VAZGEÇMEK

Hiç anlayamadın neden senden bu kadar kolay vazgeçtiğimi. Belkide bu kadar kolay gidebileceğimi düşünmemiştin. Insan nedense hep kendini vazgeçilmez sanır. En büyük yanılgı belkide bu vazgeçilmezim duygusunun diğer duyguları kör etmesi sebep olabilir. Çok iyi arkadaştık çok biz seninle eskiden. Sen benim kız lisesinde eğitim görenlerin çok iyi bildiği arkadaştan öte kardeşim gibiydin.

Oysa o kadar açık mesajlar vermiştim ki sana.. Şimdi fark ediyorum ki sen onları göremedin. Hızla değişime uğradın ve para kazanma uğruna hırs yaptın ve hatalar yaptın. Dönüşü olmayan yollara saptın.

Ilk yalanını yakaladığım gün yüreğimde kopan fırtınalar yüzümü allak bullak etmişti. Göz ucuna gelen şelalenin Çağlayan suları yüreğime kan kırmızı biber renginde ve acılığında aktı.

Ikinci yalanını yakalamak için o kadar dikkat eder olmuştum ki artık her sözünü inceliyor, her hareketini doğrulamaya çalışıyordum.
Başkalarının yanında başka bir kişiliğe büründüğünü gördüm. Sanki olduğundan başka birisini oynuyordun. Gerek yoktu oysa. Sen aslında özünde iyi birisiydin ve o sebeple seni sevmiş olabilirim. Sen başkası olmaya çalışırken çirkinleştin ve yalanlar seni esir etti. Sana yardım etmeye çalıştım. Bir uçuruma doğru sürüklendiğinin farkındaydım, ellerinden tutmaya ve seni uçurumdan almaya çalıştım. 
Ben seni yukarı çektikçe sen ısrarla aşağıya düştün. Tek hedefin belki de çok kazanmaktı. Yoksul geçen çocukluk yıllarının acısını çıkarmak ve hâyâl ettiğin ne varsa sahip olmak istiyordun. Belki de bunlara sahip oldun.

Artık seninle olmak beni yormaya başladı. Iki ayrı dünyanın insanı olmuştuk. Telefonlarına çıkmamaya başladım, her birlikte olmak istediğinde bir mazeret buldum ve seni kendimden uzak tuttum.

Aradan yirmi koca yıl geçti ve bunca yıl sonra bir gün gene hayatıma sızmaya çalıştın. Biz eskiden iki kızkardeş gibiydik evet doğru. Fakat bazen kardeşler bile bir sebeple ayrı yaşamlara sahip olabiliyor. Israr ettin ve seninle görüştüm. Sadece bunca yıl neler yaptın ve değiştin mi diye merak ettim. Gördüm ki senin cephende değişen hiç bir şey yok. Hâlâ eski yalancısın bu sefer ilk görüşmemde yalanını yakalayacak kadar deneyimliydim. Senden sonra da yalancılar tanıdım ve artık bu konuda epey yol aldım. Değişmiş olduğumu söyledin. Evet senin ve senin gibi insanlar sebebiyle değiştim ve biraz da etrafıma duvar ördüm.

Yüzüne baktığım zaman içinin mutsuzluk ve pişmanlıkla dolduğunu bir anda olsa gördüm. Hep eskiden ve masum günlerinden söz etmeye çalışman belkide eski günlerin masumiyetinde yıkanıp arınmak istemendendi. Keşke geriye dönebilse insanlar ve bugünün tecrübesi ile yaşamını yeniden yaşasa o zaman hiç hata yapmazdı. Benimle dost olmak istiyordun, oysa bende yorgunum ve seni paklayacak kadar sabuna ve suya sahip değildim. Cimri değilim aslında sadece bende insanlardan yana çok yorgunum…

Etrafımda sahte dostlar yerine az ve öz düzgün insanlar istiyorum. Senden ve senin gibi bir ayak üstünde kırk yalan söyleyen insanlardan çoktan vazgeçtim. Bİliyorum bu açık mektubu okuyorsun. Buradan sana elvada diyorum. Başak saçlı, çimen gözlü, ayçiçeği yüzlü eski arkadaşım artık yüzünü güneşe dön ve o karanlıktan çık, bunu kendin için yap lütfen…

Nejla BILGIN ( 21 Eylül 1981 İstanbul )
www.kafiye.net