YAŞ ALMAK HAYATTAN

Yaşlanmak ve yaşlı olmak insanların büyük bir çoğunluğunun korkusu oysa yaşlanmak kaçınılmaz bir son. Kum saatinden akan kumlar zamanın azaldığının ve yaşlılık günlerinin yaklaştığının habercisi. İstediğiniz kadar dış görünüşünüz yaşınızdan küçük göstermenize sebep olsun beden yaşınız ve ruhunuz yaşlanır ve gerçek yaşınızı yansıtır.

Her yaş diliminde beşer veya onar senelik kısımlara ayırırsak hayatı, insanların etkilendiği olaylar farklı olur, bilinç altına farklı duygular temel atar, Elbette bunun yaşanılan koşullar sebebiyle farklılıkları vardır.

Gene de her çocuk oyun oynamayı, ilgiyi sever. Çocuklar yalnız kalmayı sevmezler, yanlarında güvendikleri birileri olsun isterler. İlk tanıdıkları ve sınırsız güven duydukları anneleri olduğu için çocuklar annelerini yanlarında isterler. Anneyi o kadar çok severler ki anne o sevginin bir ömür boyu süreceğini zanneder. Çocuklar babalarını da sever ve babaları İle gurur duyar ve ona benzemeye çalışır. İlk güçlü kahramanları babaları olur. Güçlü, herşeyi yapan, koruyan babadır ve babanın Kolları arasında güven duyarlar.

Çocuklar büyür okula gider, genç olur, iş hayatı ve kendi bayatı başlar. Burada kopma noktası başlar ana ve baba İle fikir ayrılıkları başlar, çatışmalar başlar, soğukluklar başlar. Artık derdini, tasasını, Sevincini arkadaşları İle paylaşıp anne baba İle zorunlu konular dışında konuşmazlar. Zaten anne ve babayı yetersiz bulur, başarısız bulur kısaca diğer anne babalar İle mukayese eder, beğenmezler.

Çocuklar Evlenir kendi yuvasını kurar artık anne ve baba hayatından tamamen çıkar. Hafta sonları onu dört gözle bekleyen anne babaya gideceğine herkesin gözüktüğü o mekanlarda bir kare fotoğraf çekip yayınlamak için hoşuna bile gitmeyen yerlere gider. Eşinin isteklerine ve kendisine çizdiği aile hayatına uyar, Modern bir aile olduklarını düşünür, bu ailede yaşlılara yer yoktur, çekirdek aİle anne ve baba ve çocuklardan oluşur. Herkes başının çaresine bakmalı, üstelik anne ve baba bakıma muhtaç değildir henüz.

Kısaca onları görmek bile istemez çünkü Ne zaman onları görse ya avizedeki lamba yanmıştır onu değiştirmek gerekir, yada gidemedikleri bir yere götürmesini isterler o hafta sonu trafiğinde veya eski günlerden konuşur ona nasıl emek verdiklerini anlatır, ondan ve ilgisizliğinden şikayet ederler. Torunları görmek ister anne baba oysa çocuk yarış atı gibi o kurstan bu kursa koşup oynamaya bile vakit bulamazken yaşlılar İle nasıl vakit geçirsin, torunlar hep meşguldür.

Kum saatindeki zaman hızla akar ve ummadığı bir anda ya anne yada baba hayattan çekilir. Tek kalan yaşlı yalnız yaşamak zorunda kalır bazen yalnız yaşayamaz evlat yanında olmak ister. O noktada gelin veya damat devreye girer ve yaşlıyı evinde istemez. Son zamanlarda çoğalan huzur evlerinden birisine yerleştirilirler veya biraz daha merhametli olan kız evlat varsa yaşlıyı yanına alır. Diğerleri yük olan yaşlıdan kurtulur bu şekilde.

Kum saatindeki zaman tükenir yaşlılar birer birer yaşamdan çekilir, yerine gelen çocuklar torunlar artıkça ileriye doğru itilir insan, en sonunda aile büyüğü o olur.
O noktadan sonra kum saati onun için çalışır. Emekli olmuş, iş hayatı bitince zaman bollaşmıştır, ne kadar kendisine meşgale bulsa da geçmişin muhasebesini yapmaya başlar.

Çocuklarını ve onların kendi hayatlarını yaşadıkları için kendisine zaman ayırmadığı düşünür. Vefat etmiş anne ve babasını daha sık düşünür, onları özler, onlarla yaşadıklarından çok yaşayamadıklarına üzülür, zaman ayırmadığına üzülür. Onları ve duygularını daha iyi anlar oysa artık bunun kimseye faydası yoktur.

Yaşlanmak eskimek değildir aslında fakat pek çok kişi için yaşlanmak değer kaybetmektir. Onun için bu kadar çok estetik operasyon yapılır, bilmem kaç yaş genç gösterecek gece kremleri sürülür. Genç gözükmek için neler feda etmez insanoğlu.
Kendi gözünde yaşlının değeri olmadığı için genç gözükme sevdasına kapılır ve bunun farkında bile değildir. Kendi bakış açısıdır bu ve yaşlılığa tahammülü yoktur.

Oysa her yaş dilimi güzeldir ve özeldir. Aileler birbiri ile bağını kopardıkça, yaşlılar evden uzaklaştırılıp onlara eski eşya muamelesi yapıldıkça insanların içindeki çocuk ve insanlık ölür. Vitrinlerdeki cansız mankenler ve balmumu heykellerden farksız olur insan. 

Üç kuşak bir arada yaşamış bir insan olarak bunun insana kattığı duyguları tarif etmem mümkün değil. Herkesin aynı duyguyu ve algıyı yaşadığı tekdüze ortamlar insanın hayata bakışını esirleştirir. Oysa her yaş gurubu İle birlikte olmak düşünce özgürlüğüdür. Aynı anda çocukluğu, gençliği ve yaşlılığı yaşarsın.

Çocuklara yaşlılar İle birlikte olmaları için fırsat verin ve yaşlıları sevmelerini sağlayın. Aksi halde sizde yaşlandığınız vakit sizin torunlarınız da sizden köşe bucak kaçar, sizin yaşlı ve değersiz olduğunuzu düşünür.

Yaşlılık hayatın en güzel anı aslında hem çocukluğu hem gençliği biliyorsun ve yaşlılığı da sağlıkla yaşıyorsun Ne kadar muhteşem bir deneyim. Yaşlanmaktan, yaşlılardan korkmayın sadece yaşlılara yeterince değer verin keza sizinde sonunda geçeceğiniz en son kapı orası. Kum saatindeki zaman sizin için azalmadan yaşlılara bakış açınızı sorgulayın.

Bu sizin kendi geleceğiniz için en akıllıca ve en mantıklı yatırımdır. Hiçbir gece kremi ve estetik ameliyat sizin ruhunuzu gençleştirmez. Ruhu gençleştiren tek şey sevgidir o sevgi ve gençlik iksiri sadece aile sevgisinde bulunur.

Nejla BILGIN

www.kafiye.net