Özgürlük Gülümsemektir.


En kutsal ve evrensel rayihalar saçan şafak çiçeklerinin üzerine tüm ışığını gülümseyerek yayan bir güneştir özgürlük. Karanlıktır o güneşin düşmediği yer, en nadide çiçeklerin gözyaşları buz kristallerine dönüşür orada. Solar, döker yapraklarını. Onsuz gül bahçeleri kıraç, çorak, verimsiz donuk bir çöle dönüşür.

İnsanın içine doyumsuz bir ferahlık eken bu iklim özgürlüğün bağrından tüter. İnsanın içine düşen bahar cemresidir o. Yalnız; tabi ki bu kavram insanın her istediğini yapabilme yetisini getirmez beraberinde. Yasalar, inançlar, kamu vicdanı, töre, örf ve gelenekler… kırmızı çizgiler çizer özgürlük kavramının çevresine. Kamuya, bireye, doğaya, eşyaya… zarar vermeden, başkasının temel, sosyal ve bireysel haklarını kısıtlamadan, onlara saldırmadan çizilen hakkaniyet ölçüleri içinde istediğin gibi nefes alabilmektir özgürlük. Aksi halde yasalar, inançlar, kamu vicdanı, gelenekler… devreye girer müeyyidesiyle ve cezasını verir insana taşkınlığının. Bir kontrol mekanizması olmayan kavram büyük bir nimetken ölçüsüzlüğe dönüşümünde insan ve toplum için onulmaz yaralara da vesile olur. Marazlı bir toplum çıkarıverir ortaya. İfrat ve tefrit çoğu zaman israf konusunda kullanılan kavramlar olsa da aslında bireysel özgürlük için de geçerlidir. Her alanda olduğu gibi burada da akıl, mantık, hak hukuk, hakkaniyet ölçüsünde orta yolu bulmak da önemlidir.

Yaratılışta verilen bir lütuf ve ihsandır özgürlük. Tüm canlılar doğarken özgür bir dünyaya açar gözlerini, fakat zaman içerisinde belki boyut değiştirir bu kutsal kavram. Sınırları toplumdan topluma, bireyden bireye değişse de her insan ekmekten sudan daha çok ihtiyaç duyar ona; yaşamakla adeta eşdeğer belki daha önemlidir özgürlük. Çünkü özgürlüğün elinden alınması ölümden daha acıdır onurlu insan için. İnsan pazarları, köle tacirleri, kadın tacirleri; hala bazı ülkelerin müzelerinde yer alan halkalar, prangalar, zincirler, boyunduruklar özgürlüğün ehemmiyeti için somut delil olarak yaşıyor hafızalarda.

Bireylerin özgürlüğü de devletlerin bağımsızlığına bağlıdır elbette. Bağımsız olmayan bir devletin bireylerinin özgürlüğünden bahsetmek imkansızdır. Toplumlar özgürlükleri için nice canlar vermiş, nice insanlar bu uğurda, gelecek nesilleri için kanlarını dökmüşlerdir. Toplumlar, devletler özgürlükleri uğruna yıllarca haklı savaşlar vermişler, vermeye de devam etmektedirler.

Peki bireyler için özgürlüğün sınırları nerede başlar nerede biter? Bu konuyu uzmanlarına bıraksak da hepimiz bir kez geldiğimiz şu dünyadaki özgürlüğümüzün kıymetini idrak edebilecek bir akla sahibiz. Menfaatler, çıkarlar, makamlar, mal mülk özgürlüğümüzün önüne konulan alternatifler olamaz hiçbir zaman. Çok manidardır aslında Nelson Mandela’nı şu sözü: “Özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok; ruhunuzu satmayın yeter.” Evet ruh meselesi. Sana ait olmayan bir akıl seni yaşatabilecek bir ruhu asla koruyamayacaktır.

Özgürlük, özgürlüğün ne olduğunu bilmeyenin hakkı olmayacaktır hiçbir zaman. Her ayrıcalık, iltimas, keyfi yaşam, kanun kural tanımamazlık… aynı zamanda özgürlüğe vurulmuş bir darbedir. İnsanların özgürlük anlayışı kendilerine yapılanlara karşı aldığı tavırlarda gizlidir. Özgürlüğünden vazgeçen kişi peşinen insanlıktan hak ve görevlerinden de vazgeçmiş demektir.

