Şehla Menekşe

Yaz mevsimi böyledir ,  uyandırıverir insanı kozasında kavrulan düşler alacasına .Damlar derinliklerinize  nazlı edalı ,dallarda tüten akşamlar. Çığlıklarında yıkanır ay ışığı, köpüklü dalgaların kucağından alır sizi ,alır ah sırılsıklam kaldığınız sabahların koynunda sızlayan ateşlere bırakır..              

          Aldanmışlık büyür de büyür gider içinizde. Tek başına olduğunuzu ,bir hayalde bulduklarınızda dağlanırken anlarsınız. Sonrası mı  ,yine devam eder bitmek bilmeyen düetler senfonisi! Entarisinden sıyrılır gece, kimseler görmez kimseler bilmez ya ,yıldızları seyre daldığınız gizlerini o sevdanın ,ah aşkın, masmavi deryaların koynunda! İyotlu saçlarından akarsınız yakamozların.Mevsimin önemi yoktur. Size hep bahardır sabahı akşamı gurubu … Bir kız çıkar koynaklarınızdan sızım sızım ,sahici bir menekşe! Ellerinde şarkılı türkülü konfetiler . Öylece yağar da yağar sıcağınıza, sahici bir çıplaklığın alabildiğince açıldığı en ırağa ırağınıza, ıssızlığınıza ekilir gök avlu erguvan salkımlarının şurubuyla. Çıplak ayaklarının ardından kalkar kuşlar .Siz, hala gece sanırsınız ,alır sizi şafak alır kıpırtılarında ışıl ışıl yanan iç denizlerin, sizin denizlerinizin ,için için söküldüğünüz kıyılarına bırakır. Dudaklarınd zehirlenmiş bir zakkumun vişne çürüğü tüttüğü kurumlarında bir şehre uyanırsınız. Her tarafınızdan dökülür sevda, sarhoş melodilerin ince ıslak belinde tutuşur kirpikleriniz. Çatırdayan diplerinizde açar su şulesi yansıyışlar. Hepten görünür içiniz , şeffaf kalışlarınızın üstü bozulur. Senliği yavrular mayıs kokusunun. Cemresi baharın emilir neminde, incelen teninizden sürüklenir kolları sevda çağlayanlarının . İda çıkar gelir yine , Akdeniz turkuazları oynaşırken oylumlarında! Göğüs çatalında tutunmuş bir gelinciğin mağrurluğuyla ! Yeniden Toplar eteklerini beline ,yürür , siz fesleğen gölü bir geceyi menevişlerinde ararken sabah sancılarının. Saçlarından yağar yavruladığınız baharlar. Sürü sürü cıvıltılı bir koynun derinliklerinde hepten kaybedersiniz. Lakin bitmez senfoni ! Aşkın portelerine takılı kaldığınız o nağme selinin ruhunuza sızan sarhoşluğunda. Dağ çiçekleri terler gözeneklerinizde , dizlerinize kadar basar sayıklayışlar. Yeşil sürmelerinden deniz kızının akar bucaksız kaldığınız okyanuslar. Denizin çağrısı derken, güz yanığı bahçelere siner yüreğinizde çırpınan serçenin kanatları. Çiylenir bakarken öylece koynunuzda aşk sevda .Vurulursunuz ,göğsünüze katmerlenen değgilerinde goncalanırsınız, boynunuzdan boşalırken gardenya kuşağı. Gök kız çırılçıplak rengini yansır ,siz bir daha sobelenirsiniz hayallerinizin nezdinde.  Ve serüven Şehlâ Menekşe’de bir  çift bakışın buğulanan sarhoşluğuyla  sürüklenir gider sonsuzluk denizine kavuşma arzusuyla. Taki ilk duyduğunuz çığlığında senliğini soluyuncaya değin sevdanın!

          Sevgili Bülent hocam, kısa ve öz şiirde tarzının en yoğun duyguları verebilmenin ustalığıyla bizleri şiir deryasında ağırlıyor. Her şiirinde bitmekle bitmemek arası bir derinliğe kapılıyorsunuz. Çünkü şiirin etkisi sizi gün boyu esareti altına alabiliyor. Hatta unutulmayan dizelerin sarhoşluğuyla ruhunuzda izlerini bırakıyor. Ay ışığı altında yanan bir sevdanın teninde ışırcasına o izler sizi etkisi altına alıyor. Şehla Menekşe aşk yollarında bir çift bakışta kalanlara ithaf ediliyor her zerreciğiyle .İyi ki varsınız hocam dilerim hiç incinmesin şiir! Sonsuz saygılarımla..

Tanıtım Ve Değerlendirme : Filiz Kalkışım Çolak

Eser :Bülent Güldal


www.kafiye.net