Uyudun Uyandın Ne Değişti?Tarih: 22-12-2017

Bu sabah uyanan pek çok kişi gene ellerine kazma ve küreklerini aldı, karşılarında onlara engel gördükleri kim varsa kuyularını kazmaya başladılar.
İnsanlar birbirlerini kandırmak için yalan söylemeye çoktan başladılar bile. Günaydın demeden önce bugün ne kötülük yapayım diye düşünür oldu kötü yürekler.
Evet hayat devam ediyor, gemisini yürüten, menfaatini en yüksek yerde görenlerin menfaatlerine ulaşmak için küçük zıplamaları başladı. Evden çıkmadan önce o sahte cana yakın yüz ifadesi yüze maske gibi takıldı. En güzel giysiler giyildi, ucuzluk kokan bedene çiçek kokulu kokular sıkıldı. En son asansör aynasında son kontrol yapıldı. Görüntü güzel, şık ve bakımlı, dişler kar beyazı, gözler fıldır fıldır dönüyor. Elinde son model uzay haberleşme aracı. Kaç fonksiyonunu kullanmayı biliyorsun acaba da o kadar yeni model telefon peşinde koşuyorsun. Nerede ise model ülkeye gelmeden kaç kez ne zaman gelecek diye sordun. Sanki hayati önem taşıyan hastalığa çare olan ilaç arıyorsun! Sen küçük kötülükler yapan küçük kötü insansın.
Giysilerin sürekli en son model, en göze çarpanları tercih ediyorsun. Sende haklısın çarpmadan önce insanların sana çarpılması gerekiyor. Ağzın iyi laf ediyor. Her konuda uda az çok fikrin var, hatta insanları şaşırtmak hoşuna gidiyor keza şaşıran insan biraz daha kolay ikna oluyor. Bu iyi taktikmiş düşünmek gerek.
İnsanlara, insanlığa zarar verenler, vermeyi hedefleyenler de ellerindeki zift dolu küflü tenekeyi insanların üzerine dökmeye başladı.
Kötüler gene kötülük için yola çıktı, gün boyu çalışacaklar.
Sadece bir an durup düşünsün bu insanlar: ömür denilen kaç yıl, kaç ay, kaç gün, kaç saat?
Birde uluslar arası kötüler var. Dünyayı yönettiğini iddia eden, kendi fikirlerine aşıklar var. Bunların ofislerindeki aynalar devasa, kendileri de çok büyük görünüyor.
Ülkeler arasında eski dostluklar kalmadı. Kim kimin gerçek dostu belli değil. Siyaset denen çok bilinmeyenli denklemi çözmek onca yılın siyasileri için bile zor oldu artık. Ülkeler çıkarları doğrultusunda su gibi kendi yollarına akıyorlar, tersine akmayı başaranlar bile var.
Karar veriyor dünyanın diğer ucundan güçlü olan ülkeler hükmetmeye güçsüz ülkelere.
İyilik getireceğiz, refaha kavuşturacağız vaadi ile kan gölüne dönüyor ülkeler. Hesap soracak duruma gelmiyor yoksul olan. Ayrıca güçlü olan da kendine hesap sorulmasına müsaade etmiyor. Artık aileni dış etkenlerden korumak ne kadar zor ise ülkeni korumakta bir o kadar zor.
İlla Ordu İle sınır kapılarına dayanıp savaşmak gerekmiyor bir ülke İle savaşmak için. Şimdilerde bilgisayar oyunu gibi entrikalarla ne dolaplar dönüyor.
Değer mi bu kadar kötü olmaya? Can almaya ve insanların beddualarını almaya. Toprak bile sizi kabul etmeyecek, o çok değer verdiğiniz para, mevki vs. yeryüzünde kalacak.
Sizler kötü olarak, lanetle anılacaksınız. O Ateş düşürdüğünüz haneler kadar ateşlerde yanmanız dileğiyle.
Haber ve bu konu ile ilgili tartışmaların yapıldığı proğramları bile izleyemiyoruz. Dünya yangın yerine dönmüş, yürekler yanmış, ocaklar sönmüş.
Sen insan oğlu, adı insan olan canlı, kendini kainatın efendisi sanıyorsun ya değilsin aslında. Ne kendine hakimsin ne kainata, kendi egoların için içinde bulunduğun dünyayı yaşanmaz hale getiriyorsun. İçinde bulunduğun kötülük sisteminde sadece yoksul ülkelere kötülükler yapıyorsun. Hemde iyilik götüreceğim yalanı ile.
Dünyanın en ücra köşesindeki terörden, en modern kentte yapılan terör hareketine kadar terörün, kötülüğün her çeşidini kınıyorum.
Mazlumun ahı yerde kalmaz inşallah.

Nejla Bilgin

www.kafiye.net