YARIM KALMIŞ DÜŞLER İSTASYONU

İskenderiye Feneri kadar eski
Çölde Mecnun arayan Leyla kadar yaslıyım
Sen bilmeyebilirsin
Adı sen olan bir özlem ektim geceye
Aşkı yıldızlara astım
En karanlık zamanda
Yolunu aydınlatsın diye

Ay tutuklu bu gece
Ağla gözlerim zamanıdır
Zamanıdır sağanakların
Yeşerir mi bilmem
Kurumaya yüz tutmuş dallarım

Savaş sonrası gibi içim
Kan ve revan
Gözyaşlarıyla yazılmış her satıra sözler
İnadına yaşıyorum kıyamet ortasında
Buharlaşan acıların kalan tortularıdır
Yüreğimi yakan

Yarım kalmış düşlerin istasyonunda
Gelmeyecek yolcuları beklerken
Acılarla dolu, yağdı yağacak bulutlar geçer yüreğimden
Ve hüzünler dökülür ceplerimden

Suları buz tutmuş umut nehirlerinde
Sorgularken geçmişi ve geleceği
Küllenmeyen ateşlerde bulurum
Tütsü kokulu kederlerin izlerini

Çiçekli fallar açarken 
Utangaç kuşlar konar yüreğimin dallarına
Bazen filizlenmiş bir umuda götürür
Bazen içimdeki çocuksu mutlulukları öldürür

Çığlıklarımı fırtınaya bırakırım
Bir tohum özüne gizlenen sevgiyle
Eksik ve yırtık bir haritayla
Ruhum, kıyılara ulaşmasa da
Bir iz bırakırım yalnızca

Anlatacak ne çok şey saklanmış
Kırk Haramilerin mağarasında
Firavunun sihrini bozunca
Musa’nın asası
Tan yerinde ağarmalı
Çığlık çığlığa türküler.

Ayşe Sönmez Bulut – ANTALYA
www.kafiye.net