.kafiye.net