“BEN ŞAİRİM” DİYEBİLMEK

Şiir, suskun yüreklerin gür sesidir… O gür sesi sağlayan ise kelimelerin gücüdür.

Baharı anlatırken kışın ayazından, kışın ayazını anlatırken güneşin yakıcılığından, damlayı anlatırken içine gizlediği deryadan; gelinciklerin mahzunluğunu, narinliğini anlatırken güçlü tarafından da söz eden… Derin derin düşündüren… Bazen yaylalarda bazen ovalarda bazen aşılmaz dağlarda gezdiren… Yüreği mutlulukla coşturan, acılarda bile bir zarafet olduğunu fısıldayan, hüznün insanı olgunlaştıran yanını sezdiren; dile getiremediğim daha birçok duyguyu insana yaşatan, kelimelerin gücüdür…

Şiir bir nakıştır aynı zamanda. O nakışı işlerken birbirleriyle uyumlu güzel motifler seçmek gerekir. Şiir bir resimdir ayrıca. O resmi yaparken renklerin uyumuna dikkat etmek gerekir.

Şiirin de notaları vardır. Notaları porteye doğru yerleştiremezsek detone olmamız kaçınılmazdır.

Şair yazdığı şiirden ilk önce kendisi etkilenmelidir. Kendi yüreğini yoklamalı, yazdıklarının kendisine neler hissettirdiğini anlamaya çalışmalıdır.

Şair aynı zamanda kendisine karşı objektif de olabilmelidir. Çok alkış almak, pohpohlanmak, övgüler almak iyi bir şair olmanın ölçüsü değildir. Kişi neyi ne kadar başarabildiğini bilmeli; kendisine şair sıfatını yakıştırırken bu sıfatı hak edip etmediğinin farkında olmalıdır.

Elbette ki kelimeler herkesindir. İsteyen herkes duygularını yazarak da ifade etme özgürlüğüne sahiptir. Ama “ben şairim” diyebilmek için bu, yeterli değildir.

Şiirde belli bir olgunluğa erişebilmek için önce yeteneğe, sonra çok okumaya ve çok yazarak kendimizi aşmaya ihtiyacımız vardır. İki üç dize yazıp ya da yan yana getirdiğimizde, düz yazı olabilecek cümleleri alt alta sıralayıp bunları da şiir sanma yanılgısına düşersek sadece şiir yazmaya çalışan biri olarak kalırız.

Şiir güzelliğinde günler diliyorum hepinize… 🙂



Ülkü Duysak
www.kafiye.net