TELEFONLAR AKILLI , İNSANLAR AKILSIZ MI

İki gün önce günbatımı öncesi göl kenarına yürüyüşe çıkmıştım. Göçmen kuşları izlemek bana ayrı bir duygu verir. Karşıdan beş tane on yaş civarı erkek çocuk bisiklet İle geliyordu, birisi aniden bisikletten yüzü yere çarpacak şekilde düştü.

Koştum ve yerden kaldırdım, oturttum dudağı patlamıştı ve kanıyordu. Çantamdan ıslak mendil ve kağıt mendil çıkarıp yüzünü temizleyip kanayan yere tampon yaptım. Arkadaşları ise gözleri korkudan büyümüş şekilde şaşkınca bakıyordu. Çocuğun tekrar bisiklet kullanmasını sakıncalı gördüm. Yanlarında telefon olup olmadığını sordum. Anneleri evin dışında ellerine telefon vermiyormuş. Bana telefon numaranızı verin ben arayayım dedim. Hepsi de bizim telefon numarası ezberimizde yok dediler. Şaşırdım hepsinde cin gibi ve on yaş civarı gözlerinden zeka fışkıran çocuklardı. 

Telefonun hafızasına güveniyorsunuz galiba dedim. Hepsinde başını evet manasına salladı. Bulunduğumuz yer sağlık ocağına iki kilometreden daha uzak, etrafta araç da yok. Yoldan iki araç geçti işaret etmemize rağmen durmadı.

Sonuçta iki tanesini bisiklet İle sitelerine gönderdim annesine haber versin diye, onlarda buraya yakın yerde yaşamıyor bir kilometre kadar uzakta söyledikleri site. Diğer ikisi de çocuğun yanında kaldı. Konuşup, sorular sorarak dikkatini dağıttım acısını hissetmesine mani oldum. Çok geçmeden annesi devasa bir jeep İle geldi. Bana sanki ben onun çocuğunun düşmesine sebep olmuşum gibi kızgın gözlerle baktı. Sonra çocuğa döndü ve bağırmaya başladı. Çocuk küçüldükçe küçüldü ve adeta yere yapıştı. Beş çayında komşudaydım, zehir ettin bir bardak çayı, diye bağırıyordu. Benimde gözlerim büyüdü şaşkınlıktan. Nezaketimi korumaya çalıştım. Bile isteye çocuğun nesi oluyorsun diye sordum. Annesiyim, deyince. O vakit annesi gibi davranın. Önce çocuğunuza telefon numaranızı ezberletin, ardından da kaza geçiren çocuğu önce sağlık ocağına götürün. Biraz da şefkat gösterin. Dedim. Kadın bana tuhaf bir ifade ile baktı sanki benim aklım bana yeter der gibi.

Kadın arka koltuğa muşamba gibi bir şey serdi, araba kirlenmesin diye ardından da çocuğu kolundan adeta savurarak arabanın arka koltuğuna bindirdi.

Haber vermek için gönderdiğim çocuğa da bisikleti al siteye götür diye talimat verdi.
Bana da döndü isterseniz bizimle merkeze kadar gelin dedi. Bende gördüğünüz gibi ben yürüyüşteyim dedim ve yoluma devam ettim. Arka camdan çocuğun bana bakışını ise unutmam mümkün değil. Yüzündeki ifadede yalnızlık, eziklik, korkaklık vardı.
Benim bildiğim anne yarayı saran, yarayı üfleyen ve güven duygusunu aşılayandır. Şaşkınım ve sevgisiz büyüyen çocuklar için üzgünüm.

Saygı, sevgi ve güven İle kalınız.

Nejla BILGIN
www.kafiye.net