KÖTÜLÜK EDEN KÖTÜLÜK BULUR

Masalın yalanı mı olurmuş.
O yalan bu yalan,
Fili yuttu bir yılan…
Bu da mı yalan?
Derken; sabahleyin erken,
Keçiler koyunları tıraş ederken,
Tahta kurusu saz çalar,
Sıçan cirit atar iken,
Çıkmış bir kocakarı ortaya…
En sonunda açmış ağzını
Yummuş gözünü.
Bir laf etmiş,
Bir laf etmiş…
Bakalım ne laflar etmiş…

Çok eski zamanların birinde bir koyun sürüsü varmış. Bu sürü çoban tarafından her sabah kırlara götürülür, otlatılır, akşam olunca da ağıla kapatılırmış.

Gel zaman, git zaman sürüye yeni bir koyun katılmış. Bu koyun hiç diğer koyunlara benzemiyormuş. O kabarık tüylü, gücü kuvveti yerinde besili bir koyunmuş. Sahibine de her gün kova kova süt verirmiş.

Anlayacağınız yeni koyunun maharetleri saymakla bitmezmiş.

Bu durum tüm koyunlar ve koçlar arasında yayılmış. Tüm koçlar yeni koyunun peşine düşmüş. Onu bir kerecik yakından görebilmek için birbirlerine girmişler.

Koçların yeni koyuna olan ilgisi Koyun Yapağılıyı fena halde kıskandırmış.

Koyun Yapağılının kıskançlığı öyle böyle değilmiş. O artık geceleri de uyuyamaz olmuş. Bir gece birden aklına yeni koyunu çiftlikten göndermek gelmiş. Sabaha kadar kafasında planlar kurup durmuş. En sonunda aklına bir hinlik gelmiş. Ortadan kaldırtmakmış.

Ertesi sabah çoban çiftliğe girip koyunları otlatmaya götürmüş. Bunu fırsat bilen Koyun Yapağılı, çobanı ve diğer koyunları punduna getirip, soluğu kurdun yanında almış.

 Kurda, çarçabuk planından bahsetmiş. Bu plan kurdun fena halde ağzını sulandırmış. İkisi anlaşıp ayrılmışlar.

O gece Yapağılı, kurdun geldiğini görüp, çiftliğin kapısını açmış. İçeri giren kurt hızla yeni gelen koyuna saldırmış. Onu bir lokmada mideye indirivermiş. Bakmış karnı doymamış. Böyle olunca da gözü Koyun Yapağılıya takılmış. Onu da bir lokmada yutuvermiş. Böyle böyle derken çiftlikte neredeyse koyun bırakmamış.

Ertesi sabah çiftliğe gelen çoban bakmış içeride üç beş koyun kalmış. Bunun üzerine basmış feryadı. Tüm köylü çobanın başına toplanmış. Çoban olanları köylüye anlatmış. Köylü hiç vakit kaybetmeden çapasını küreğini alıp kurda saldırmış. Kurt oracıkta can vermiş. Kurdun öldüğünü gören köylü rahat bir nefes almış.

O günden sonra çiftlik sakin günler, geceler geçirmiş.

Eee ne demişler?” kötülük eden kötülük bulurmuş.”

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de siz çocukların başına.



Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net