OBURİSTAN

Evvel zaman içinde… Kalbur saman içinde… Eski zamanların birinde Oburistan adında bir ülke varmış. Bu ülkenin akıllı mı akıllı, kurnaz mı kurnaz bir de kralları varmış.

Bu kral yıllar yıllar evvel, periler ülkesini işgal etmiş. Ardından ülkedeki genç ve dinamik perileri esir alıp, kendi ülkesinde köle olarak çalıştırmaya başlamış.

Bu işkâl Oburistan halkını çok mutlu etmiş. Artık insanlar sabahtan akşama kadar hiçbir iş yapmıyor, tüm işleri kölelerine yaptırıyorlarmış.

Gel zaman, git zaman başta kral olmak üzere tüm ülke halkı şişmanlamaya başlamış. Sadece şişmanlamakla kalınsa iyiymiş. Üstüne birde amansız hastalıklar türemiş.

Artık insanların birçoğu yatağa bağlı yaşamaya başlamış.

Böyle bir günde ülkenin kralı da hastalar kervanına katılı vermiş.

Hasta yatağında yatan kral kendi kendine:’’ Allah’ım! Ne günah işledim de bana bu hastalığı bahşettin?’’ Diye sayıklar dururmuş.

Bir zaman sonra yemeden içmeden kesilen kral, halsiz ve bitkin düşmüş.

Aradan aylar geçmiş.

Bir sabah Oburistana periler padişahı çıkagelmiş. Hiç vakit kaybetmeden doğruca kralın huzuruna çıkmış.

Hasta yatağında yatmakta olan krala yaklaşıp:

‘’Eyy! Benim kendini kurnaz sanan kralım! Bak gördün mü başına ne işler açtın. Yıllar evvel ülkemden alıp getirdiğin perilerimin ahı tuttu. Yıllarca tüm işlerinizi perilerime yaptırdınız. Kendiniz ise yan gelip yattınız. Bu size müstahaktır. Şimdi tüm perilerimi alıp, ülkeme götüreceğim. Onlar çoktan özgürlüğü hak etti. Siz ise kendi kendinizi köle yaptınız.’’ Demiş ve kapıyı çarpıp, çıkıp gitmiş. Giderken de tüm perilerini yanında götürmüş.

Periler Oburistanı terk ettikten sonra, ülke insanı yavaş yavaş kendiişlerini kendileri yapmaya koyulmuş.

Günler günleri kovalamış. Oburistan halkı artık eski sağlığına kavuşmuş. Kralları da kendini toplamış.

O günden sonra çalışmanın ne kadar önemli olduğunu anlayan halk, huzur dolu bir yaşam sürmüş.

Onlar ermiş muradına. Biz çıkalım Kaf Dağına.

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net