Doğa Katliamları ve Sömürü…

Muhteşem görseliyle ruhu arındıran Salda ,beyaz kumuyla yüreklere şiir şelale fısıltılar üflüyor.Rüzgar rüzgar dalgalanan turkuazıyla düşlere adeta koza örüyor, yeşil antenli tırtılın; insanın özüne karışan mavi polen boncuklanışlarıyla !

Evet , yüzlerce endemik türüyle ,kapalı havza olma özelliği taşıyan bölge ,yine dünyada sadece Salda’da yaşayan dişli sazancığa da ev sahipliği yapıyor.Ördek çeşitliliği, kuş türü çeşitliliği, havası suyuyla, ekolojik sistemin bizlere armağanı Salda ;yine koruma altına alınan bir çok endemiğin de yaşam alanı olma özelliğiyle önem kazanmaktadır .

Dolayısıyla doğanın tahrip edilmesi yüzlerce türün , canlının ,insanın, yaşama hakkının elinden alınması anlamına gelmektedir.Efendim, Salda’da Millet Bahçesi Projesi adı altında planlanan sömürü , elbette ki uzun dönemde işgalcilerine rant sağlarken ,öncelikle bölgede yaşayan insanlara felaket getirecektir.

Çöp yığınları atıklar,ilkin suyu zehirleyecek, sonra o canım toprağı , havayı ;böylece oksijen tükenecek, yağmur özelliğini yitirerek asit kusmaya başlayacak, nitekim kaçınılmaz son ölümler getirecek ki ;bu bir çok türün yokedilmesine sebep olacaktır. Ölen her canlı bir insanın da ölümünü getirecek.Bebekler sakat doğacak sendromlu doğacak sağlıklı doğum oranları düştükçe düşecek.

Dolayısıyla ,yediğimiz içtiğimiz her şeyi zehirlersek; suyumuzu, ciğerlerimizi ,toprağımızı, doğan bebeğimizin şirin mi şirin dünyalar tatlısı olmasını beklemek sizce de oldukça manidar değil mi?Hatta doğurabileceğimiz de ayrı bir muamma? Kısırlaşıp bir milletin toptan yokedilmesi üzerinde oynanan oyunların, sizce de artık sonuç aldığı aşikar bir dönem içerisinde değil miyiz?

Efendim , bizim sözde iş adamlarımız, müteahhitlerimiz, patronlarımız projeci işverenlerimiz tüm bunlardan sonra elbette ki çuvalını doldurup Maldivler’e de gider, Kanada’ya da , Dubai’ye de yerleşir, sefasını sürer ,biz çölleşmiş bir ülkede hastalıklarla yaşam mücadelesi verir debelenip dururuz.

Düşünün ülkede birileri helikopterlerle ,tarım arazilerine torbalar içerisinde zehirli böcekler bırakıyor. Trabzon Uzun Göl bitti.Çamburnu’nda yangın çıkıyor,(her gün yağmur yağan bir bölgede). Uzun Gölde Yüz yirmi beş (125) kaçak binayı yıkacaklar mış! Anlamadığım şey o binalar yapılırken yetkililer neredeydi?Onca çam; ladin fıstık çınar katledilirken !Halkın eğitimsizliği cehaletidir bu !İnsan geleceğini ; çoğunun, torunun hayatını ,nefesini ,paraya satar mı?

Lütfen kim olursanız olun ,hangi görüşte fikirde, ülkemize sahip çıkalım ,birlik olalım bu topraklar bizim.Bu hava su!Dünya da emsali olmayan bu güzellikler bizim zenginliğimiz, yarınlarımızın teminatı !Bir damla su onların milyondolarlarından daha kıymetli.Hani bir deyiş vardır ;”Allah tuttuğunu altın etsin”etsinde bir gör bir damla su için nasıl çırpındığını yaşamın ,canın nasıl hırıltılar içinde boğulduğunu! Hayatımızı elimizden almak istiyorlar soluğumuzu kesmek ,ülkeyi istila ederek bizi yoketmek istiyorlar.

Millet olma özelliğimizi kaybetmemizi kendi ülkemizde sığıntı gibi yaşamamızı.Bize hükümdar olmak istiyorlar bizleri onlara muhtaç konumundaki bir avuç köle yapmak … Yasalarla koruma altına alınan doğa kanunları (1923 Yabancılar ülkede maden arayamaz kanunu 2000 yılında Meclis tarafından kaldırılmıştır )hakkında bilgi sahibi olalım ve kaldırılma gerekçelerini sorgulayalım. Lütfen ülkeye sahip çıkalım.Dur diyelim diyebilelim.Bu gelecek kaygısıdır vicdan sorumluluğudur, başka şey değil birilerini yıkmak indirmek değil bu yurttaşlık bilincidir , lütfen artık idrak edelim…

Sosyolog Sosyal Uzman:Filiz Kalkışım Çolak
www.kafiye.net