Yol Divanı


Hatıralar insanı nehirler yatağını
Kurutunca hiç bir iz kalmaz mı sanıyorsun
Hazanın sancısına dökmeyip yaprağını
Gönül bahçesine güz gelmez mi sanıyorsun


Şu yürüyen âlemin görünmezken direği
İçimizde hendekler huba salar yüreği
Yoldaki taşın bile muammadır dileği
Topraksa kirinden toz almaz mı sanıyorsun


Beklemek çoğaltsa da cemrede saadeti
Uyanmıyor bahara dolmayınca müddeti
Kendini tüketerek artırdıkça şiddeti
Ateşse bağrına köz salmaz mı sanıyorsun


Ya taşkındır ya aciz kalp ücra köşesinde
Yaşamın nabzı atar insan telaşesinde
Hoyrat elin değdiği bir kır menevşesinde
Duygular vaktinden tez ölmez mı sanıyorsun


Kavli ezelden olan her nasip vadesinde
Dil saklı beşiğinde söz demin sadesinde
Ulu dağlar kolkola kasırga vadisinde
Yokuşlardan sonra düz olmaz mı sanıyorsun


Yıldızi ahvaliyle ölüp ölüp dirilir
Derde itibar etse can sinede gerilir
Görelim hangi rüzgâr eyyamına verilir
Umut kapıyı bir kez çalmaz mı sanıyorsun.


Nezahat YILDIZ KAYA
www.kafiye.net