TEMİZLİK HASTASI ASLAN TAMTAR

Masal masal maniki
Yolda saydım on iki
On ikinin yarısı
Tilki çakal karısı.
Masal masal martladı
İki fare atladı
Kurbağa kanatlandı
Tos vurdu bardağa
Çocuk çıktı çardağa.”

Bir zamanlar ormanın birinde Tamtar adında aslan kral varmış. Bu kral önceleri halkıyla ilgilenir, onların derdine koşar, ormanı mükemmel yönetirmiş.

Fakat bizim Tamtar’ın bir kusuru varmış, o da çok kötü kokmasıymış.

İnine gelen misafir hayvanlar krallarının kokusundan duramaz, hemen kendilerini dışarıya atarlarmış.

Bununla birlikte krallarının kötü koktuğunu ona bir türlü söyleyemezlermiş.

Gel zaman git zaman ormana bir tilki taşınmış. Tilki eli yüzü düzgün, temiz ve bakımlı bir tilkiymiş.

Bu tilkinin adı İdor imiş.

Tilki İdor ormana gelir gelmez, kendine güzel bir ev yapmış. Sonra da orayı bir güzel temizleyip, eşyalarını yerleştirmiş.

Ertesi sabah erkenden kalkıp Karl Tamtar’ın ziyaretine gitmiş.

Aslan kral onu kapıda karşılamış. Tilki İdor kendini tanıtmış. Ardından kahveler içilip sohbetler edilmiş.

Ama Tilki İdorda bir gariplik varmış. Sanki orada durmak istemez bir halde sağa sola kıpırdanıp duruyormuş. İdor’un bu hali aslanın ilgisini çekmiş. Ona şöyle sormuş:

“Hayrola tilki kardeş! Sende bir haller var. Bana söyleyemediğin bir derdin mi var?” Demiş.

Tilki İdor cevap olarak:

“Var, kralım olmaz mı? Kusuruma bakmayın ama bunu size söylemek zorundayım. Siz çok kötü kokuyorsunuz. Bundan daha önce hiç kimse bahsetmedi mi?” Demiş.

Kokuyorsunuz sözü kralı çok fena incitmiş. Üstelik çok ta sinirlenmiş. Tilkiye dönüp:

“Derhal evimi terk et! Seni bir daha burada görmeyeyim!” Demiş.

Tilki canını zor kurtarmış. Hızla orayı terk etmiş.

Tilkinin söyledikleri kralın beyninde gün boyu yankılanıp durmuş.

Hemen inini temizletmiş. Ardından bir güzel yıkanmış. Sonra da orman terzisine yeni yeni kıyafetler diktirtmiş.

Krallarının bu halini gören hayvanlar, ona koşup güzel sözler söylemişler.

O günden sonra Tamtar her şeyin temiz olmasına özen gösterir olmuş. Hatta bu işi çok abartınca temizlik hastalığına yakalanmış.

Ormandaki tüm hayvanları dere kenarında toplayıp sabah akşam yıkandırıyormuş.

Krallarının bu hastalığından bıkan halk ormanı terk etmiş.

Bizim Tamtar yapayalnız kalmış. Düşünmüş taşınmış. Sonrada yaptıklarının abartılı olduğunu anlamış.

Ertesi gün hiç vakit kaybetmeden halkının yaşadığı yere gitmiş. Onlardan özür dilemiş. Tekrar kral seçilmiş.

O günden sonra ormanda yaşayan herkes her şeyi ölçülü yapmış.

Onlar ermiş muradına. Biz çıkalım Kaf Dağına…



Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net