KORONADAN 4 SAAT



Tam iki aya yakın bir süredir çoğu insan gibi ben de evdeyim. Son olarak eve kapanmadan önce bir hafta boyunca ağrıyan dişim için hastahanelerdeydim , tam da koronadan ölümler başlamıştı Türkiye ‘de.
Haddizatında Çin’ de başlayıp bütün dünyayı kıskacına almış, kasıp kavuruyor , kırıp geçiriyordu tüm dünyayı. O yüzden bende kendimi eve kapatmaya karar verdim. Verdim vermesine iyi kötü evde zaman da gecirebiliyorum. Kendimi meşgul edebiliyorum. Ama iki aydır güneşi görmeden, yürümeden geçen günlerin acısı bacaklarımda korkunç ağrılar olarak döndü bana ne yazık ki.

Neyse ki iki ay üzerine altmış beş yaş üzerine pazar günü ev çevresinde olmak üzere dışarı çıkmak serbestliği getirildi hem de 4 saat. İyi de sokak ev değil ki, dört saat nasıl geçer. Orman yok , deniz yok, manzara yok, hatta parklardaki kanepeler bile toplanmış diyorlar, zaten parkta da yalnız başıma dört saat geçiremem ki ben. Kitap okusam desem bu durumda hürriyeti nasıl hazmedeceğini bilmeyen ben kitaba kendimi veremem ki. Zaten evde bol bol kitap okuyorum.


Peki biz nerede yürüyeceğiz. Meselâ ben yarım saat yürüyüp kızıma giderim gitmesine de, damadım çalışıyor, torunlarım arada çıkıyor, kızım ha keza. Onlar zaten beni istiyor ben evimde iyiyim mikrop veya virüs alma riskim sıfır. Ama kemiklerim ve adalelerim erör veriyor. Haftadabir gün yerine haftada 3 gün 1er saat daha mantıklı bence. 2 aydır evin altını üstüne getirdim, merdiven tepelerindeyim. Bir tek badana kaldı yapmadığım . Yani demem o ki ev çevresi demeseler, bizim de kendimize göre yapacak işlerimiz var, o işleri yapsak mesela . Meşguliyet yarı rehabilitasyondur, hem rahat yürümüş oluruz, hem de bir işimizi yapmış olmanın rahatlığı olur beynimizde. Yoksa kendimizi atıl sanıp depresyona girmememiz mümkün değil.


Neyse ki bu hafta sonu Anneler Günü. Dolayısıyla 4 saatimi çocuklarla geciririm. Gelecek hafta sonu allah kerim.



Şengül YILDIRIM / Corona Günleri
www.kafiye.net