BATIK GEMİ

Evvel zaman içinde
Kalbur zaman içinde
Deve tellal iken
Sinek berber iken
Ben annemin babamın beşiğini
Tıngır mıngır sallar iken
O yalan bu yalan
Fili yuttu bir yılan
Bu da mı yalan…

Bir varmış, bir yokmuş. Eski zamanların birinde engin bir okyanus varmış. Bu okyanus binlerce çeşit balığa ev sahipliği yaparmış. Bu balıklardan en büyükleri de mavi balinalarmış.

Bu balinalar, okyanusun en kuytu yerinde duran batık bir gemide yaşarlarmış. Burası onların yuvasıymış.

Okyanusta yaşayan bazı balıklar her akşam batık gemiye gelip, şarkılar söylerlermiş. Ardından dans edip, eğlenirlermiş.

Aradan aylar geçmiş. Bir gün korsanlar, bu batık gemiden haberdar olmuşlar.

Korsanların komutanı Çelik Bilek, tayfasına seslenmiş:

‘’Hadi bırakın miskinliği! Bu günden tezi yok, hepimiz okyanusa dalış yapacağız.’’ Demiş.

Korsanlar maceralara bayılırlarmış. O sebepten hepsi de kaptanlarını onaylamışlar.

O gün tüm hazırlıklar tamamlanmış.

Hemen dalgıç kıyafetleri giyilmiş. Vakit kaybetmeden denizin derinliklerine dalış yapılmış. Yüze yüze batık gemiye ulaşmışlar.

Önce geminin etrafını dolaşmışlar. Ardından gemiye girmişler.

Altın sandıklarını gören Kaptan ve tayfası, sevinçten deliye dönmüş. Hemen sandıkları açmışlar. Sandıklar ağzına kadar altınla doluymuş.

Altınları ceplerine dolduran tayfalarına seslenen kaptan şöyle demiş.

‘’Bu altınları ceplerimize doldurarak taşıyamayız. En güzeli gemiden bir halat uzatıp, sandıklara bağlayalım. Ne dersiniz?’’ Demiş.

Hepsi de kaptanı onaylamış.

Kaptan ve tayfası altınları nasıl götüreceğini düşüne dursun… Bir taraftan Mavi Balinalar, evlerine doğru yol almışlar.

Batık gemiye yaklaşan balinalar, içeriden bir takım sesler duymuşlar. Hepsi birden hızla gemiye dalmışlar.

Balinaları gören kaptan ve tayfası:

‘’Canını seven kaçsınnnn!’’ Diyerek oradan uzaklaşmışlar.

Bir daha da batık gemiye gelmeye cesaret edemeyen kaptan, rüyalarında altın dolu sandıkları görür olmuş.

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de dinleyenlerin başına.

Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net