MERAKLI KANGURU KAMKAM

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Çok eski zamanların birinde, anneciğinin kesesinde Kamkam adında yavru bir kanguru yaşarmış.

Kamkam yeryüzünde annesinin gidebildiği yer kadar olan kısımları görebiliyormuş. Bu durum onun merakını daha da artırıyor, keseye sığmaz oluyormuş.

Gel zaman, git zaman annesi Kamkam’ı keseden çıkarmış. Sonra da vahşi doğayı tanıtmaya koyulmuş.

Kamkam annesinden, aslanları, kaplanları, timsahları ve çakalları öğrenmiş. Bu hayvanların ne kadar tehlikeli olduklarını biliyormuş, bilmesine ama o meraklı yüreği onu, onları görme isteğinden alıkoyamıyormuş.

Bir sabah erkenden uyanan Kamkam annesinden habersiz, bozkırın uzak köşelerine doğru yolculuğa çıkmış. Az gitmiş, uz gitmiş. Dere tepe düz gitmiş. Yolda tarla fareleri, yılanlar ve akreplerle karşılaşmış. Onlarla dost olup, söyleşmiş.

Sonra da onlara veda edip tekrardan yola koyulmuş.

Yolda giderken birden, yan koruluktan çıtırtılar duymuş. Önceleri bu çıtırtıları yaramaz bir böceğin çıkarabileceğinidüşünerek içini rahatlatmış. Fakat  bir müddet sonra çıtırtılar hırıltıya dönüşmüş. Kamkam’ın korkudan ayaklarının bağı çözülmüş. Artık adım atamaz duruma gelmiş.

Tam bu sırada Kamkam’ın yardımına anne kanguru yetişmiş.

Anne kanguru tekme ve yumruklarını kullanarak kaplanı evire çevire, bir güzel pataklamış. Bunun üzerine kaplan ardına bile bakmadan oradan uzaklaşmış.

Kaplanın gittiğini gören Kamkam rahat bir nefes almış. Hemen annesinin kucağına atlayarak:

‘’Anneciğim! İyi ki geldin. Ben çok, ama çok korktum. Bir daha senden izinsiz hiçbir yere adım atmam. Teşekkür ederim!’’ Demiş.

Anne kanguru yavrusunun alnından öpüp, onu evlerine götürmüş.

O günden sonra bizim Kamkam, söz verdiği gibi annesinden izinsiz hiçbir yere gitmemmiş.

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de siz dinleyicilerin başına…

Hacer Taner Bulut

www.kafiye.net