Gözlerimiz Hüzünlü Bakmasın

Ruhum Ege’de, bedenim Akdeniz’ de! 
Sensiz yüreğim, Doğu’da, Batı’da, Kuzey’de,
Güney’de nerede olursa olsun, mateme bürünüp,
Efkarın notalarını, icat eder.
Düşüncelerim her an sende!
Aklım gözlerine düşünce, sol yanım sızlıyor.
O bakışlarını, hayallerimde süslüyorum.
Hicranın sillesi, tüm benliğimde,
Vuslat diye diye, suskun dilimde, çığlıklar atıyor.

Gün batımına, umudumu taktım.
Sana ulaşsın diye, dualar ettim.
Gülen cemaline, hüzün değmesin diye,
Adaklar adayıp, Tanrı’ya yalvardım.
Ey benim! Gönlümün aslan sultanı,
Ey benim! Zifir karanlık gecelerime,
Ayna cemali yansıyan, nur yüzlüm.
Şimdi ben şimdi ben! Sensizliğin sancısında,
Kıvranarak acılara dem saldım.

Yüreğimde ki lavlar, Akdeniz’i bile yaktılar.
Gözyaşlarıma şahittir martılar.
Gurur dolan benliğimi, dövsün hırçın dalgalar! 
Dövsün de gönlüm uslansın, uslansın da,
Yarım kalan aşka, yeniden sarılsın.
Sarılsın ki; gurura bir tekme vursun! 
Gurur yerlerde sürünürken, bizi ayırdığına utansın.

Aşta gurur olmaz derler ya, yalan vallahi yalan! 
Gururum yüzünden, inadım değil mi? 
Bizi virane, talan yapan? 
İçimde koca maziden kalan,
Anılar beni zincirleyip, yaşadıklarımıza attıkça,
Bir gözlerim değil, yüreğim ağlar.
Anılar benden tek tek, hesap sorar.
Senden uzak olsam da, ruhum her an sana koşar.

Sanma ki; uzaklara yelken açıp, beni unuttu,
Her saniye, salise, yirmi dört saat, tüm gün ben sendeyim yar! 
Sen yanımda olmazsan eğer, tüm umut gemilerim batar.
Senin ruhunla, ruhum birleşince, girdaplar bile benden kaçar! 
Dedim ya güzel gözlüm, senden vazgeçmek mümkün değil! 
Tut yüreğimden,, mavi deniz kıskansın.
Böyle bir aşka bir daha şahit olamayacağını unutmayıp,
Bizi yakamozun da, gönülden nikahlasın.

Gözlerimiz hüzünlü bakmasın,
Sol yanımız, gayrı aşkın narında yanmasın! 
Yüreğimiz hicrandan kurtulup,
Vuslatı içimizde saklasın.
Sevmeyi unutanlar, sevdamıza bakıp, ah çekerek utansınlar! 
Senden bir daha vazgeçersem eğer,
Beni Ağustos dondursun, Şubat ateşlerde yaksın! 
Umurumda değil! Ben zaten, senin aşkına düşünce,
Ağlarken gülmeyi, gülerken ağlamayı, 
Çölde bile gözyaşlarıma, ayaz tutturmayı öğrendim! 
Ve…
Kutupta da yüreğimi çayır çayır, yakmayı bir yemin bildim.

Andım olsun ki; senden bir daha, asla vazgeçmem! 
Tüm dünya da, bir gün bu sevdayı konuşacaklar.
Kundaktaki bebekler aşkımızın şarkısında,
Ağlamayı bırakıp, aşkımızın büyülü notalarında susacaklar.
Biz aşkımızı, yerde, gökte sonsuzluğa taşıyıp,
Semada ruhumuzu birleştirince, bulutlar bile bize ağlayacaklar…

Bilgehan Emirşanoğlu
www.kafiye.net