TIPTIP FİLM YÖNETMENİ OLMAK İSTİYOR

Ilık bir ilkbahar sabahı, Tıptıp bahçesindeki menekşelere su verdi. Sonra biraz dinlenip kahvaltısını yaptı. Ardından bir Türk kahvesi yapıp keyifle yudumladı.

Bahçesinde uçuşan kelebekleri seyrederken bir anda aklına film çekmek geldi. Şimdi bu kelebekleri kameraya alsam, ondan da bir film yapsam ne de güzel olurdu vırrrakkk dedi.

Bu fikir Tıptıpın bayağı hoşuna gitmişti. Saatlerce çekmek istediği filmin hayalini kurdu. Sonra bir koşu evinin deposuna indi. Orada yıllardır bir işe yaramadan duran kamera aklına geldi. Bu kamerayı ona kuzeni Uçuç hediye etmişti.

Hemen kamerayı aldığı gibi bahçeye çıktı. Kelebekleri, kuşları, böcekleri kaydetti. Tıptıp bu işe bayılmıştı.

Sonra kütüphanesine gidip, sinemayla ilgili kitapları karıştırdı. Çok ilginç bilgiler öğrendi. Öğrendikçe de sinemaya olan ilgisi arttı.

Akşam olunca Bahri Dayısına gitme isteği duydu. Ona güzel bir kek yaptı. Keki kutuya özenle yerleştirdi. Sonra da Bahri Dayısının kapısını çaldı. Bir zaman sonra Baykuş Bahri kapıyı açtı ve:

Ooo! Tıptıp! Hoş geldin. Yine mi sorular haaa? Dedi.

Tıptıp utanarak:

Bahri Dayı kusuruma bakma. Biliyorsun ben meraklı bir kurbağayım. Öğrenmeden duramam. Dedi.

Baykuş Bahri:

Hadi, hadi gir içeride iki laklak edelim seninle dedi.

Tıptıp getirdiği keki tabaklara koydu. Ardından güzel bir çay demledi.

Tıptıp’ın meraklı gözleri Bahri Dayı’nın kitabına daldı. Heyecanla sordu:

Dayıcığım bu gün ne okuyorsun?

Baykuş Bahri:

Ünlü yönetmen Nuri Bilge Ceylanın hayatı ve filmlerini okuyorum dedi.

Tıptıp:

Ooo! Ne kadar da şanslı bir kurbağayım ben yaaa! Tam da sana sinema hakkında sorular soracaktım dedi.

Baykuş Bahri:

Hayrola başımın belası. Şimdi de fil mi çekeceksin? Dedi.

Tıptıp:

Tam da üstüne bastın. Kaldır ayağını dedi.

İkisi de kahkahalarla güldüler.

Sonra Tıptıp eline kitabı alıp inceledi.

Kendi kendine:

Ben de senin gibi bir yönetmen olacağım Nuri hocam dedi.

O akşam keyifli vakit geçirdiler.

Ertesi sabah Tıptıp heyecanla yataktan kalktı. Eline kamerasını alıp ormana gitti. Ormandaki arkadaşlarına film çekmek istediğini söyledi. Bu fikir arkadaşlarının çok hoşuna gitti.

Başladılar senaryo yazmaya. Sonra da oyuncular seçildi. Ardından filmin çekileceği alan hazırlandı.

Hemen oynamaya başladılar. Herkes rolünü çok iyi oynadı.

O gün ellerinde çocuklarına bırakacakları güzel bir film vardı. Hepsi buna çok sevindi.

Tıptıp’a teşekkür ettiler. O akşam oturup çektikleri filmi izlediler.

Tıptıp bir hayalini de başarıyla gerçekleştirmiş oldu.

SORULAR:

1-Çocuklar siz yönetmen olsanız nasıl bir film çekerdiniz?

2-Sizce Tıptıp nasıl bir kurbağa? Onu sevdiniz mi?

3-Pekiii, Baykuş Bahri nasıl bir hayvan?

4-Şimdi sizinle kısa bir film çekelim mi?

YÖNETMENİMİZ NURİ BİLGE CEYLEN

İstanbul doğumlu yönetmen, üniversiteyi İstanbul üniversitesinde okudu. Bir süre fotoğrafçılıkla uğraştı. Sonra Mimar Sina Üniversitesinde Sinema bölümü okudu. Cannes Film Festivalinde ödül aldı.

En bilinen Filmleri:

Ahlat Ağacı

Kış Uykusu

Mayıs Sıkıntısı

Bir Zamanlar Anadolu dur.




Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net