BEN ŞİMDİ MELEKMİ OLDUM YOKSA?

 Zehra Öykü’ye.. Seni Seviyoruz..

 Leyla ile Mecnun..Aslı ile Kerem..

Ne mücadeleler vermişler sevgileri uğruna değil mi anne, baba?

Sizin sevginizi kim anlatsa duyuyorum aynıymış bunlarla.
Birlikte çok zorluklar yaşamışsınız, çok tehlikeler atlatmışsınız. Birbiriniz için canınızı katmışsınız sevginize. Sen anne ne fedakârlıkta bulunmuşsun babam için. Baba sen de annem için ne kadar da çaba harcamışsın böyle, zor olmuş sevgini söylemek, evlenmek teklifi etmek.

Bir masa da nikâh memuru, iki şahit ve birkaç arkadaşın cılız ellerinden çıkan alkış adında ki ses ilk evetinizden geriye kalan.

Sonra yıllarca çocuk hasreti çekmişsiniz konuşmalardan anladığım kadarıyla. Ve bir gün müjdeli haber geldi benden size. Odamı hazırlayın geliyorum iki kişilik dünyanıza. Masada bana da tabak koyun yerimi hazırlayın diye. Gelişimle evimiz cennet bahçesiyken, lunaparkken neden şimdi böyle oldu. Fark etmediğimi mi sanıyorsunuz akşamları ayrı yattığınızı. Babam hep mi televizyon seyrederken uyuya kalıyor anne kanepede. Benim odam var anne neden hep benle yatıyorsun ki?

Aynı evde iki yabancı gibi olduğunuzu görmedim mi anne?  Şimdi o yabancı olduğunuz ama ikinizi de gördüğüm günleri özlüyorum anne. En azından annemde babamda yanımda diyordum bebeğime sizi anlatırken. Şimdi babamın her gün bedeni yerine telefon kablolarında ki sesi var yanımda.

Anne o kablolar babamın sevgisini, sıcaklığını getirmiyor ki. O kablolarda ki ses başımı okşamıyor, elimi avuçlarına almıyor ki. Hiç alo seni seviyorum güzel kızım kelimesinin yerini alır mı baba?

Geceleri sımsıkı sarılıp yatıyoruz ya anne. Ne kadar da sarsan anne tüm sevginle beni, hep bir tarafım soğuk, hep bir tarafım üşümekte anne. Yatarken bebeğimi alıyorum öteki tarafıma ısıtsın beni diye ama olmuyor be anne olmuyor. Isıtmıyor bebeğimde beni anne.

Neden hep odamda oynayalım, balkonda oturalım diyorum biliyor musunuz anne baba? Hiç düşündünüz mü bunu? Parkta yaşıtlarım gibi sallanmak, kaydıraktan kaymak istemez miyim oysa bende. Sen anne kaydırağa çıkardın mı beni aşağıda kollarını açıp beni bekleyenim yok ki. Yine kaydıraktan kaydım mı çakıl taşlarına düşeceğim, kanayacak dizlerim kolum yüreğim gibi anne.

Baba düşündün mü hiç? Aile olmak eve ekmek getirmek midir sadece. Biliyorum işe gün ağarmadan gidiyorsun, hava kararınca geliyorsun. Yorgunsun bana anneme sevgini vermen için tatilimi bekleyeceğiz. Ama senin tatilin bayramdan bayrama baba.

Bak şimdi hafta sonlarını beklemekteyim. Senle geçireceğim iki gün yeter mi? Sabah beni almaya geleceksin ya içim kıpır kıpır. Yine lunaparka gideceğiz, anneme söylemem dondurma da yiyeceğiz biliyorum. Aramızda sır baba. Ben senden çikolata, şeker istemiyorum ki baba. Yanağımdan öptüğünde çikolata, şeker tadı var mı baba?Bak büyüyorum. Seneye okula başlayacağım. Alfabeyi öğrendiğimde ilk kara tahtaya anne baba yazacağım. Sizi anlatacağım defterime, kalemime.

Hemen yatayım ki sabah olsun. Gelinlik kız gibi hazırlandım yine. Dolmuşçu amca hızlı sür dolmuşunu. Durma her köşe başında. Babamı hemen getir bana. Anne bak babamda gözüktü yokuşun başında.

Baba, anne beraber yer miyiz şimdi yemeği? Eskisi gibi masa da üçümüz olur muyuz şimdi. Bakmayın birbirinize öyle. Ben sizden bir parça değil miyim, kıracak mısınız beni şimdi. Ne güzelmiş annemle babamla aynı masada yemek yemek.

Bakın şımarmaya başladım bile. Mahsuscuktan nazlanıyorum siz yedirin diye. Ağzımı açmıyorum ellerinizin tadını dudaklarımda hissedeyim diye.

Nerden bile bilirdim ki bu yemek son yemeğimiz olacaktı beraber. İster miydim o zaman yemek yemeği aç kalma pahasına olsa da.

Son kahkahalarımı atacağımı, son şımarıklığımı yapacağımı nerden bile bilirdim ki. Hal bu ki bugün size şaka hazırlamıştım. Sizi korkutacaktım ama ben korkuyorum şimdi.

Anne neden babam kapının ağzında yatıyor? Gıdıkladım ayaklarından, karnından. Öptüm tombik yanaklarında ses vermedi yine bana. Sen neden mutfakta yerde yatıyorsun anne? Yeni bir oyun mu bu ben bilmiyorum. Anaokulunda öğretmediler bana bu oyunu mızıkçılık yapmayın bana da anlatın bunu. Ağlarım yoksa bakın.

Anne baba neden beyaz elbise var üstümde. Ben kırmızı elbise giymemiş miydim sabah. Bu elbiseyi sevmedim. Üstünde çiçek desenleri yok bunun. Hani hep bir tarafım soğuk ve üşümekteydi ya üşümüyorum oysa şimdi. Neden anne baba tüm sevdiklerimiz burada, neye gözyaşı dökmekteler. Beni neden omuzlarına aldılar böyle. Yeni bir oyun mu bu da yoksa.

Anneciğim… Babacığım.

Yoksa ben şimdi.

Melek mi oldum?

Gürhan Olcaytürkan
27.05.2010 / Libya
www.kafiye.net