BUGÜN, 1 EKİM DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ

YAŞLILAR BİZİM ÇINAR AĞACIMIZDIR 

Yaşlılık denince ilk akla gelen düşünce acaba şöyle mi?
Sanki artık yaşamından elini eteğini çekmiş, yeteri kadar çilesi dolmuş, gelecekten daha hiçbir beklentisi olmayan, ruhu sönmüş, bedeninin solmasını bekleyen, hatta zekâ seviyesi de azalmış birisi olarak düşünenlerimiz ne yazık ki çoğunluktadır. Hatta nerede ise birçok yerde geri planda bırakılan, ailede alınacak kararları dahi en son ona danışılan, hanede genç olan aile fertlerinin ahkâm dolu sert çıkışlarına,haksız eleştirilerine,hatta psikolojik ruhsal şiddete maruz kalan bu yüce değerlerimizin yüreğini açıp bakma şansınız olsaydı, sitem dolu feryatlarını duyabilir miydiniz?

Sanki şu an sizlerin içinizden geçenleri duyuyor gibiyim. Bana bu konuda yanıldığımı söyler gibisiniz. Ama ne acıdır ki doğrudur. Belki eski kuşaklar biraz daha farklıdır, onlar yaşlılarının değerini bilip, sevgide saygıda kusur etmezler, buna inanıyorum. Ama ne yazık ki son yıllarda sevgi, saygı, vefa unutulmuştur. İnsani değerlerimizin azaldığını, manevi duyguların bittiğini, büyüğe hürmetin önemsenmediğini gözlemledikçe içim çok sızlıyor çok.

Evlat ve torunlardan beklediğimiz sadece ve sadece hatırlanmak, sevgi ve saygı. İşte bu her şeye değer diye düşünüyorum. Bilhassa arada dağlar olup ta gurbette olunca da hiç değilse seslerini duymak kadar bir hazine daha ne olur ki. Bedenleri ayrı olsa da varlığını yüreğinizde ve soluğunuzda yanınızda hissedersiniz. İşte o zaman anadan ve babadan alınacak hayır duaları ile asla ve asla yıkılmazsınız. İşte o zaman Allah’ta her zaman sizin yanınızda olur.. Yeter ki ana ve babadan yürekten dua almayı başarabilelim.Lütfen ananızı ve babanızı hoşnut tutunuz,asla incitmeyiniz o gül yüreklerini.
.
Unutmayalım bir gün hepimiz yaşlanacağız. Geride kalan acı, tatlı anılarımız bir gün kırışık, yorgun, gizem dolu yüzümüzde bir sır perdesi gibi satır satır okunacak. Bizim yaşlı dediğimiz o yorgun bedenlerdeki belki de taze ruhu görme zahmetinde bile olmayacak hiç kimse. Bir kenara bırakılmış aslında altın ama üzeri hafif paslanmış bir mücevherin değeri yine anlaşılmayacak. Yaşlılarımız daha zeki, daha hafızası kuvvetli ve akıllıdırlar. Daha doğru kararlar verirler. Çünkü onlar hayatın her türlü sınavını başarı ile kazanmışlardır.

Yaşlılık sadece doğum tarihine ve bedenin görünümüne göre değerlendiriliyor. Oysa yaşlılık insanın ruhundadır. Her şeyi güzel görüp, her şeyden bir dem güzellikler keşfedilince hayattan beklenti hiç bitmez. Her şeye pozitif bakar o yorgun yürekler.
.
Her zaman yarınlara umut ile bakıp, yüreğinizdeki tomurcuk açan çiçekleri soldurmayıp, kalbinizde bahar çiçeği gibi hiç bitmeyen yaşama sevinci ve sevgisi barındırıp bir kenara çekilmemek gerekir. Yüz yaşında olsanız da mutlaka bir meşgale bulup o konuda üretici ve kalıcı şeylerle uğraşılıp, yaşama pozitif bakılırsa yüreğinizde ki yaşama sevinci ve coşkusu hiç bitmez. İşte o zaman beden ve ruh yorgun olsa da yarınlara daha farklı ve heyecanla bakarsınız. O yorgun ve kırışık yüzün, ak düşmüş saçlarınızın ardında mutlu ve yaşama gülen yüzler ile bakan sevgi dolu yürekler oluşacaktır. Yaşlılık bedende değil ruhtadır. Büyüklerimiz bizim Çınar ağacımızdır onlar yaşlanmaz.

Peki, ama acaba yaşlılarımız ile yeteri kadar ilgileniyor muyuz? Hak ettikleri sevgi ve saygıyı doyasıya gösteriyor muyuz? Vefa borcumuzu ödüyor muyuz? Onların değerli bilgi ve tecrübelerinden yararlanıyor muyuz? Sanırım bu sorumun da cevabı yine ne yazık ki koskocaman bir HAYIR…

BUGÜN, 1 EKİM DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ…
Lütfen unutmayalım,yaşlılarımız yararlanılması gereken en yüce değerlerimizdir. Bu değerlerimiz yanımızda iken kıymetlerini bilelim, unutmayalım ki bir gün herkes yaşlanacak, Ne ekerseniz onu biçersiniz.

YAŞLILARIMIZ BİZİM ÇINAR AĞACIMIZDIR..BUNU SAKIN UNUTMAYALIM.
Her zaman gölgelerinden ayrılmayalım, can bulalım orada…
Sadece bu gün değil, her günümüz yaşlılar günü olmalı. Bütün yaşlılarımızın saygı ile ellerinden öpüyorum. Lütfen onları sık sık hatırlayıp, gönüllerini alıp, ziyaretlerimizi ihmal etmeyelim. Onlara sevgi ve saygıda kusur etmeyelim. Onlar hepimizin en değerli varlığımızdır. Yuvadan uçtuktan sonra kanatlanıp yakalamak isteseniz de artık çok geç.

O halde lütfen yaşlılarımızı üzmeyelim,incitmeyelim onları sevip sayalım. Çünkü onlar artık şu yalan dünyada misafirlerdir.Yaşlılarımızın değerlerini onlar hayatta iken anlayalım.Kaybettikten sonra pişman olsanızda artık çok geç…

SABİHA SERİN
www.kafiye.net