GÖÇMEN KUŞLAR

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Eski zamanların birinde yazı kışı sıcak olan bir ülke varmış.

Bu ülkede yaşayan kuşlara, göçmen kuş denilmezmiş. Çünkü onlar hiç göç etmek zorunda değillermiş.

İnsanlar ise soba nedir? Isınmak nedir bilmeden yaşamaktalarmış.

Gel zaman git zaman, gökyüzünü aniden bir sis dalgası kaplayıvermiş. Ardından, iflah olmaz bir fırtına çıkmış. Fırtınayı tipi takip etmiş. Artık göz gözü görmez olmuş.

Gelelim bizim göçmen kuşlara. Bu ülkede soğuğa dayanıksız iki tür kuş varmış. Biri leylek sürüsü, diğeri ise kırlangıç sürüsüymüş.

Leyleklerin kralı Amado bir sabah tüm halkını toplayıp, sıcak ülkelere göç etme kararından bahsetmiş. Bu düşünce diğer leyleklerin de çok hoşuna gitmiş. Hiç vakit kaybetmeksizin hazırlık yapmışlar.

Aynı şekilde kırlangıç kralı Simon da göç kararı almış.

Bunun üzerine iki grup aynı gün aynı anda havalanıvermiş. Uçmuşlar, uçmuşlar. Vara vara sıcak bir adaya varmışlar.

Bir de ne görsünler? Meğer adaya ilk ayak basan onlar değilmiş. Adada milyonlarca tür kuş tünemekteymiş.

Ardından kırlangıçlar gelmiş. Onları turna kuşları takip etmiş. Derken adada adım atacak yer kalmamış.

Bu görüntü, kavgacı ve öfkeli biryapıda olan Amado’nun hiç hoşuna gitmemiş.

Hemen halkını toplayıp, savaş kararı almış. Karar verilir verilmez tüm leylekler diğer kuşlara saldırmış. Ortalık bir anda karışmış. Kuşlar alt alta üst üste kavgaya tutuşmuş.

Bu durumdan çok rahatsız olan iyi kalpli kırlangıç kralı Simon:

‘’Heyy! Yeter artık! Siz delirdiniz mi? Bırakın şu kavgayı! Kendinize gelin! Bu ada hepimize yeter de artar. Hem burada ömür boyu kalmayacağız. Elbet burasıda bir gün soğuyacak. O zaman geldiğimiz ülkelere geri döneceğiz.’’ Deyince tüm kuşlar bir anda kavgaya son verip kendilerine çeki düzen vermiş.

Ardından her bireri birbirlerinin yaralarını sarıp, geceyi geçirecekleri yuvalar yapmaya koyulmuş.

Leylek kralı Amado yaptığı hatayı anlayıp, tüm kuşlardan özür dilemiş.

Adaya kış gelene kadar da hepsi barış ve huzur içinde yaşayıp gitmişler.

O günden sonra bu kuşlar oradan oraya göç edip durmuşlar.

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de sizlerin başına…

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net