Hele hele çıkar, menfaat, makam, mal, mülk, para… dünyalık zaafları için kendinin, onurunun, gururunun, kişiliğinin ayaklar altında ezilmesine göz yumanların alacağı özgür bir nefes hep başkalarının insafına kalmış demektir.

Bir hikayede geçer. Artık hava soğumuştur. Ortam kurdun av bulmaya elverişli bir ortam değildir. Tüm şartlar kurdun aleyhinedir. Dolayısıyla günlerce aç kalan kurt bir köyün yolunu tutar. Kurtlar koyunlara, atlara, kümes hayvanlarına saldırdıkları için köylüler de çoban köpekleri de köylerde kurtlar için tehlikelidir. Ama kurt başına geleceği bildiği halde yine de iner köye mecburen. Bu anların birinde köyde kendinden iri, bakımlı, besili bir köpekle karşı karşıya gelir. Kurt köpeği iyice inceler.

“Söylesene dostum.” der. “Ben böyle günlerce aç gezerken, dört kemik bir post kalmışken nasıl oluyor da sen bu kadar tombul ve besili kalabiliyorsun?”
Köpek keyifli keyifli:“İnsanlar beni besliyorlar.” der.
“Hepsi bu kadar mı!” diye şaşkınlığını belirtir kurt. “İşin çok zor olmalı öyleyse?”“Hayır, hayır!” der köpek. “ Yaptığım tek şey geceleri bahçeyi beklemek.”
“Bunun için mi sana yemek veriyorlar, bu kadar bakıyorlar?” der kurt. “Eğer hepsi buysa ben de sana yardımcı olurum, birlikte bahçeyi koruruz. Dışarıda yiyecek bulmak bu şartlarda çok zor. Sen bunun ne demek olduğunu pek bilmiyorsun galiba!”
“Gidelim bakalım sahibim seni de besler herhalde, bahçede birlikte yaşarız belki.” Der köpek.
Kurt bu duruma çok sevinir. Köpeğin yaşantısına imrenir. Birlikte köpeğin kulübesine doğru giderler.
Yalnız bir ara kurt, köpeğin boynundaki ize dikkat eder.

Köpeğin boynundan tüyler dökülmüştür.
“ Boynuna ne oldu köpek kardeş, yoksa kavga mı ettin?”
“Boynuma takılan zincir tüylerimi döktü. Buranın sahibi, zincire bağlayarak bütün gece bu bahçede bağlı tutar beni.”
Cevap aslında pek de kurda göre değildir,
“O halde hoşça kal zavallı dostum!” der kurt ve hızla oradan uzaklaşır.
“Kusura bakma arkadaş, fikrimi, değiştirdim. Ben aç kalabilirim ama özgür olmayı aç kalmaya tercih ederim.” diye köpekten ayrılır, veda eder gider.

Kurt gibi düşünüp diğeri gibi yaşayan ne kadar insan var oysa. Kimi çıkarı için, kimi çoluk çocuğu için, kimi korku için kimi bir başka sebebe bağlı olarak boynunda izle gezmektedir.

İnsanların boynuna zincir takanlar da elbette farklı kimlik ve kişiliklerle çıkar ortaya zaman içinde. Ama özgürlük insanın canıdır, ruhudur, ayaklarının dermanı, gözünün feridir.

Ekmeği, aşı, suyudur. Şu dünyaya bir kez gelen insanın en temel hakkıdır. O haktan vazgeçen kimliğinden, kişiliğinden vazgeçmiş demektir.

Taşkınlık yoktur onun ruhunda. Eğer bir taşkınlık olacaksa sevgide, aşkta, ruhta, insanlıkta, saygıda, iyilikte, yardımseverlikte; gönülden gönle akan ırmaklarda olsun. Özgürlük gülümsemektir, gülümsetmektir.                                                                                                                         

Ergün BİLGİ
www.kafiye.net