MADEN İŞÇİSİ KÖSTEBEK KÖSKÖS VE ARKADAŞLARI

Günlerden bir gün, nemli toprak altında Köskös adında bir köstebek dünyaya gelmiş.

Aile Köskös’ün dünyaya gelişine çok sevinmiş. Çünkü yıllardır ailenin hiç çocuğu olmuyormuş. Bu yüzden de aile Köskös’ün bakımına ve eğitimine çok paralar harcamış. Öyle ki Köskös daha iki yaşındayken piyano çalmayı, başka hayvanların dilini konuşmayı, resim yapmayı çok iyi biliyormuş.

Gel zaman git zaman, Köskös büyümüş. Koca bir delikanlı olmuş. Kendine bir iş bulmanın zamanı gelmiş te geçiyormuş bile…

Bir gün baba ve annesini karşısına alan Köskös:

“Benim kıymetli, fedakâr ailem! Sizin de bildiğiniz gibi, büyüdüm. Elime ekmeğimi almamın zamanı geldi. Bu yüzden benim iyi bir iş bulup, evimize ekmek getirmem şart. Sizin de izniniz olursa dedelerimin yaptığı işi, maden işçiliği, yapmak istiyorum.” Demiş.

Kısa bir sessizliğin ardından baba köstebek:

“Senin kararlarının her zaman arkasında olduk evladım! Şimdi de öyle yapacağız. Sen hangi işte kendini mutlu hissedeceksen, o işte çalış.” Demiş.

Köskös anne ve babasına teşekkür edip, iş aramaya koyulmuş.

O gün kasabadaki tüm maden ocaklarını dolaşmış. Sonunda kendine uygun bir iş bulmuş.

Ertesi sabah erkenden kalkıp işine gitmiş. Oraya vardığında yüzlerce köstebek işçisiyle tanışmış. Bu işte mutlu olacağını biliyormuş.

Günler günleri kovalamış. Artık köstebeklerin maaşlarını alma zamanları gelip çatmış.

Bir gün maden ocağına, elinde deste deste paralarla biri gelmiş. Hiç vakit kaybetmeden köstebekleri teker teker yanına çağırıp, paralarını vermeye koyulmuş. Fakat verdiği paradan hiçbir köstebek memnun değilmiş. Maaşları aile geçindirmeye yetecek kadar değilmiş.

Bu durum Köskös’ün hiç mi hiç hoşuna gitmemiş. Hemen köstebek işçileri etrafına toplayıp:

“Değerli işçi arkadaşlarım! Patronun bize verdiği parayla ev geçindiremeyiz. Bu para dişimizin kovuğunu doldurmaz. Bu sebepten ötürü ben iş bırakıyorum. Katılmak isteyen varsa benimle gelsin!” Diye haykırmış.

Köskös’ün söylediklerini anlamlı bulan işçiler teker teker iş bırakmış.

Aylar ayları kovalamış. İş yapmayan maden, iflasın eşiğine gelince patron tek tek evleri dolaşıp, işçileri ikna etmek için bol bol para dağıtmış.

Maaşlarını bolca alan işçiler ertesi sabah iş yerlerine geri dönmüş.

O günden sonra kasabadaki tüm köstebekler asla az maaşla bu işte çalışmamış.

Onlar ermiş muradına. Biz çıkalım Kaf Dağına…

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net