Anlıyor musunuz?

Birini teselli etmek istiyorsanız aman dikkat! Öyle ki konuşulacak konu bulamadığınızda çok pis suskunluklar olur. Mal mal oturup, gözünüzü boşluğa dikip sanki uzaklara dalmışsınız gibi rol yapmanıza neden olur. Hele ki konuşma esnasında karşı tarafın vücut dilinden ister sözlü olsun, olumsuz tepkiler alınması durumunda kişideki konuşma isteği yok olur. Konuşacak bir sürü konu olsa da kişinin konuşası kalmamıştır.

Nihayetinde geçmişi yad ediyoruz, “ne günlerdi” deyip, yine konuyu bitiriyoruz ve dostluklar diyorum onlar hep baki kalsın.

Halbuki insan ilişkileri bir düzene oturtulsa, mesela aklına geldikçe yakın zamanda buluşulacak olmasa bile kenara not alıp “görüşünce şunu anlatırım” dense, biriyle buluşulacağı zaman evde, giderken yolda falan kafadan bir liste yapılsa, hatta cep telefonuna not edilse de çaktırmadan bakılsa “şunları şunları anlatırım, şunu buraya bağlarım, şu konudaki düşüncesini sorarım” ,diye.

Her şey spontane devam etmek zorunda mı? 
İçinizden onca şey geçirirken/merhaba ve nasılsın iyi misin/ klişelerinden sonra konuşacak bir konu bu kadar mı zor bulup söylenmesi.

İlknur Yıldırım
16.10.2018 Salı
İzmir’den..
www.kafiye.net